Üstad Necip Fazıl, Babıbali’de Büyük Doğu’yu kastederek “Bizden değildi; ama bizden olmayanlardan da değildi.” der Arif Nihat Asya için. Çünkü o NAAT şairidir. Bir kısım insanlar Arif Nihat Asya’yı sadece “Bayrak” şairi olarak görür ve göstermek ister. Oysa modern şiirde Divan şiirinin izini sürer Arif Nihat. Hicviyeleri kadar rubaileri de ünlüdür. Şiirinin kaynağında sadece tarih, din, tasavvuf, hamaset yoktur; ümmetin aktüel sorunları da vardır.
1980’li yıllarda Asır Ajans tarafından yayımlanan şiirlerini kendi sesinden dinlediğimde şunu gördüm: Aruzu bilmeyen kişi aruzla yazılmış bir şiiri okuyamaz ve hissettiremez. Kaydı sorunlu olsa da bize sadece yazı ve şiirlerini değil; sesini de bıraktı Arif Nihat. Yer yer tok, şiirin temasına göre dalgalanan, öfkelenen ve iğneleyen sesini.
Altmışlı yıllardan başlayarak sorun haline getirilen başörtüsünü konu edindiği şiirini Dünyabizim.com okuyucuları ile paylaşmak istedim. Filmlere, hikâyelere, romanlara konu olan başörtüsünü bir de Arif Nihat Asya’dan okumaya ne dersiniz?
Aradan şu kadar yıl geçmiş, taraflar kimler, gerekçeler ne, ne kadar yol almışız-yani alamamışız- başörtülü bir kızımızın dilinden okuduktan sonra şiiri, siz karar verin ve şairimiz Arif Nihat Asya’yı rahmetle anın.
Kamil Yeşil ustalar saygıyı hak ediyor dedi
Ne demekmiş
“Yasak! ”
İşiniz mi kalmadı
Yapacak?
Ne diye karışırsınız
Saçımıza-başımıza,
Bizi oyuncağınız mı sandınız
Bakıp yaşımıza?
Sebebini anlatamayacağınız
Çocukça bir devrin hevesinden
Karşınızdaki en güzel portreleri
Mahrum ettiniz çerçevesinden!
Kim demiş, ki:
“Başörtüsüydü o! ”
Başımızın -renk renk-
Süsüydü o!
Altında saçlarımız,
Arkadan, ne hoş sarkardı;
Kimimizde -örgü örgü- sarmaşıklaşır...
Kimimizde, su olup akardı!
Şu, bu nâmına “Yasak! ” demiş
Bulundunuz, tez elden;
Ne olurdu, anlasaydınız biraz da,
Güzellikten, güzelden!
Siz, bizden değilsiniz,
Tanımıyoruz hiçbirinizi,
Çekin başımızdan
Ellerinizi!
Bir gericilik tutturmuşsunuz;
Gericilik değil, Türk'ün köy modasıdır bu...
Üstelik, ninemizin başımızda
Taşıdığımız hatırasıdır bu!
Dediniz: “Çıkacak başınızdan
Başörtünüz! ”
Alın -öyleyse- onunla
Yüzünüzü örtünüz!
Arif Nihat Asya