Anne sütü, sadece süt değildir

Gemlik İlçe Müftüsü olan Dr. Mehmet Reşat Şavlı, Ensar Vakfı Bursa Şubesi’nde yaptığı konuşmada çocuk eğitimi konusunu ele aldı ve önemli tavsiyelerde bulundu. Ahmet Serin’in etkinlik haberi.

Anne sütü, sadece süt değildir

Aile ağacının en güzel meyveleri olan çocuklar, gözümüzün önünde yitip gidiyor yaşadığımız çağda. Yaşadığımız zamanın insanı baştan çıkaran, iğva eden parıltılı hayatı, özellikle zihni masumiyetlerini koruyan çocuklarımızın akıllarını, kalplerini ve hayallerini çeliyor öncelikle. Bu öyle güçlü bir çelme dalgası ki, bu dalga karşısında kimi bulursa yıkıp geçiyor neredeyse. Buna direnmek zor. Zor çünkü önce algılarımızı teslim alıyorlar. Yanlışı bize doğru belletiyorlar zihin dünyamızda. Sonrasında zaten teslim olmaya hazır bir varlık kalıyor geriye.

Buna direnmek gerek, bunu biliyoruz. Ama nasıl direnmeli, ne yapmalıyız?

İnanan ve inandığını yaşamak gibi bir endişeyi yüreğinin taa ortasında taşıyan günümüz Müslümanlarının en büyük sorularından biri de bu: Ne yapmalıyız?

Şükür ki çağlar üstü bir kitabımız, çağlar üstü bir rehberimiz var. Onların kılavuzluğunda yönümüzü bulmamız her zaman mümkün.

Gemlik İlçe Müftüsü olan Dr. Mehmet Reşat Şavlı, akademik çalışma yaptığı bu alanla ilgili bilgilerini Ensar Vakfı Bursa Şubesinin Salı Seminerlerinde paylaştı yüreği dertli anne babalarla. 

Çocuk yetiştirmek ümmetin derdi olmalıdır

Konunun çok önemli ve ümmetin her ferdinin mutlaka kafa yorması gereken bir konu olduğuna dikkat çekerek sözlerine başlayan Dr. Mehmet Reşat Şavlı, sözlerine “Çocuk yetiştirme alanında ümmet olarak ne yapabiliyoruz, bu konuya kafa yormamız gerekir. Bilindiği gibi, eğitim ana rahminde başlıyor, bunu unutmamamız gerekiyor öncelikle. Yani çocuk beyaz bir sayfa gibi doğmuyor, anne babanın yaşantısından aldığı etkiyle belli bir biçimlenmeye maruz kalarak doğuyor. Mesela ebeveynlerden biri yalan söylediğinde, yalan söyleme anında yalan söyleyen kişinin vücudunun kimyası değişiyor ve çocuk da bu kimya değişikliğini anlayıp rahatsız oluyor. Dolayısıyla anne karnındaki çocuk bu etkilerle biçimlenmeye başlıyor.” diyerek çocuğun eğitiminin daha doğmadan başlaması gerektiğini kayıtlara geçti.

Çocuğun her konuda ve her şeyde etkiye açık olduğunu söyleyen Dr. Mehmet Reşat Şavlı, ismiyle çocuğun karakteri arasında bir ilişki bulunduğunu, Peygamberimize atıfta bulunarak “Tahrim suresinde ‘Ey iman edenler, kendinizi ve çoluk çocuğunuzu ateşten koruyun!’ diye öncelikli olarak babaya seslenmektedir Allah. Günümüz bilim dünyası, çocuğa konan ismin çocuğun kimlik oluşumu ve karakter gelişimini etkilediğini söylemektedir artık. Peygamberimiz bunu asırlar öncesinden söylemişti zaten. İşte baba, çocuğuna bu güzel ismi koymakla sorumludur önce.” sözleriyle açıkladı.

Boşanmalar evlenmeleri geçti

Konuşması boyunca sık sık toplumun sosyolojik yapısına da değinen Dr. Mehmet Reşat Şavlı, Müslümanların en önemli kurumlarından olan aile kurumunun durumunun hiç de iyiye gitmediğine dikkat çekerek şu sözleriyle neredeyse teyakkuz uyarısı verdi: “Daha önceki seminerimizde, ‘Nasıl bir çocuk istiyorsan öyle bir eş al’ ilkesini anlatmıştık. Bu ilke bizim kılavuzumuz olmalı. Özellikle genç kuşak bu ilkeyi çok iyi düşünüp hayata aktarmalıdır. Seçeceği eşin, çocuk yetiştirmede en önemli etken olduğunu unutmamalıdır. Günümüzde, boşanmaların sayısının evlenme sayısını geçtiğini hesaba kattığımızda, bu konunun ne kadar önemli olduğu anlaşılacaktır.”

Çağımız insanının artık her şeye somut gözlerle bakıp o somut mecazın arkasındaki gerçeği görmekte zorlandığımızı ise anne sütü üzerinden “Anne sütü, Kur’an’da ifadesini bulmaktadır. Anne sütüyle beraber çocuk hem maddi hem de manevi gıda almaktadır. Anne kucağında sevgiyi hissetmektedir çocuk. Bir başka kucakta bu sevgiyi hissedemez çocuk. O yüzden anneler mümkün olduğunca fazla zamanı çocukla geçirmelidir. Hele hele ilk birkaç sene o anne mutlaka çocukla olmalıdır. Çocuk küçükken onu başka kucağa atanın, çocuk büyüdüğünde kendisini huzurevine atmasına şaşmaması gerekir.” sözleriyle anlattı Dr. Mehmet Reşat Şavlı.

Çocuk dilini bilmeliyiz

Çocuğun ilk çırpınmalarının ve ilk sorularının evde başladığına dikkat çeken Dr. Mehmet Reşat Şavlı bu soruların, soruları yanıtlarken kullanılan dilin ve sorulara verilen yanıtların önemine  “Çocuklar için ödüllendirme çok önemlidir. Biz maalesef ne ceza ne de ödül dengesini kurabiliyoruz. Çocuklar, hikâye dinlemeye çok uygundur. Onlara bu hikâyelerle yaklaşmalıyız. Evde mesela hikâye okumaları uygulayabiliriz. Bunu belli zaman dilimlerinde, ders gibi yapabiliriz. Dönemlik yapacağımız bu derslerin sonunda çocukları ödüllendirmeyi de bilmeliyiz. Buna ben ‘Aile okulu’ diyorum ve bunu evimde uyguluyorum. Evimiz çok önemlidir. Aile, bir evde vücut buluyor. Çocuklarımızı yetiştiren ilkokulun önce anne karnı, sonra ev olduğunu unutmamalıyız. Çocuk, yaşı gereği çok soru sorar. Soruların yanıtlarını sizde bulamayan çocukların bu sorulara başka yerde yanıt bulacağını asla unutmayınız. Hele çocuğa küçüklüğünde ‘Allah seni cehennemde yakar!’ şeklinde Allah’ı yakan, ceza veren bir şey olarak göstermek çok ama çok yanlıştır. O yüzden Allah’ın da verdiği ödülleri, cenneti anlatmalıyız çocuklara. Çünkü çocuğa, böyle ceza yoktur ve olamaz da. Bunun gibi yanlışlardan da kaçınmalıyız.” sözleriyle dikkat çekti.

Dr. Mehmet Reşat Şavlı, yaşadığımız hayatın koşuşturması içinde birçok şeyi gözden kaçırdığımıza da satır aralarında dikkat çekti. Bunların en önemlilerinden birinin anne baba arasındaki ilişki olduğunu söyleyen Şavlı, konuyu “Çocukların üç ebeveyni vardır, bunu da akıldan çıkarmamalıyız. Bunlar, çocuğun annesi, babası ve anne ile babanın ilişkileri, birbirlerine karşı tutum ve davranışlarıdır. Bu ilişkiler de çocuk için bir ebeveyndir. Çocuklar için en iyi ebeveyn de anne baba ilişkisidir. Çünkü çocuklar bir taklit uzmanıdır ve gördüklerini taklit edeceklerdir. Anne babanın ilişkilerindeki her şey, çocuğu doğrudan etkilemektedir. Bu yaşlarda çocuk, yeni dökülmüş bir çimento gibidir. Nasıl ki o çimentoya basıldığında izler kalıcı oluyorsa anne babanın ilişkilerindeki seviye de çocukta öyle kalıcı izler bırakır. Bu anlamda babaya yönelik olarak “Çocuğun için yapabileceğin en iyi şey, onun annesini sevmendir.” denir.” sözleriyle duyarlı anne babaların dikkatlerine sundu.

Mahremiyet, illa mahremiyet

Medyada şahit olduğumuz mide bulandırıcı birçok şeyi yapanların aslında yanlış büyütülmüş çocuklar olduğunu ima eden Dr. Mehmet Reşat Şavlı, çocuğun biçimlenmesi aşamasında hiçbir şeyin ihmal edilmemesi gerektiğini de “Eşlerin birbiriyle anlaşması, birbirine güvenmesi önemlidir. Bir hadis-i şerifte ‘Siz iffetli olun ki eşiniz de iffetli olsun’ der Peygamberimiz (sas). Biz iffeti hep kadınlarda ararız ama bu doğru değildir. Aslında kadın erkek arasında iffet bakımından fark yoktur. Kur’an-ı Kerim’de önce mümin erkeklere iffetlerini koruyup kendilerini haramdan sakınmaları bakımından seslenilir. Hitap her iki tarafa da olduğundan kadın erkek arasında fark yoktur iffeti koruma bakımından. Toplumumuz, kız çocuğunun giyim kuşanmasında mahremiyete önem verirken nedense erkek çocuklara karşı aynı hassasiyeti göstermez. Ama Allah bu konuda hem erkek ve hem de kadınlara seslendiğinden erkeğin de bu iffet duygusuyla yetişmesi gerekir. Bu konuda Peygamberimiz (sas) ‘Allah katında küçüklerin mahremiyeti büyüklerin mahremiyetinden farksızdır.’ diyerek bu konunun ne kadar ciddi olduğunu vurgular. Çocuğu bu iffet duygusuyla yetiştirmek de anne babaya düşen en önemli görevlerdendir. Kız çocukla erkek çocuğun odalarının ayrı olması gerekir. Hele hele aynı yatakta yatmaları asla düşünülmemelidir. Hatta erkekler erkeklerle, kızlar da kızlarla oynamalıdır. Şimdi küçük çocuklarının tam giyinik olmayan görüntülerini internette paylaşanlar var. Bu durumun, o çocukların mahremiyet eğitimine ne kadar zarar vereceğini düşünmemiz lazım.” sözleriyle dinleyicilere aktardı.

Biz dilini kullanmalı

Olan bitenleri fark etmiyor gözüyle baktığımız çocuklarımızın, her sözümüzü ve her davranışımızı hafızasına kaydedip günü geldiğinde mutlaka kullandığını anlatan Dr. Mehmet Reşat Şavlı, çocuklarla iletişim konusunda Peygamberimizin yöntemini de  “Peygamberimiz hiçbir zaman insanlara ibadet konusunda emir vermezdi. Çocuklara “Namaz kıl’ demek yerine ‘Gel, beraber namaz kılalım.’ derdi. Bizim de ibadetler konusunda böyle yapmamız gerekir. İşin içine ebeveyn katıldığında çocuk her şeyi daha içtenlikle yapmalı ve bu durum da kalıcı olmaktadır. Takva sözcüğünü bize hep Allah’tan korkmak olarak anlattılar ama takva sadece Allah’tan korkmak değildir. İyi ve dürüst insan olmak da bunun parçasıdır. Anne babanın çocuğuna söyleyeceği yalan, ilerde o çocuğun da yalancı olmasının yolunu açacaktır. Yalan söyleyen anne babanın, yalan söyleyen çocukları olur. Anne babaların çocuklarına karşı yalan sözcüğünü kullanmaması gerekir. Hazreti Peygamber, yalan söyleyen bir çocuğa bile ‘Yalan söylüyorsun.’ dememiştir. Muhatabına ‘Her zaman doğruyu söylemek gerekir.’ der.” sözleriyle açıkladı.

Çocuk yetiştirmenin ve çocukla ilgilenmenin sadece annenin işi olduğunu zanneden bir toplumda yaşadığımıza “Şimdi toplantı yapıyoruz bazen, bazen de konferanslara gidiyoruz. Buralarda hep anneleri görüyoruz. Çocuklar sanki anneye terk edilmiş, ortada babalar yok. Oysa Hazreti Peygamber, çocuk gördüğü zaman hemen onlarla selamlaşır, sonra da zamanı uygunsa onlarla oynamaya başlardı. Onun, bir çocuğa selam vermeden geçtiği olmamıştır. Bir anne babanın çocuğuna verebileceği en güzel şey, zamanını ayırıp onunla oynamasıdır.” sözleriyle dikkat çeken Dr. Mehmet Reşat Şavlı, Peygamberimizin çocuk eğitimiyle ilgili söz ve davranışlarından örnekler vererek sohbetini bitirdi.

Ahmet Serin

YORUM EKLE