KAYSERİ’DE KİTABIN MERKEZİNDE İDİK
Geçen haftalarda Kayseri’ye yolumuz düştü. Her vilayette kitapla özdeşleşen, kitap okurlarının buluşma noktası olan mekânlar vardır. İşte Kayseri’nin de bu özel mekanı Akabe Kitabevi’dir.
KAYSERİ’DE RAMAZAN VE KİTAP
Akabe Kitabevi sahibi ve kitap sevdalısı, kitapçı, yayıncı Esat Ayata ile Kayseri’de Ramazan, Kitap ve Kitap Kültürü’nü konuştuk.
Esat Abi, Kayseri’ye Ramazan-ı Şerif uğradı mı?
Elbetteki uğradı. Ama her gelen Ramazan bir öncekini aratır halde. Eskiden caddede sokakta nadirattan oruç yiyenleri görürdük, şimdilerde Kayseri’de bu hassasiyetin de yavaş yavaş ortadan kalktığını görüyoruz. Caddelerde sokaklarda sigara içenleri fazlasıyla görüyoruz. Ramazan’ın havasını artık dışarıda pek hissedemiyoruz.
Kayseri’de dışarıda Ramazanı hatırlatacak büyük etkinlikler göremedik. Vardı da biz mi görmedik acaba?
Doğrudur. Belediye geçen yıllarda çadır kurmuştu ama yürümedi Kayseri’de iftar çadırı işi. Burada dışarıda Ramazan coşkusuna rastlamak mümkün değil. Vakıflar, dernekler kendi içlerinde bir takım etkinlikler yapıyorlar.
Kayseri’de Ramazan’la birlikte okur sayınızda, kitap satışında bir artış oldu mu ya da en çok neler satıyor son dönemde?
Kayseri’de okuma kültürü maalesef çok zayıf. Ramazan Kur’an ayı olması hasebiyle rağbet daha çok Kur’an’a. Yaz Kur’an Kurslarının da Ramazan’ın başlangıcına denk gelmesi Kur’an satışlarını artırdı. Kur’an’ı da daha çok alıp camiye hediye etme, böylelikle günahlarının bağışlanacağı düşüncesi hakim. Bunun yanında Kur’an’ı okuma gayreti var ama Kur’an’ın anlaşılması noktasında da maalesef ciddi bir gayret yok. Kayseri’de hemen aklıma gelen en çok satan dört kitap;
İskender Pala-Katre-i Matem
Nazan Bekiroğlu-Lâ
Elif Şafak-Aşk
Mustafa Kutlu-Tahir Sami Bey’in Özel Hayatı
(bu arada genç bir kız 70’lı yılların çok satan kitabı “Karanlık Gecelerinin Nurlu Sabahı” (Sami Arslan), isimli kitabı soruyor)
Siz peki şimdilerde ne okuyorsunuz?
Mustafa Kutlu’nun hikayelerini çıkar çıkmaz büyük bir heyecanla okurum. Şu an elimde Mustafa Kutlu’nun “Tahir Sami Bey’in Özel Hayatı” isimli kitabı var. Yusuf ile Züleyha hep okuduğum tavsiye ettiğim kitaptır. Nazan Bekiroğlu’nun “La-Sonsuzluk Hecesi” kitabı da şimdilerde okuduğum kitaplardan.
Kayseri’de kitapçı olmak, kitabın yükünü çekmek nasıl bir iştir?
Hasbelkader kendimi kitabın içinde buldum diyebilirim. Tezgahtar olarak başladım bu işe, açıkçası sıkılırdım, sevmezdim bu işi. Zamanla bir iştah, bir heves sardı. Kitapçılık malum getirisi olmayan bir iş. İşin açıkçası bu iş, aşk işi, gönül işi. Sevmezseniz uzun vadeli dayanmanız çok zor. Bana sorsanız başka bir hangi işi yapardın diye yine kitap, kitapçılık mesleğim olurdu. Öyle bir şey ki gelen her koliyi açarken aynı heyecanı hep yaşarım. Koliden çıkacak kitaplar beni hâlâ heyecanlandırır. Bu işi yaptığım için de hiç pişman olmadım. Yine de aynı işi yapmaktan büyük zevk alıyorum.
Bu yüzden Kayseri’de de kitabın adreslerinden birisiniz gördüğümüz kadarıyla…
Sağolsun dostlarımız, ahbaplarımız arkadaşlarımız gelip gidiyorlar, dost meclisi, sohbet meclisi kuruyorlar, bizim heyecanımızı da bir nokta da diri tutuyorlar. Bu noktada kitabın Kayseri’de adresi olabildiysek bu bizi elbette ki bahtiyar kılar.
Kitap üzerinden dostluklar ise bambaşka bir şey olsa gerek
Evet. En kalıcı dostluklar kitaplar üzerinden yürüyor. Artık kimsenin manavı, kasabı, marketi sabit değil. Alışveriş merkezleri bunu ortadan kaldırdı. Ama kitapçılık öyle değil. Yıllar sonra sizin mekânınıza yanında çocuğu ile gelmiş müşteriniz özellikle sizi ziyarete geldiğinde bu sizi ayrı sevince boğuyor. Bunlar hoş şeyler.
Hizmetlerinizin devamını diliyorum
İnşallah diyerek, ben de İstanbul’daki dostlarımıza selamlarımı iletiyorum. Teşekkür ederim.
Kamil Büyüker konuştu