Nida dergisi, endüstri toplumunu ‘kitlesel bir sürüklenme serüveni’ olarak tanımlıyor ve batı uygarlığının insanı madde, teknik, sanayi, fabrika ve üretim- tüketim üzerinden tanımlamaya çalıştığını, bunun üzerinden insanı şekillendirebileceğini varsaydığını söylüyor.

Hakikati ve varlığın özünü yaratana hayranlıktaki boyun eğişin had bilmeye, ubudiyete, Allah’a ve İslam’a teslimiyete götürdüğü hatırlatmasında bulunan dergi ekibi, bunun dehşete ve acziyete sürüklediğini belirtip ekliyor: “Bu acziyet bazen salih bir amel olur, bazen Allah’ı anmak, anlatmak, cihad meydanında saf tutmak olur.”

Sanayileşmeyen, endüstriyel olmayan yanımızı hesap vereceğimize inanmamız, adaleti kâra, mal yığmaya mahkûm etmeyişimiz olarak ifade eden Nida dergisi kentin hengâmesine rağmen neslimizi koruma ve yetiştirme, ailemizi de ateş azabından koruma yanımızı da bu sınıflandırmaya dâhil ediyor.

Nida dergisinin Mart- Nisan sayısında Nurettin Özcan “Modern Toplum ya da Toplumun Efendileri”, Mustafa Arslan “Sanayileşme ve Din İlişkisine Kültür Tarihi Perspektifinden Bakmak”, İbrahim Sarmış “Her Şey İnsan İçindir ya da İnsan Her Şeyin Üstündedir”, Altan Murat Ünal “Sanayileşme ile Bozulan Dengeler Yeniden Nasıl Kurulacak”, Mücahid Sağman “Kalkınmış Kentte Şehir ya da ‘connecting people’”, Nusret Altundağ “Yol Dağ ve Tunel”, Hüseyin Karatay “Kardeşlik Çağrısı”, Orhan Güvel “Rızık Bağlamında Allah’ın Dilemesi (Meşiet)”, Arif Arcan “Huzursuz Bacak Hikayeleri” ve Murat Zengin “Dost/lar/a” başlıklı yazılarıyla yer alıyorlar. İlaveten Mücahid Sağman’ın Fatih Bütün ile yaptığı röportaj ve yine Mücahid Sağman’ın İhsan N. Kabil ile ‘farklı yönleriyle sinema üzerine’ yaptığı söyleşi Nida dergisinin 158. sayısında okuyucuyu bekliyor.

 

Esad Eseoğlu haber verdi