Biz burada Ramazan’ın sonuna yaklaşırken bizlere ülkesinden gelip bir şekilde eşlik etmiş olan yüzlerce, binlerce misafirimiz var şüphesiz ki. Müslüman coğrafyanın dört bir köşesinden gelen ve Ramazan’ı bizimle ihya eden dostlardan bir tanesini seçip bizimle Ramazan geçirirken neler hissettiğini soralım istedik. Daha önce de başka hususlarda röportaj yaptığımız Endonezyalı üniversite öğrencisi Mukhamad Ridwan ile kısa bir sohbet yaptık.
Ülkende Ramazan’da neler yaparsınız? Türkiye’den farklı neler var?
Ülkem Endonezya, Ekvator üzerinde konumlandığı için bizde yaz veya kış yok. Günlerin uzunluğu bütün sene aynı; bu yüzden Türkiye ile en temel fark iftar ve sahur arasındaki zaman farkı. Bizim sahurlarımız genelde sabah 4 gibi yapılır, saat 6 civarında da iftarımız başlar. Yani Ramazan’da her zaman 14 saat civarı oruç tutarız.
Sahur başladığında insanları uyandırmak için sokak boyunca müzik enstrümanları çalanlar olur ve sahuru yaptıktan sonra insanlar sabah namazı için camilere giderler. Orada dini konulara dair kısa dersler yapılır. Bu kısa dersler Ramazan’a özgüdür. Ayrıca iftar zamanı geldiğinde Ramazan’a özel pazarlar kurulur bizde. Bu pazarlarda sadece Ramazan’da bulabileceğiniz içecekler de satılır.
![]() |
Son olarak, Ramazan’da “Pesantren Kilat” dediğimiz özel programlar yapılır. Bu program, öğrencilerin İslam hakkında daha fazla öğrenim görmesi ve Kur’an okuması için düzenlenen kampları kapsar. Öğrenciler beraberce bu programa katılır ve zamanlarını faydalı şekilde kullanırlar.
Peki ya bayram nasıldır, nasıl kutlarsınız?
Endonezyalıların çoğu bayramı memleketlerinde, ailece toplanarak kutlarlar. Tatil, bayramdan birkaç gün önce başlar ve yine birkaç gün sonra biter, böylece insanlar memleketlerine rahatça gidip vakit geçirme imkânı bulurlar. Ramazan Bayramı’nda insanlar genelde erken kalkar hazırlanmak için ve hatta hep görürsünüz ki evdeki sular az akmaya başlar. Çünkü herkes hazırlanmak için aynı zamanlarda duş alır! Yıkanıp hazırlanıldıktan sonra en güzel kıyafetler giyilir ve camiye doğru yol alınır. Tabi bayram namazından önce Sünnet olduğu için ufak bir şeyler de yenir.
Camiler dolup taşar, bu yüzden kendi seccadesini getirip dışarıda namaza duranlar olur. Namaz bitince de herkes sıraya geçerek birbirini tanısın tanımasın el sıkışarak tebrik eder. Bizde bu hareketin amacı insanların yaptıkları hatalar için birbirinden af dilemesidir.
![]() |
Namazdan sonra herkes evine gider. Eşler birbirinden, daha sonra da çocuklar ebeveynlerinden yaptıkları hatalar için özür dilerler. O an bizim için sakin ve dokunaklı bir an'dır. Sonrasında yemekler, tatlılar, içecekler hazırlanır ve herkes birbirinin evini ziyaret etmeye başlar. Hatta ziyaretlerde de yapılmış hatalar için af dilenir. Endonezyalılar bu af dileme ritüeli için genelde “Minal aidzin wal faidzin” derler, bu cümle bir deyim gibidir. Tabi yaşlılar çocuklara para verir, bunu da unutmadan ekleyelim.
İftar ve sahurları ülkesi dışında yapan biri olarak neler hissediyorsun?
Bu Ramazan yaza denk geldiği ve ülkeme göre çok daha uzun şekilde 17 saatten fazla oruç süresi olduğu için biraz zorlayıcı geçiyor. Ayrıca yemek türleri ve kültür de Endonezya’dan farklı, bu yüzden bazen ailemle iftar yapmayı özlüyorum. Ama Türkiye’de farklı kültürlere de yemek türlerine de alışmayı öğrendim. Ayrıca Endonezya’da olsam görüşme imkanım olmayacak arkadaşlarla bol bol zaman geçirebilmek de güzel.
Ülkende insanların ne kadarı oruç tutuyor? Ramazan’da dışarıda açıkça yemek yiyen veya bir şeyler içen insanlar ne sıklıkla görülür?
![]() |
Çoğunluk Müslüman olduğu için gün içinde açıktan yemek yiyen görmek zor. Farklı dinlere mensup arkadaşlarımız bile oruca saygı açısından açıktan yiyip içmiyor.
Oruç tutan ve tutmayan insanlar arasında kavga, hakaret gibi gerginlikler olur mu?
Genellikle oruç tutan ve tutmayan insanlar arasında hiçbir gerilim olmaz. Bazen bu tip haberler geliyor ama çok çok nadiren.
Ülkende çalışma hayatında Ramazan için kolaylık sağlayan uygulamalar var mı?
Çalışma hayatı aynen devam ediyor, pek bir değişiklik yok normale göre.
Görselleri büyütmek için üzerlerine tıklayınız.
Deniz Baran konuştu