Kavramlar zihin dünyamızı şekillendirerek hayata bakışımıza yön verirler. Her kavramın içeriğini doğru doldurduğumuz nispette o kavramı doğru algılayabiliriz. Aksi takdirde her kafadan bir ses çıkmasına sebep olarak kaosa, oradan da kavram kargaşasına doğru yol alırız ki bu istenmeyen bir vaziyettir. Bu yazıda da “ihlas” denilen kavramı incelemeye çalışacağız.


İhlas nedir?

İhlaslı olmakla ilgili pek çok ayet ve hadis okuruz okumasına amma velakin asıl soru şudur, ne demektir ihlas? Kişi ne yaparsa muhlis olma vasfıyla taçlandırılırken ne yaparsa ihlassızlık etiketini yer? İhlas terimini zihnimize yerleştirirken dinî terminolojinin altına mı koymalı yoksa ihlası bir hayat tarzı olarak benimseyip kavram şemalarının ana merkezine mi yerleştirmeli? Bu sualler zihnimizi meşgul etmezden evvel kelimenin aslına inip lügavi (semantik) bir açıklama yapmak icap eder.

İhlas kelimesinin kökü, “arınmak, ayrışmak, kurtulmak ve ayrılmak” manalarına gelir. Herhangi bir şeye, mahiyetinden olmayan bazı şeyler karışıp bulaştıktan sonra o şeyin bu karışan şeylerden kurtulup saflaşması ve arınması, h-l-s fiiliyle ifade edilir. İhlas ise, “bir şeyi, kendisine karışmış ve bulaşmış olan şeylerden arındırmak, ayrıştırmak, kurtarmak ve sadece kendisi yapmaktır.” Nitekim beyaz renkli nesnelere de “hâlis” denilmektedir.


İhlaslı olma yolunda…

Halas kelimesi, kurtulmak manasına gelmektedir ki bir nevî insanların nazarında nasıl görünürüm/görünüyorum vesvesesinin iplerinden kurtulmaktır. Aslında diğer bir ifadeyle kişinin her şeyden kurtulup kendisini hâlis ve muhlis bir şekilde Allah’a bağlamasıdır. O ne der, şu ne der düşüncesinden öteye geçip Allah ne der diye düşünüp ona göre yaşamasıdır. Allah merkezli bir yaşamı kendisine şiar edinmesidir.

İhlaslı olmak, saf olan fıtratı Nebi’nin “Kalbine danış.” hadisinden hareketle özünü, kalbine yönlendirerek davranmasıdır. Kişinin özünde de sözünde de samimi olmasıdır. İnsan samimiyeti kaybettiğinde aslında kendi insaniyetinden de taviz vermiş olur. İsmet Özel’in “İnsanlar ne der diye kahrolası bir put vardır.” sözünde dillendirdiği üzere burada kişi kendinden taviz verip başkalarının boyunduruğu altına girer. İhlas ise boyunduruk altından sıyrılıp edinilen dava yolunda emin adımlarla yürümenin adıdır.

An olur bir bakarsın ihlaslı yürüdüğün yolda çeşitli başarısızlıklara maruz kalıp düşüş yaşarsın. Ancak bilinmelidir ki samimiyetle yürünen yolda düşüş yoktur. Belki de düşüş olarak vasıflandırdığımız durum başka bir cihetten manevî bir yükseliştir. Nuri Pakdil’in “Yitire yitire kazandık kendimizi” sözü, ihlaslı bir duruş için geçerli olsa gerekir. Dünyada yıkım gibi görünen belki de ahiretteki evimize bir temeldir. Bu olumsuz durumların lehimize işlemesinin esas kaidesi ihlaslı bir duruştur. Samimiyet, en esaslı motivasyon kaynağıdır.

Malcolm X’in “Eğitimli değilim. Herhangi bir alanda uzman da değilim lakin samimiyim ve samimiyetim benim referansımdır.” sözü bu başlık altında zikredilmeye değerdir. Referans kaynağımız ihlasımız olduğu müddetçe Allah’ın izni doğrultusunda kaybetmek diye bir şeyden bahsedemeyiz. “Benim referansım yok” sözünü şu dakikadan itibaren lügatimizden çıkarıp “Ben samimiyim ve samimiyetim benim referansımdır” sözünü felsefemiz hâline getirdiğimizde, her alanda başarılı olacağımıza şüphe yoktur.

Tekrar edecek olursak başarıdan kastımız, maddî bir başarıdan öte manevî başarıdır. Allah’ın indinde hangi üniversiteden mezun olduğumuzun, hangi işte çalıştığımızın hiçbir önemi yoktur. Lakin yaptığımız her işteki samimiyetimiz ve niyetimiz doğrultusunda hesaba çekileceğimizin bilincinde olmamız gerekir. Samimiyeti küçük bir alana hasretmeyip hayatın her alanına şamil kılmalıyız. Okuduğumuz okuldan tutun, çalıştığımız kurumdan gittiğimiz kurslara, vakit geçirdiğimiz her şeyde daima samimiyetimizden ödün vermemeliyiz.


Sözün özü

Kim özünü ihlaslı bir şekilde Kur’an’a yönlendirirse Kur’an da kendini o nispette açar, ardından kişinin gönlünü açar. O kişi de farklı vasıtalarla başkalarının gönüllerini açar ve bu silsile bu şekilde devam eder. Dolayısıyla Kur’an’ın anlaşılması için pek çok ilim mi gereklidir yoksa samimi bir kalp mi gerekir sualinin cevabı, bu yazılanlar ve Allah’ın ayetleri doğrultusunda izahtan varestedir. Samimiyetsizliğin kol gezdiği günümüz coğrafyasında samimi olanlara, samimi olma yolunda çaba gösterenlere selam olsun...

Vesselam…

Zehra Akkuzu
Hüma Dergisi