Sol tarafıma baktım, rafta birkaç kapakları renkli kitap bana bakıyor. “Ben Sana Mecburum, Galile Denizi, Şiirce, Kadı Burhaneddin, Halk Şiirinden Seçmeler, Şairin Seyir Defteri, Seçme Şiirler(Goethe), Denemeler (Montaigne), Burada Deniz Vurgun, Tahrir Vazifeleri, Çin Denemeleri, Ruhun İhtirasları”nın yanında, Farabi’nin İlimlerin Sayımı.  

Demek ki, El-Medinetü’l Fâzıla kitabından ayrı olarak Farabi’nin İhsa’ül-Ulum kitabı da varmış. Zira bir müddettir, çok dağınık bir vaziyet alan kitaplarımı bulmak için, bir hayli dağınık olan kütüphanemde epey zaman harcıyorum. Bu minval üzere geçen günlerde uykularım kaçtı; İzutsu’nun “Kur’an’da Dini ve Ahlaki Kavramlar” kitabını aramaktan. Hâlâ bulmuş değilim. Belki bir yerlerden bana bakıyordur, ne bileyim. Farabi hazretlerini ise yeniden bulmuş gibi bu karışıklık içinde nasıl sevinmişim. Meğer sol yanımdaymış Farabi hazretlerinin önemli kitabı. 

 Biraz da karışık okumalar yapıyorum son günlerde. Farabi, Şeyh Bedreddin’in Varidat’ı, Sezai Karakoç’dan Yunus Emre. Kur’an Mealinden rasgele bir sayfa. 

Bütün bunları niye söylüyorum? Şöyle ki, İlimlerin Sayımı kitabını elime aldım rasgele açtım ve şu ibretli sözleri okudum: “Uzakta bulunan ve kendilerine bakılan eşyanın gerçekte nasıl olduğunu anlamak gibi görüşü kuvvetlendiren ve doğruya götüren aletlerin yapılması, aynalardan ışıkların dönmesine (mün’atif olmasına) aksetmesine (mün’akis olmasına), veya kırılmasına (münkesir olmasına) göre, ışıkların geldikleri yerler hakkında bilgi kazanmak için alınan menazır (optik) ilmi ile alakalı tedbirler bunlardandır. Yine buradan, güneşin ışıklarını başka cisimlere çeviren ve aksettiren yerler hakkında bilgi kazanılır. Bundan da yakıcı aynalar yapılması ve onun için alınacak tedbirler meydana çıkar.” (İlimlerin Sayımı: sf: 109)  

8203

 şte böyle önemli keşiflerde bulunmuş Farabi. Böyle yazmış fi tarihinde, böyle duyurmuş insanoğluna. Kendinize gelin, uyumayın, çalışın demiş yani. 

Farabi 874 – 950 yılları arasında yaşamış ve hakkında: “ Farabi, İslam feylesoflarının en anlayışlısı ve eski ilimleri en iyi bilenidir. Onlar arasında feylesof sayılmağa değen yalnız odur. Ölümünden önce, kemale erişmiş, gerçeğe varmıştı” diyerek İbn-ü Sab,  Büdd-ül-arif kitabında zikrederek haberdar etmişti âlemi. Tabi sonunda alem aya biz yaya…. 
 

Nurettin Durman kayıp kitapların peşinde iken

nurettindurman (at) hotmail.com