Yaşadığımız küresel dünyada teknolojinin de etkisiyle daha hızlı paylaşım imkanına kavuştuk. Artık dünyanın öbür ucundaki gelişmeleri anlık takip etmek içten bile değil. Bu etkileşim sanayi, ticaret, siyaset, ekonomide olduğu gibi kültür-sanat-edebiyatta da böyledir. Bu durum geçmişte ulaşamadığımız, haberdar olamadığımız birçok kaynağa kapı aralıyor haliyle.

Hiç şüphesiz kültürün en önemli taşıma yolu edebiyattır. Edebiyat izini takip ederek bir milletin gelişim ve de değişimine tanık olmak mümkündür. Bu nedenle geçmiş dönem edebiyat belgeleri son derece önemlidir. Sadece edebiyat belgeleri mi? Sözlü kültür, folklorik ögeler de kayda değer argümanlardır.

Tabii ki kültür-edebiyatta bütün bu gelişimlerin en önemli aktörü insandır. Şiir, öykü, deneme, roman…vb türündeki eserlerle ile içli-dışlı olan kültürlü bireyler yani. Daha çok da genç-dinamik ve gelişime müsait öğrenciler!...

Dünya üzerinde söz sahibi olmak isteyen büyük ülkeler, söz konusu kültür transferi ve etkileşimine önem verirler. Bu misyonu da daha çok -doğal olarak- öğrenciler üzerinden gerçekleştirmeye çalışırlar. Bunu bir taraftan kültür ve edebiyatlarını tanıtmak, anlatmak, etkilemek amacıyla kendi ülkelerine davet ederlerken; bir yandan da kulaklarını dış dünyaya verip başka ülkelere öğrenci transferinde bulunurlar. Artık global bir dünyada bunları yapmak  çok zor bir eylem değildir.

Bu yolun riskli tarafları da yok değildir. Mesela geçmişte batının fennini-tekniğini almak üzere devlet eliyle yurtdışına gönderilen birçok aydınımızın oraların kültürel girdabında kaybolup gittiğini görüyoruz. O nedenle yukarıda ifade edilen işleri de usulüne uygun olarak yapmak gerekir hiç şüphesiz.

Peki bütün bu girizgahı niçin yaptık?