Feminizm deyince genel olarak herkesin aklına bir tür “kadıncılık” geliyor. Bu ifade biraz çekici biraz çekingen huzurlarımızda duruyor. Feminizm ve feministlerin her zaman merak uyandıran bir tarafının olduğunu da düşünüyorum. İşte tam da burada bu soru işaretlerini giderecek bir kitap çıkıyor karşımıza.
İnsan Yayınları’nın kılavuz kitaplar serisinden çıkan bir kitap. Kitabın adı da konumuz gibi Feminizm. Kitabın yazarı bir çok edebiyat dergisinden de tanıdığımız bir isim: Ayşe Sevim.
Ayşe Sevim bu kitabında Paleotik dönemden başlayarak günümüze kadar kadınların toplum içerisindeki durumunun, aile içerisindeki konumunun vs. bir haritasını çıkarıyor. Ancak bu süreci izlerken sadece kadın konusunu değil dönemin siyasi, toplumsal yapısını da görmüş oluyorsunuz. Eski Yunan’da kadınların aile içerisindeki değerinin toplumsal hayata yansımadığını ve kadınların kamu hayatında yeri olmadığını, dönemin önemli etkinliklerinden olan Olimpiyat oyunlarına katılamadığını bu kitaptan öğreniyorsunuz mesela.
Çok ilginç bilgiler
Kitabın birinci bölümünü oluşturan başlıklardan biri, İlk Uygarlıklarda Kadın. Bu bölümde “kadın”a bir çok uygarlığın nasıl baktığını ve “kadın”ı nasıl algıladığını görüyor ve çok defa şaşırmaktan geri duramıyorsunuz. Eski Mısır’da krallık kanının saflığı bozulmasın diye kralların kız kardeşleriyle evlendiğini öğreniyorsunuz mesela. Ya da Sümerliler’de erkeğin bazı durumlarda karısını öldürme veya üzerindeki borçlara karşılık satma hakkının olduğunu…
Kadınların Erkeğe İtaat Gerekçesi!
Bir çok yerde kadınlar büyük siyasi hareketlerin de içerisinde yer almışlardır. Fransız İhtilali ya da Amerikan özgürlük hareketinde olduğu gibi… Bu tür hareketler kadınları bir güç olarak görmüş ve başarıya ulaşmak için kadınların gücünden de faydalanmıştır. Ve siyasi otoriteler bu desteğe karşılık kadınlara bir takım haklar vermiştir. Fransız İhtilalinde de durum aşağı yukarı böyledir. İhtilal sonrası kadınların hakları genişletilmiştir. Ancak on yıl gibi kısa bir süre geçtikten sonra kadınlara verilen haklara son verilmiştir. Napolyon Sivil Yasaları’nın kadınlarda kötü alışkanlıklar oluşturduğu da verilen hakların sonlandırılması için bir gerekçedir. Ve 1801 yılından itibaren kadınların erkeklere itaat etmesi bir siyasi durum değil tabiatın bir gerekliliği olarak karara bağlanmıştır.
Kılavuz Bir Kitap!
Ayşe Sevim’in bu kitabı akademik bir yön taşımakla birlikte konu başlıklarının fazlaca olması ve bilgilerin sizi sıkmadan karşınızda durması kitabın kolay okunurluğunu artırıyor. Bu kitaptaki her başlık bir kitap hacminde de yazılabilecek konular. Fakat Ayşe Sevim oldukça öz olarak vermiş vermek istediğini. Gereksiz bilgi yığınından kurtarmış okuyucuyu. Belki de bu yüzden kitap İnsan Yayınları’nın kılavuz kitaplar serisinden çıkmış. Zira hangimiz sıkıcı bir kılavuzu rehber ediniriz ki?
Besim Bal değiniverdi!
