Aylık Dergi, Ankara’da yayımlanan bir dergi. Yaşar Kaplan tarafından çıkarılan dergi, edebi metinler yayımlamasına rağmen, yayımladığı şiirler, öyküler sayesinde değil, polemik türünden yazılar ve Yaşar Kaplan merkezli tartışmalarla gündem oluştururdu. Dönemin siyasi olaylarını tahlil ve tenkit, derginin edebi oluşunun önüne geçmiştir. Aylık Dergi’nin üslûbu, olaylara ve olgulara yaklaşım tarzı kendine özgü idi ve bu özgünlük tartışmacılığı da içeriyordu. Müstear isimlerin hakim olduğu dergide Yaşar Kaplan’ı, Zeytin Refref, Kevser Elgin, Yasir Kaplan olarak görmek mümkündü. Başka müstearlar da vardı.

İlk öyküsü “İlgi”yi Aylık Dergi’de yayımlamış bir yazar olarak biliyorum ki kendi yazar ve şairlerini yetiştirme çabası içinde idi Aylık Dergi. Dergide çok imza görsek de bu imzalar arasında müstearlar öne çıkıyordu. Dergiden bugüne kimler kalmış, bu yazıdan ve kapaklarından çıkarabilirsiniz.

Yetmişli yılların edebiyat dergileri özelinden biliyoruz. Dergilerin özel sayıları daha çok türlerle ilintili olarak hazırlanmıştır. Mektup, öykü, roman, şiir, deneme özel sayısı gibi. Yazacak kişilerin çoğalması, kağıt bolluğu, ilginin artması, yazılacak çok şeyin bulunması gibi sebeplerle artık özel sayılar, kişileri ve kavramları temel alarak hazırlanıyor. Dönemin havasını yansıtmak bakımından tipik bir özel sayı var elimizde: Aylık Dergi Şiir Özel Sayısı.

Dergiler isim (yazar, şair) mezarlığıdır

İçerik, içerikte kullanılan dil, günün şairleri bakımından edebiyat tarihine bir not düşen Aylık Dergi Şiir Özel Sayısı’na baktığımızda Cemil Meriç’in bir sözünü değiştirerek tekrar etmek gereği duyduk. Meriç’in “hür tefekkürün kalesi” olarak tanımladığı dergilere şu da eklenmeli: “Dergiler isim (yazar, şair) mezarlığıdır.”

Türk edebiyatına baktığımızda “dergi mezarlığı” desek de doğru bir söz söylemiş oluruz. Aylık Dergi ölçeğinde bu söz, hem dergiyle hem isimlerle ilişkilendirilmelidir. Çünkü Aylık Dergi, önce Bu Meydan oldu, sonra Hüner oldu ve tarihteki yerini aldı.

Şiir Özel Sayısı’nın birincisi Nisan-Mayıs-Haziran 1982’de; ikincisi de Temmuz-Ağustos-Eylül’de yayımlanmış.

Dergi, genel yayın yönetmeni Yaşar Kaplan’ın açıklamaları ile başlıyor. Dergilerde şiirleri yer alan isimler şöyle:

Murat Solmaz, Kasım Döğerli, Ali Uzun, Mesut Uçakan, Kemal Bulut, İsmail Gerçek, Selim Erdoğan, Taner Cömert, Hüseyin Bektaş, Nurullah Genç, Ali Osman Sali, Hasan Binay, Ömer Hazer, Muhammed Karataş, Mahmut Boynukara, İhsan Deniz, Mustafa İslamoğlu, Hüseyin K. Ece, Hüseyin Korkmaz, Mehmet Nurata, Ferman Karaçam, Abdülkadir Güler, İbrahim Eryiğit, Ebuzer Işık, Orhan Kuyu, Hasan Ali Kasır, Yaşar Akgül, Erdem Kışlak, Işıl Çırak, Mehmet Atilla Maraş, Sıtkı Caney, Cafer Turaç, Necati Polat, Mehmet Nurata, Hicabi Kırlangıç, Hamdi Oruç, Hıdır Toraman, Subutay Hikmet, Metin Önal Mengüşoğlu, Osman Serhad Erkekli, Mustafa Emircan, Nurettin Durman, Mustafa Özçelik, Yalçın Bayar, Ömer Faruk Yılmaz, Ramazan Tunç, Yılmaz Daşçıoğlu, M. Akif Kireççi, Derya Altıntren, Hayreddin Tekin, M. Said Çekmegil, Mehmet Uğurlu, Ramazan Altıntaş, Hüseyin Korkmaz, Necdet Subaşı, Faruk Uysal, Mevlüt Ceylan, Ali Sali, Şakir Kurtulmuş, İsmail Karaosmanoğlu, Üzeyir Sali, Hıdır Toraman, Hayreddin Tekin, Ahmet Kanyılmaz, Gültekin Hasanoğlu, S. Sena Yıldırım, Mehmet Uğurlu. Acaba bu şairler içinde müstear isimler var mı. Bundan emin değilim.

Şiir terbiyesi alan ilim adamları, gazeteciler vs…

Özel sayıda yer alan şairleri tek tek sıraladım ki bu, o isimlerle karşılaştığınızda “siz de mi şairdiniz?” demeniz için değildir. Liste günümüz şairlerine bir ders verebilir diye düşünüyoruz. Genç şairler değil sadece, orta yaşa gelmiş şairler de kendilerine “kimler varmış biz burada yoğ iken” diye bir soru sormalı ve köprünün altından geçen sulara bakmalıdır. Zaman en büyük süzgeç ve biz bunu Aylık Dergi’nin özel sayısından anlıyoruz. Günümüz dergilerinde görülen, kitap yazan, televizyon programlarına çıkan, şiir gecelerinde şiirlerini inşat edenlerin bu isimlerden alacakları ders olsa gerek.

Bu özel sayı bize başka bir gerçeği de hatırlattı. O da bu isimlerin, her ne kadar edebiyatımızın vazgeçilmez şairleri değilse de -hatta şairden sayılmasalar bile- bugün ilim adamı, akademisyen, gazeteci, yayıncı, televizyoncu vs. olarak böyle bir şiir terbiyesinden gelmiş olmalarıdır. Şüphesiz bu tecrübe onları bir dil titizliği, bir edebî zevk, bir sanat eserinin oluşumu bakımından kendi kulvarlarındaki “diğerleri”nden ayıracaktır. En azından böyle umulur.

Aylık Dergi Şiir Özel Sayısı’nda şiir üzerine yazanlar da şair kimliği taşıyan isimlerden oluşuyor: Murat Kapkıner, Ali Baz, Necati Polat, (Azim Yırcalı, Nuran Yeşim Boynuince) Mustafa Çelik, Necmettin Turinay, Kemal Karabulut, Ahmet Kekeç, Subutay Hikmet, Sıtkı Caney, Erdem Kışlak.

“Niçin yazıyorsunuz” diye sorulur da “şiiri niçin bıraktınız” diye sorulmaz mı?

“Üç Şair, Üç Söyleşi” başlığı altında İhsan Işık, Cumali Ü. Hasannebioğlu ve Metin Önal Mengüşoğlu'yla şiir ve şiirleri üzerine konuşulmuş.

Dergi “Niçin Yazıyorlar” diye bir “Soruşturma” yapmış ve sorulara şu şairler cevaplar vermiş: Hıdır Toraman, Hicabi Kırlangıç, Selim Erdoğan, Ali Sali, Kemal Bulut, Mustafa İslamoğlu, İhsan Deniz, Nurullah Genç, Hüseyin Bektaş, Murat Solmaz, Hüseyin K. Ece, Hüseyin Korkmaz, İsmail Gerçek, Ali Osman Sali.

Konuşma yapılan şairlere niçin yazıyorsunuz diye sorulur da şiiri niçin bıraktınız diye sorulmaz mı? Dergilerde ve kitap olarak şiir yayımlamış olmalılar ki bazı şairler şiiri bırakmış. Bu soruda “bırakmak” kelimesini uzun zamandır şiir yayımlamamak olarak da anlamamız gerekir. Aylık Dergi de onlara ulaşmış. “Niçin Yazmıyorlar?” demiş şu şairlere: Ömer Faruk Yılmaz, Mustafa Helvacıoğlu, Süleyman Eren, Ramazan Tunç, Ömer Özbay, M. Ragıp Karcı.

Ragıp Karcı şöyle cevap vermiş: “Bahane çok. Nefsin, dünyayı verseler doymayan karnı öyle gürültüler çıkarıyor ki.. Sanki şiir, nefsin hasret çektiği rahatlık içinde yazılabilirmiş; ortalığı dolduran satır satır 'heva-ü heves' şiirmiş gibi. Ne diyeyim? Kısmetse yazılır.”

Özel sayıda dikkati çekmek istediğimiz diğer bir husus artık hayatta olmayan ve eserleri yeniden basılan şairlerimizle ilgili metinler barındırmış olmasıdır. “Yazarlar Birliği'nde Şiir” başlığı altında Akif İnan, Yavuz Bülent Bakiler, Mehmet Atilla Maraş, Alaeddin Özdenören şiir üzerine sohbet yapmış ve Aylık Dergi, Akif İnan’ın “Şiir Anlayışım” metni ile Alaeddin Özdenören’in sohbetine dergide yer veriyor. Acaba bu metinler kitaplarına eklendi mi?

Edebiyat, Mavera gibi dergilerdeki şiirlere eğik bakış

Acemilik mi desek yoksa aynı anda birçok işi başarmak düşüncesi mi desek bilmiyorum, özel sayıların iki önemli kusurundan bahsetmek gerek. Birincisi, dergide şiirleri ve yazıları ile yer alan isimlerin ağırlıklı olarak Aylık Dergi’nin şair ve yazarlarından seçilmiş olması. Bunun sakıncasını metinler ele veriyor. Çünkü Aylık Dergi yazarları olarak şairlerin yazılarında bu husus, Edebiyat, Mavera gibi dergilerdeki şiirlere eğik bakış, mesafeli üslup ve olumsuza yakın belirlemeler olarak yansıyor. İkincisi, şiir özel sayısı denilen derginin içinde öykü, çeviri söyleşi, konu dışı deneme, aktüel olaylarla ilgili değinilere yer veriliyor ki bu da derginin özel sayı olmasını engelliyor.

Bu hususlar yine de Aylık Dergi Şiir Özel Sayısı’nın edebiyat tarihine bir dipnot düştüğü gerçeğini değiştirmez.

Akademisyenler, eleştirmenler ve sahanın ilgilileri için bu sayıların atlanamayacak bir teşebbüs olduğu teslim edilir sanırız.

 

Kâmil Yeşil