Elinizde valizinizle, sırtınızda çantanızla Esenler Otogarına daha adım atmadan çevrenizi çoğunluğu beyaz gömlek siyah pantolonlu çalışanlar çevirir. “Ankara kalkıyoo 5 dakkaya gidiyo”, “Bursa mı ablam gel gel ver çantanı alayım”, “Manisa, Manisa gel abla” ...
Siz cevap olarak Manisa'ya gitmeyeceğinizi söyleseniz dahi sanki “evet Manisa” demişçesine kendisini takip etmenizi söyleyebilir bu görevliler. Öyle kendilerinden eminlerdir ki siz yanıldığınızı düşünüp takip edip otobüse binip başka diyarlara bile gidebilirsiniz ve hiç umurlarında olmaz.
Hemen kalkıyor dediği otobüsün peronda olduğunu sanıp, yardım (!) olsun diye elinizden aldığı çantanızla ilerleyen görevlinin arkasında kendinizi otogarın dışında bulabilirsiniz. Ve görevli önden hızla giderken çantamı vermeseydim nereye gidiyor bu adam, diye evhamlar eşliğinde otogarın dışında, uzun yoldan gelip boş koltuğu olan bir otobüse binmek zorunda kalmış bulabilirsiniz kendinizi.
Bileti almadan, namaz molası verip vermediklerini sorduğunuz görevlinin kendinden emin ve tebessümle “elbette” demesiyle otobüse binebilirsiniz. Namaz vakti gelip muavine bunu bildirdiğinizde ve muavin sizi şoföre yönlendirdiğinde, şoför bir fakih edasıyla namazı kazaya bırakabileceğinizi söyleyebilir size...
Algı yönetimi ve manipülasyon
Mücahit Gültekin’in Algı Yönetimi ve Manipülasyon - Kanmanın ve Kandırmanın Psikolojisi kitabını okuduktan sonra kitap üzerine düşünürken zihnimde yukarıdaki otogar sahnesi canlanıverdi.
Zihnimde canlanan sahne ikinci, üçüncü otogar tecrübesi sonrasında aynı kişileri tekrar kandırmanın mümkün olmadığı basitlikte bir manipülasyondu.
Mücahit Gültekin ise kitabında bu kandırmanın üzerinde titizlikle çalışan, yıllarca ilmek ilmek işleyen, defalarca kez her toplum tabakasından insanı etkileyebilecek yöntemleri kullanan kişi ve zihniyetleri anlatıyor uzun uzun.
İnsanların zihinlerinin nasıl uyuşturulup, savunma sistemlerinin zayıflatılıp sonrasından da tam zayıf yerlerinden nasıl “uzmanca” avlandıklarını...
Normalleştirilen eşcinsellik
Yazarın somut örnek olarak en çok üzerinde durduğu konu ise homoseksüelliğin normalleştirilme süreci...
Belli bir tarihe kadar hastalık olarak kabul edilen eşcinselliğin nasıl da hiç bir bilimsel, tıbbi dayanağı olmadan, üstelik zararları yok sayılarak, normalliğinin bilimsel “miş gibi” servis edildiğini anlatıyor.
Bilim insanlarının, medyanın ve araç olarak kullanılabilecek her sektörün nasıl bu amaca hizmet ettirildiğinin detaylarını veriyor.
Toplumda aile kurumunun itibarının sarsılışı ve Peygamber Efendimiz döneminde yaşanan algı operasyonları da kitapta incelenmiş diğer başlıklar arasında.
Bilimsel veriler ve ayetler eşliğinde çift yönlü okuma yapmaya imkan vermesi, tüm bunları sağlam bir kaynakça eşliğinde sunması kitabın diğer güçlü yönlerinden...
Öte yandan bazı konular üzerinde aynı örnek ve fikirlerle farklı sayfalarda tekrarlarla karşılaşmak, konuyu anlamak fazla örneğe yer vermek kitabın gereğinden uzun olduğu hissini uyandırıyor. Bununla birlikte kitabın artıları bu küçük eksiyi yok edebilecek fazlalıkta.
Velhasıl
Manipüle edilmemek için yazarın reçete olarak sunduğu bilinçlilik haline ulaşmak adına herkesin okuması gereken bir kitap Algı yönetimi ve manipülasyon.
Mücahit Gültekin, Algı Yönetimi ve Manipülasyon, Pınar yayınları.
Sümeyra Çelebi