Diyanet İşleri Başkanlığı'nın organize ettiği umrelerde büyük bir değişiklik yaşandı. Umre ziyaretine giden Müslümanlar artık Kudüs'e uğradıktan sonra, Hicaz topraklarına geçiyor. Böylece İslam'ın muhterem saydığı şehirlerin üçüncüsü olan Kudüs, unutulmaya terk edilmiyor.
Diyanet İşleri Hac-Umre Hizmetleri Daire Başkanı Muhammed Zeyd Özel, umre ziyaretinin yeniden düzenlenen güzergâhı ile alakalı olarak şu ifadeleri kullandı: “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak ilk defa 1917’den beri Kudüs bağlantılı umre organizasyonu 169 umrecimizle birlikte gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Türkiye’den daha önce acenteler, seyahat acenteleri Kudüs turları yapmaktaydı. Ama bağlantılı olarak değil. Türkiye’ye tekrar dönüp umreyi Türkiye’den devam ettirmekteydiler. Biz ilk defa Kudüs’ten Ürdün’e geçerek Mekke ve Medine ziyaretlerini, 3 mübarek mescidin ziyaretlerini inşallah umrecilerimize yaptıracağız."
Kudüs içinde ve dışında bir çok mabed programa dahil
Kafileye bu ziyarette Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görevlileri eşlik ediyor. Diyanet İşleri çalışanlarından Erkan Aydın, Kudüs’ün muhteremliği üzerine şu ifadeleri kullandı: "Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki, yeryüzünde 3 tane mescid ibadet maksadıyla ziyaret edilir. Birisi Kabe-i Muazzama, birisi Mescid-i Nebevi, birisi Mescid-i Aksa. Kabe-i Muazzama'da bir namaz başka yerde yüzbin namazdan daha hayırlı. Mescid-i Nebevi’de bir namaz bin namazdan, Mescid-i Aksa’da ise bir namaz 500 namazdan daha hayırlıdır. Dolayısıyla bu hadis-i şeriften yola çıkarak tarihte Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere'ye gidenler ya dönüşte ya da gidişte mutlaka Kudüs’e uğrardı. Çünkü Mescid-i Aksa Müslümanların ilk kıblesi. Şimdi yapılan şey daha önce yapılmakta olan ama yüz yıldır inkıtaya (kesintiye) uğramış olan, Mekke-i Mükerreme ile Medine-i Münevvere ile beraber Kudüs’ün de ziyaret edilmesi geleneğinin yeniden yaşatılması."
Bu nedenle Diyanet İşleri'nin düzenlediği umre programında, Mekke-i Mükerrem ve Medine-i Münevvere’nin hemen öncesine üç günlük bir Kudüs ziyareti de eklenmiş durumda. Umre ziyaretinin en önemli durakları Kudüs’teki Mescid-i Aksa ve El Halil kentindeki Hz. İbrahim Camii olsa da, Kudüs içinde ve dışında diğer pek çok mabet de programa dâhil.
Umrecilerin Kudüs ziyaretindeki en önemli durak noktalardan bir tanesi Zeytin Dağı'nın üzerinde bulunan Rabiat-ül Adeviye’nin makamı. Kudüs’teki ziyaret noktaları aslında tüm ilahi kaynaklı dinler için değerli. Diyanet İşleri çalışanlarından Erkan Aydın, umre ziyaretine gidenlerin Kudüs'e uğramalarının önemine şu sözlerle değindi: “Buraya gelmek sadece dini mekânları ziyaret değil yalnızca. Burada, Mescid-i Aksa’yı, Zeytin Dağını, Hz. İsa’yla ilgili hatıraları, onun çarmıha gerildiği iddia edilen Kıyamet Kilisesini, onun havarileriyle son akşam yemeğini yediği yeri, yani biraz daha kültür-sanat-tarihle iç içe olmak, aynı zamanda Hz. Davut aleyhisselamın kabri Havra’yı görüp, dünyanın yaratılışından bu yana gelen tevhit mücadelesine tanık olmak. Burası aslında Müslümanlar ve diğer inanç mensuplarının kültürlerinin beşiği.”
Umre için Kudüs'e gelenler peygamberlerin hatıralarının yaşadığı noktaları ziyaret ediyor. Bunlardan bir tanesi de Hz. İsa’nın göğe yükseldiğine inanılan nokta. İlk kez Kudüs’ün de dâhil olduğu umre ziyaretine katılanların en yaşlısı, 88 yaşındaki Sivaslı Recep Keskin. Sivaslı Keskin mübarek Kudüs topraklarında şu şekilde dua etti: “Allah'a şükürler olsun bana gösterdi, kalanlara da göstersin. Bundan sonra Ya Rabbi, benim neslimden gelen yavrularımın hiçbirisini buradan kesme. Ümmet-i Muhammed’e menfaat olsun.”
Yeni umre programı, Kudüs esnafını da mutlu etti. Filistinli esnaf turistlerin artmasının kendileri için her zaman iyi bir haber olduğunu ama Müslümanların gelmesini daha da iyi karşıladıklarını söylediler.
Ediz Tiyanşan haber verdi
