Avrupa Kültür Başkentliği ünvanı, Avrupa Birliği tarafından her yıl belirlenen kentlere veriliyor. 1985'te Yunanistan Kültür Bakanı tarafından hayata geçirilen Avrupa Kültür Kenti kavramı, 1999'a gelindiğinde Avrupa Kültür Başkenti olarak değiştirildi. Tarih 2005 yılını gösterdiğinde, birlik aldığı bir karar ile 'Avrupa Kültür Başkenti' ünvanının birden fazla kente verilmesini kararlaştırıldı. Bugüne kadar kültür başkenti seçilen şehirler arasında Paris, Madrid, Selanik, Marsilya ve İstanbul ile birlikte bir çok şehir bulunuyor.
2000 yılına kadar farklı kentler bu unvanı üstlenirken, 2000 yılında dokuz Avrupa kenti aynı anda seçildi. Avrupa Kültür Başkenti unvanını paylaşan ülkeler ertesi yıl Rotterdam ve Porto, 2002'de ise Bürüj ve Salamanka oldu. İstanbul ise Essen ve Peç ile birlikte 2010 yılında bu unvanın sahibi oldu. 2014 kültür başkentliği için bu yılın adayları Letonya'nın Umea ve Riga şehirleri.
Kültür başkenti seçilen kent, uluslararası platformda, kendi kültürünü yansıtırken, diğer ülkeler ile yakın ilişki kurma imkanının da sahibi oluyor. Artan turist sayısı ekonomiyi, Avrupa Kültür Başkenti unvanı da ülkenin saygınlığını artırıyor.
Sofya 2019 için hazırlanıyor
2019'da Avrupa Kültür Başkentliği unvanına sahip olabilmek için hazırlıklara başlayan ülkelerden biri de Bulgaristan. Avrupa başkenti olma sorumluluğu bağlamında kentler, kendi kültürlerine has özellikleri sergileme fırsatı buluyor. Bulgaristan başkenti de 2019 için uzun bir hazırlık devresinden geçiyor ve kültür, sanat yaşamını zenginleştirici etkinliklere imza atıyor. Sofya, Filibe, Veliko, Tırnovo ve Varna şehirleri kültür başkenti unvanıyla 2019'da Bulgaristan'ı temsil etmeye aday. Beş şehir arasındaki seçim 5 Eylül'de ilan edilecek ve 2019'daki kültür başkentinin Bulgar ayağı belli olacak.
Sofya'nın ilk kadın belediye başkanı olan Yordanka Fandıkova, 2019 Avrupa Kültür Başkenti adaylığını şöyle değerlendirdi: "Sofya çok kadim bir kent. Avrupa'nın da en eski kentlerinden biri. Biz şu an şehrin kültürel ve tarihi dokusunu ortaya çıkarmak için çalışıyoruz. Avrupa'da ibadete açık en eski ibadet yerlerinden biri Ayasofya kilisesi ve diğer mabedlerle Sofya, etnik ve dini hoşgörü simgesi bir kent. Kent merkezinde bir kilometreden az bir alanda, farklı dinlerin kapıları herkese açık. Cami, kilise, yahudi sinagogu birarada. Bir kaç yıl önce Katolik Kilisesi kuruldu. Şimdi de ermeni kilisesinin inşasına başladık. Bu bize birlikte yaşamayı, iyi komşu olmayı öğretiyor. Örnek bir model oluşturuyor.
Bana göre Sofya'nın Avrupa Kültür Başkenti olma şansı yüksek. Zira biz, tarihi değerlerini ve kültürel mirasını kullanarak, kente hayat vermenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Bunun için gençleri kullanıyoruz, sanatçılara sokakları açıyoruz. Halkı da bu sürece katılması için teşvik ediyoruz. Amacımız sanatı ve kültürü sokağa taşımak. Adaylığımızda Balkan boyutuna da önem veriyoruz. Sofya Balkan yarımadasının ortasında bulunuyor. Bu önemli konumu sanata taşıyarak, Balkanlar'da sanatçıların beraber çalışabildiklerini göstermek istiyoruz."
"İstanbul'u örnek aldık"
Yordanka Fandıkova, Sofya'nın 2019 Kültür Başkentliğine adaylığı süresince daha önce bu ünvanı alan şehirleri yakından incelediklerini de belirtti. Sofya'ya bu süreçte ilham veren şehirlerden birinin de İstanbul olduğunu söyleyen Fandıkova şu ifadeleri kullandı: "Avrupa Kültür Başkenti olmuş tüm şehirlerin deneyimlerini araştırdık. İstanbul'da 'kültür başkenti' açılışında temsilcilerimiz vardı ve muazzam bir açılış olduğunu gördük. İstanbul’dan değerli fikirler edindik. Laleler, yeşil alan çalışmaları dikkatimizi çekti. Örnek aldık. Ayrıca okullarla çalışmaları, kreşlerde sanat fikrini de İstanbul'dan gözlemledik. Bu bence oldukça önemli bir ayrıntı."
Peki Avrupa Kültür Başkenti sürecinde İstanbul neler yapmıştı? 2010'da Avrupa Kültür Başkenti seçilen İstanbul'da çeşitli faaliyetler gerçekleştiren İstanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansı'nın Yürütme Kurulu başkanı Şekip Avdagiç, ajansın gerçekleştirdiği projeleri şöyle anlattı: "Bu unvanı alıp, son derece verimsiz kullanan şehirler var. Yanısıra fevkalade verimli çalışma yapan ve daha sonra bunu farklı bir konsepte uyarlayarak uzun soluklu bir yapıda sürdüren şehirler var. Avrupa'da bunun çok başarılı örnekleri mevcut. Özellikle Avrupa Birliği bu konuda kültür başkenti olan şehirlere çok ciddi mali kaynak ayırıyor. Ülkelerin ayırdığı kaynağın iki katını Avrupa Birliği kendi fonlarından veriyor.
Dolayısıyla bu finansmanı kültür sanat hayatının canlandırılması, tarihi geçmişi olan objelerin restorasyonu için kullandılar. Bu şekilde hemen kendilerini duyurdular, hem de uzun soluklu olarak kültür ve sanat hayatında sınıf atladılar."
"İstanbul bu projede Avrupa Birliği dışından bu unvanı alan ilk ve son şehir"
İstanbul'un Avrupa Birliği dışından olduğu halde Avrupa Kültür Başkenti olan ilk ve son şehir olduğunu ifade eden Şekip Avdagiç, AB'nin İstanbul'a sembolik bir finansman sağladığını söyledi. Andagiç şu ifadeleri kullandı: "İstanbul bu projede Avrupa Birliği dışından bu unvanı alan ilk ve son şehir. O dönemde ve yakın dönemlerde bu unvanı alan çok daha küçük ve orta ölçekli şehir olduğu için, İstanbul'u onlarla aynı kefeye koymamak lazım. Yanısıra İstanbul, Avrupa Birliği dışından olduğu için çok sembolik destek aldı. İstanbul tamamen Türkiye Cumhuriyeti'nin sağladığı imkânlarla bu projeyi hayata geçirdi."
Proje çerçevesinde dünya genelinde İstanbul'un tanıtımının çok iyi yapıldığını vurgulayan Avdagiç, 2010 senesinden sonra turist sayısında büyük bir artış olduğunu ifade etti: "İstanbul'un son dönemde cumhuriyetin kurulduktan bu yana yurtdışındaki ilk tanıtım kampanyası yapıldı. Bu dönemde Avrupa'da bir çok önemli mekanlarda, meydanlarda, şehirlerin farklı bölgelerinde ve havalimanlarında çok ciddi bir şekilde İstanbul'un tanıtımı yapıldı. İstatistiklere bakıldığında, o dönemden itibaren, İstanbul'a gelen turist sayısında da bir sıçrama olduğunu görülecektir. Özellikle kültür sanat aktivitelerine gelen turistlerin arttığını gözlemlemek mümkün. Bu önemli bir olay. İstanbul'da yapılan bazı kültür ve sanat faaliyetlerini yurtdışında yaşayan insanların ajandasında görebiliyorsanız, bu çok önemli bir başarıdır."
Sevda Dükkancı ve Eda Sinem Bakioğlu haber verdi