Akif Atakan, Bulgaristan'ın Kırcaali kentinde yaşayan emekli bir edebiyat öğretmeni. 80 yaşındaki Atakan, ülkenin farklı bölgelerinden topladığı, büyük çoğunluğu Osmanlı yazma eserlerinden oluşan yaklaşık 50 bin kitaba sahip. Zorluklarla elde ettiği kültür varlıkları arasında kitabe ve mezar taşı kalıntıları da var.
Bütün bu kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasını isteyen Atakan'ın arşiv sevdası küçük yaşta başlamış. Akif Atakan, arşiv çalışmalarına nasıl başladığını şu şekilde anlattı: “10. sınıf öğrencisiyken Prof. Dr. Ömer Lütfi Barkan’ın bir yazısı geçti elime. Bu yazı Ülkü Dergisi’nde yayınlanmış 1937 yılında. 'Balkan Türklerinin Faciası' isimli bir yazıydı. Bu yazının üzerimde çok büyük tesiri oldu. Ben de and içtim, yemin ettim, 'bugünden sonra Balkan Türkleri’ne dair bulduğum herşeyi muhafaza edeceğim' dedim. Kitap olsun, kaşık olsun, bir dibek, hasılı ne bulursam korumaya çalıştım. Köy köy gezmeye başladım. Dokuz ülkenin köylerini, kasabalarını tek tek gezdim.”
Akif Atakan, 25 yıl boyunca yıkıntılar arasından topladığı eserleri kişisel çabalarıyla muhafaza ediyor. Evini kitap deposuna dönüştüren Atakan, kitapların bir kısmını ülkeyi terk eden koleksiyonerlerin çocuklarından devralmış. Harabelere terk edilen kalıntıları toplayarak, bir etnograf gibi Türk kültürüne sahip çıkmış. Türk nüfusun göçe zorlandığı, kitapların toplanıp yakıldığı dönemlerde, Atakan bütün bu eserleri yerin altına saklayarak korumayı başarmış. Sonraki yıllarda bir vakıf kursa da eşi ve kızının vefat etmesi nedeniyle yalnız kalan Atakan, vakıf işlerini yürütememiş.
Binlerce kitap ve belge kaderine terk edilmiş durumda
Arşivini ziyaret edenlerinin eksilmediğini ifade eden Atakan: “Bazısı diploma tezi hazırlamak için, bazısı araştırması için geliyor. Harvard Üniversitesi’nden Hande Sözer adında bir öğretmenimiz burada doktora tezini hazırladı.” dedi.
Osmanlı döneminden kalan tıp kitapları, Arapça ve Osmanlıca yüzlerce eser, Bulgaristan Türkleri’nin yakın tarihine ışık tutan el yazmaları burada kendi kaderine terkedilmiş durumda. Artık kitaplarına bakım yapamayan ve onlara uygun yer ve ortam sağlayamayan Atakan, gelen ziyaretçıler arasında hırsızlık yapanlardan da şikayetçi.
Hastalık dolayısıyla tekerlekli sandalyede günlerini geçiren Akif Atakan, bu kitap hazinesini bir kurum veya akademiye bağışlamayı da reddediyor. Tozlu raflarda, uygun olmayan şartlarda muhafaza edilen bu kültür hazinesi, tasnif edilerek yeniden keşfedilmeyi bekliyor.
Sevda Dükkancı