Hüseyin Bodaninski özelinde Kırım Tatar entelektüelleri

İkinci Dünya Savaşı sonunda Kırım Tatarları Stalin tarafından ‘toplu ihanet’le suçlanmış ve 1944 yılının Mayıs ayında Kırım’dan topluca Sibirya ve Özbekistan’a sürülmüştür.

Hüseyin Bodaninski özelinde Kırım Tatar entelektüelleri

Kırım Tatarları, 15. yüzyıl ortalarında kurulmuş ve 1783 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhakına değin Osmanlı İmparatorluğu’nun büyük etkisi altında iktidarını sürdürmüş olan Kırım Hanlığı’nın devamıdır. Esasen Kırım’daki Türk mevcudiyeti altıncı yüzyıla kadar gitmektedir. Kırım Hanlığı 1774 yılındaki Küçük Kaynarca Anlaşması’yla birlikte Osmanlı’nın idaresinden çıkmış ve 1783 yılında Rusya’ya ilhak etmiştir. 1783 yılından önce Kırım nüfusunun çoğunluğunu Kırım Tatarları oluşturmaktaydı ve Kırım 1600 camisi ve 25 medresesiyle o dönemin en önemli İslâmi merkezlerinden biriydi. 1850’li yıllarda bircok Kırım Tatarı Rusya’nın baskıcı politikaları ve savaşlar nedeniyle Anadolu’ya doğru kitleler halinde göç etmeye başladı.

1917 yılında Kırım Tatarları o topraklarda ilk demokratik cumhuriyetlerden olan Kırım Halk Cumhuriyeti’ni ilan etti ancak kurdukları devlet bir ay icinde Bolşevikler tarafından işgal edildi. 1921 yılında Kırım Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyetini kuran Kırım Tatarı lider (Veli İbrahimov) Sovyet hükümeti tarafından 1928 yılında idam edilmiş ve Kırım Tatarı ileri gelenleri ‘burjuva-milliyetçiliği’yle suçlanarak büyük baskı altına alınmıştır. (Fisher, 1978: 141-142). Kırım Tatarları’nın kültürü ve kimliği radikal Ruslaştırma ve Sovyetleştirme süreçlerinden ciddi biçimde zarar görmüştür. İkinci Dünya Savaşı sonunda Kırım Tatarları Stalin tarafından ‘toplu ihanet’le suçlanmış ve 1944 yılının Mayıs ayında Kırım’dan topluca Sibirya ve Özbekistan’a sürülmüştür. Sürgüne gönderilen Kırım Tatarları’nın milli ve kültürel kimliklerini ortaya koyması engellenmiştir. 1954 yılının Mayıs ayında Kırım nüfusunun çoğunluğu Rus olduğu hâlde– Sovyetler'in tek taraflı kararıyla, Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlanmıştır.

1785-1786 tarihleri arasında Avrupa’nın pek çok ülkesinin yanı sıra Kırım ve Osmanlı topraklarında da seyahat eden Lady Elizabeth Craven, bu bir yıllık seyahati boyunca Prusya Dükü ve Sayn Kontu olan Christian Frederick Charles Alexander’a toplamda altmış sekiz mektup yazmıştır. Craven, Fransa’da yazmaya başladığı mektuplarını Viyana’da sonlandırmış, buradan da Prusya Dükü Charles Alexander’ın yanına dönmüştür. Yazdığı bu mektuplarda gezip gördüğü yerlerin doğası, insan ilişkileri, ticari hayatı, kadınlar, erkekler, giyim-kuşam, yapılar, sokaklar, köyler, hayvanlar, mezarlıklar, inançlar ve gelenekler üzerine pek çok konuya değinmiştir. Gezisi esnasında seyahat ettiği memleketlerin geçmişini anlatan notlar çıkarmayı ihmal etmeyen Craven, Kırım’a gelmeden önce de Moskova’da yazdığı bir mektupta öncelikle bu coğrafyanın tarihine değinmiştir.

Bu çalışmada, savaştan yeni çıkmış ve Küçük Kaynarca Antlaşması’nı imzalamak zorunda kalmış Osmanlı Devleti’nin elinden kayıp giden Kırım’ın bahsi geçen eserlerinden sitayişle bahsederken bu topraklar resmiyette Türkler’in elinden çıkıp gitmiş olsa da geride bırakmış oldukları o ruhun, mevcut manevi ve kültürel birikim sayesinde sürekli yaşayacağına değinmiştir.

Demografik, kültürel ve dinî müdahaleler sonucunda aidiyetlerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Kırım Tatarları, kendi mücadelelerini vermeye başladı. En meşhuru Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914) olan bu isimler arasında bir tanesi, Kırım’ın millî ve manevî kimliğinin kayıt altına alınması ve sonraki nesillere aktarılması noktasında özellikle öne çıkmıştı: Hüseyin Bodaninski. Hüseyin Bodaninski, 1877 yılında Kırım Tatarı bir ailenin oğlu olarak Rus İmparatorluğu'na bağlı Kırım'ın Simferopol Rayonu içinde bulunan Badana Köyü’nde doğdu. (Köyün bugünkü adı Perove'dir.)

Çocukluğundan itibaren iyi bir eğitim alan Hüseyin Bey, Akmescit’teki öğretmen okulundan mezuniyetinin ardından, 1895-1905 yılları arasında Moskova’daki ünlü Sanat ve Sanayi Üniversitesi’nde okudu. Paris’te geçirdiği birkaç yıl, ona özellikle sanat alanında tecrübe kazandırdı. 1911’de St. Petersburg’a dönen Hüseyin Bodaninski sonraki beş yıl boyunca, en çok tercih edilen iç mimar ve tasarımcılardan biri olarak ünlendi. Yaptığı işler ve katkıda bulunduğu eserler, şehrin elit kesimleri arasında büyük beğeni topladı.


1916’da Kırım’a dönen Hüseyin Bey, ertesi yıl bir zamanlar Kırım Hanları’nın yaşadığı Bahçesaray’daki Hansaray külliyesinin müdürlüğüne atandı. Külliyede Tatar kültürüne adadığı bir müze de kuran Bodaninski, bir yandan da hızlı bir şekilde Kırım Tatarlarının günlük yaşamlarını, adetlerini, kılık-kıyafetlerini ve geleneklerini kayıt altına almaya başladı. 1920’lerin başından itibaren giriştiği envanter çalışmalarını sonraki 10 yıl boyunca titizlikle sürdüren ve Kırım’ın her köşesini kapsayacak şekilde genişleten Hüseyin Bodaninski, bu şekilde Kırım Tatarları’nın millî ve manevî kimliklerinin net bir manzarasını ortaya koydu.

Sovyetler Birliği’nde giderek baskısını ve dehşetini artıran Stalinist rejim, birliğin dört bir yanındaki farklı etkin ve dinî grupları hedef alıyordu. Bu çerçevede Kırım’da da Tatarlar odak noktasına yerleştirilmişti. Önde gelen Tatar aydınlar ve mücadele adamları tutuklanıyor, sürgün ediliyor veya üst düzey görevlerden el çektiriliyordu; 1934’te Hüseyin Bodaninski de Hansaray müze müdürlüğünden alındı.

Bodaninski, 1937 yılında anti-Sovyet tavırları gerekçe gösterilerek tutuklandı. Stalin'in vurulacaklar listelerine alındı. 17 Nisan 1938 tarihinde mahkeme edilmeden yargısız infaz biçiminde NKVD personeli tarafından vurularak öldürülmüştür. Listedeki diğer infaz edilen isimler arasında, yazar ve etnograf Hasan Sabri Ayvazov, Yakub Ablyamitov, Yakub Azizov, yazar Ömer İpçi, yazar, bilim insanı ve öğretmen Osman Nuri-Asanoviç Akçoraklı, Ramazan Aleksandroviç, Yahya Bayraşevski, yazar Cafer Gafarov, çevirmen ve Kırım devlet yayınevi başkanı Abdülkerim Cemaleddinov, Süleyman İdrisov, İbrahim İsmailov, şair ve öğretmen Abdullah Abileviç Latifzade, Fevzi Müsanif, gazeteci ve tiyatro eleştirmeni Mamut Nedim, Abdürrahim Samedinov, yazar İlyas Tarhan, Seyitcelil Hattatov, Bilal Çağar gibi birçok ileri gelen Kırım Tatar entelektüeli de vardı.

Kaynakça:

Vikipedi

https://www.dunyabizim.com/kitap/kirim-daki-turk-mimari-yadigrlari-h41841.html

YORUM EKLE