Bu çarşıda hâlâ çekiç sesleri yankılanıyor

Yüzyıllardır çekiçle dövülerek şekil verilen bakırlar ince ince işlenerek bir sanat eserine dönüşüyor. Geleneksel zanaatların başında gelen bu meslek bugün İstanbul’da Bakırcılar Çarşısında yaşatılıyor.

Bu çarşıda hâlâ çekiç sesleri yankılanıyor

Sahanlar, buhurdanlıklar, her biri incelikle işlenmiş tepsiler Bakırcılar Çarşısı'nda özenle üretiliyor. Çarşı, düz levha şeklinde elde edilen bakırın usta ellerde hayat bulduğu yüzyıllık bakırcılık zanaatın eşsiz örneklerine ev sahipliği yapıyor. Çekiçle dövülen bakırlar, ince ince işlenerek adeta birer sanat eserine dönüşüyor. İstanbul'un Bakırcılar Çarşısı da bu bakır işlemeciliğine gönül veren ustalara ev sahipliği yapıyor. Zamanla azalsa da çekiç seslerinin kendine has ritmi çarşının duvarlarında yankılanmaya devam ediyor.

Bakırcılar Çarşısı'ndaki ustalardan biri de dedesinden bu mesleği devralan Mehmet Agah Bozdoğan. Mehmet Usta ailesinin bakırcılıkla geçen yıllarını şu sözlerle anlattı: "Dedem, babam ve ben bu işi devam ettiriyoruz. Dedem 1960'ta başlıyor bu işe. 1974 yılına kadar Gaziantep'te bulunuyor. Daha sonra babamı İstanbul'a gönderiyor. Sen bu işi İstanbul'da devam ettir diye. İmalat bir süre daha Gaziantep'te devam ediyor. Akabinde imalatı İstanbul'a taşıdık. 2010'da babamı da kaybettim. Şuan 3. kuşak olarak aile mesleğini ben devam ettiriyorum."

Birbirinden değerli el emeği bakırların ortaya çıkması büyük bir emek ve ustalık gerektiriyor. Bakırın yumuşak olması nedeniyle levhalar, ince bir işçilik ile bir dantel gibi örülüyor. Bakırcı Mehmet Usta bakırın bir sanat eserine dönüşmesini şu ifadelerle anlattı: "Bakırın içinde doğup büyüdük. Bu mesleği devam ettirmekten çok büyük zevk alıyoruz. Bakır nasıl yapılıyor derseniz: Bakırı önce disk yani astar olarak alıyoruz. Levha işlenmemiş bakırı daha sonra yaplacak işe göre ya dövücümüze ya da sıvacımıza gönderiyoruz. Bu levhalar gerekli ölçülerde kesilip rütuşlandıktan sonra dövülme işlemi bitiyor. Daha sonra da cila ve kaplama işlemlerinden geçiyor. Elde edilmek istenen ürüne göre bakır çeşitli işlemlerden geçiyor."

Yeni nesil sevmiyor bu işi

Uzun süren işlemlerin ardından bakır eşyalar, raflardaki yerini alıyor. Ancak bakırlar, geçmişte olduğu gibi artık gündelik hayatın bir parçası değil. Günümüzde dekoratif amaçlı ya da hediyelik olarak tercih ediliyor.

Yüzyıllara meydan okuyan bakırcılık kaybolmaya yüz tutan mesleklerden. Ustalar, mesleği sürdürecek çırak bulamıyor. Mehmet Usta da mesleği devralacak birinin bulunmayışı endişesini taşıyor. Mehmet Usta endişesini şu sözlerle aktardı: "Ben babamdan devraldım ama benim devredeceğim kişi konusunda sıkıntılıyım biraz. Bir oğlum var, 4 yaşında henüz. Yetişince yeni nesil bu işi pek beğenmiyor. O yüzden giderek bir azalma var. Ustalarımız yok. Bu işi yapanlar hep 45-50’nin üzerinde. 25-30 yaşlarında usta çok az. Yeni nesil sevmiyor bu işi. Çünkü imalat aşaması biraz yorucu."

İhracatın bir parçası olan bakırlar, bu köklü kültüre dair bir parçayı ülkelerine götürmek isteyen turistleri kendine çekiyor. Hayatın içindeki işlevini yitirse de bakırcılık hem İstanbul'da hem de Anadolu'da ayakta kalma mücadelesi veriyor.

 



Ümmü Gülsüm Sarıoğlu haber verdi

YORUM EKLE