Kuyudaki Koro, dipsiz kuyuda, ‘‘dilsiz ikizini’’ arıyor.

Mevsimlik edebiyat dergisi Kuyudaki Koro, yeni yayın döneminde yeni yüzüyle Maraş’tan okuruna seslenen, hakikaten ilginç bir dergi. Öznel belirlenimlerle ifade edecek olursak göreceğiz ki özgünlüğünü seslenişinde bulan, farklı bir görsel tasarımı ve dergi içindeki bölümleriyle alışılmışın dışında yazılar, hikâyeler ve şiirlerle yüklü bir dergi Kuyudaki Koro.

Şiirler imgeci ve İsmet Özel’in patetik yönünden besleniyor daha çok. Ergen sancıları değil belirleyici olan, aksine acının olgunlaştırdığı bir bilgelik hâkim şiirlere. İsmet Özel’in ilk dönem şiirlerinin duyarlığıyla yazılmış izlenimi uyandırıyor. Ancak bu yanıltıcı gelebilir ilk elden okura. Eleştirmenler ‘İsmet Özel’den sonrasına yeni bir tuğla eklemiş mi bu şiirler’ sorusunun cevabını elbette bundan sonra dergi bünyesinde yayınlanacak olanlara bakarak hakkaniyetli eleştiri erleriyse bulma ihtiyacını hissedeceklerdir. İmgenin duyusal yanından baskın bir tutumla beslenen, ilginç, ilginç olduğu kadar etkileyici şiirler yer alıyor Kuyudaki Koro’da. Hayatla problemli oluş, acı, mutsuzluk ve ölüm, dergideki şiir ve yazıların ihtiva ettiği konular. Sokağa çıkan, sokakta yazılan bir şiir değil bu, acının dipsiz derinliğinden seslenen, ‘dilsiz ikizini’ arayan bir şiir.

Dergide Hayrullah Safa ve Bünyamin K’nın ‘ilk’ diyebileceğimiz, ‘Aynı Tema Üzerine Şiir DenemesiHayatta Kalmak başlıklı ortak atölye çalışması, doğal söyleyişi, tematik tutarlılığı, ele aldığı konuya bakışlarındaki derinlik ve vurucu mısralarıyla okurun zihnine soru işaretleri ve alışılmadık etkiler bırakan, kanaatimce sürdürülmesini gerekli bulduğum farklı bir çalışma.

Hakan Arslanbenzer bir yazısında ‘edebi edebiyat’ ve ‘siyasi edebiyat’ ayrımı yapar, biz bu ayrımı tarafların ayrışıp belirginleşmesi bakımında oldukça manidar ve gerekli bulduk. Komplekssiz ve taraf tutmayan biri olarak görüntünün netleşmesi açısından kabule şayan bir ayrım olduğunu söyleyebilirim.

‘Edebi edebiyat’ yapıyor Kuyudaki Koro daha çok. Ülke gündemiyle ve Türkiye’nin meseleleriyle iştigal etmeyen, duygulanımlarla ve öznel olanla ilgilenen yönüyle edebi edebiyat anlayışı baskın oranda kendini hissettiriyor dergide. Ömer Yalçınova’nın mukayeseli metni Jön Türkler ve Said Halim Paşa yazısı, Paşayı Popülist bir düşünür ve Buhranlarımız’ı Popülist bir eser olarak gördüğümüzde ‘siyasi edebiyat’ anlayışıyla Kuyudaki Koro’nun edebi edebiyat anlayışını bütünleyen nitelikler taşıyan katkılar sunuyor. Bir kavga dergisi değil Kuyudaki Koro, sesine makes bulma arayışında.

Bende şaşırtıcı etkiler bıraktı Kuyudaki Koro, hayretim sesteki müziğin içlenişinden kaynaklanıyor değil, koronun birlikte edebiyatı omuzlayışı ve sesin sese mukabilinde taşıdığı umuttur.

‘Şükür ki var’ diyen umut yüklü bir dergi Kuyudaki Koro.

Kımıltıya ses verin derim, Kuyudaki Koro’yu okuyun.

 

Mustafa Celep, haber verdi