Kazak halkının İslam dinini öğrenmeye ve öğretmeye çok hevesli olduklarını belirtmiştik. Namaz kılan gençler, tesettürlü hanımlar… Birbirine destek olan halk, birbirlerinin dinine, yaşayışına saygı duyuyor. Türk okulları haricinde üniversitelerde ve okullarda başörtüsü yasağı yok. Çoğu işyerinde insanların namaz kılmaları için imkânlar sağlanıyor. Büyük alışveriş merkezlerine mescitler inşâ ediliyor. Bir zamanlar sadece kiliselerin çan seslerini duyduğumuz bu ülkede İslam’la şereflenen insanların, İslam’a saygı duyan insanların çoğalması ve bizim bunlara şahit olmamız, Cenab-ı Hakk’a hamd-ü senalarda bulunmamıza vesile oluyor.
5 vakit namaz kılıyor musun?
Geçtiğimiz günlerde kimlik işlemlerim için nüfus dairesine gittim. O kadar çok sıra vardı ki tam 2 saat beklemek zorunda kaldım. Bu işlerin burada ne kadar zor hallolduğunu bildiğim için, “Allah’ım n’olur görevli kişi anlayışlı biri olsun, rüşvet talep etmesin” diye dua ediyorum bir yandan da. Dijital tabelada benim numaram çıkmıştı. 15. pencereyi işaret ediyordu. Derin bir nefes alıp besmelemi çektikten sonra görevli kıza evraklarımı uzattım. Bir kimliğime baktı, bir de bana. “Eyvah” dedim. “Başörtülüyüm diye kesin sorun çıkaracak” diye bekliyorum. Ben dualarımı okurken, görevli kız hiç beklenmedik bir tebessümle “5 vakit namaz kılıyor musun” diye sordu. Şaşırmıştım, biraz tedirgin bir ses tonuyla “Evet, kılıyorum” dedim. “Maşallah, Allah kabul etsin. Ben de kılıyorum ama sadece sabah namazlarını kılabiliyorum. Burada kılmam uygun olmaz diye diğerlerinin kazasını yapıyorum, o da her gün değil.”
Seni bana Allah gönderdi
Gözlerim parlamıştı. Şaşkın olduğum kadar mutluydum da… “Ne kadar güzel! Allah kabul etsin ve yardımcınız olsun.” Kızın da sevinci gözlerinden okunuyordu. Konuşurken kimlik işlemlerini unutmuş, sohbete dalmışız. Namaz, başörtüsü, Kur’an… Bir şeyler öğrenmeye hevesli olduğu her halinden anlaşılıyordu. Ben de hem cevaplıyor hem de “acaba sırada bekleyen diğer insanların hakkına giriyor muyuz?” diye düşünüyorum. Birkaç dakika sonra yanındaki arkadaşı da sohbetimize katıldı. O da sorular soruyor, merak ediyor. ‘Keşke farklı zamanda farklı yerde olsaydık’ dedim içimden. Saatler ilerliyor, sırada bekleyen insanlar çoğalıyordu. Dinara (görevli kız) kimlik işlemlerini halletti. Evraklarımla birlikte telefon numarasını da verdi. Tebessümle “Seni bana Allah gönderdi!” dedi. Dualarla ayrıldık birbirimizden…
![]() |
(+) |
Varmış bunda da bir hayır
Eve dönüş yolunda çok düşündüm. “Seni bana Allah gönderdi!” Nasıl bir cümleydi bu? Sırada 2 saat beklemem, tam onun mesai saatinde, onun penceresine gitmem… Hiç bir şey boş değil. Aldığımız her nefeste Allah’ın bir hikmeti gizli olduğu gibi bunda da varmış bir hayır, hikmet…
Birkaç gün sonra kimliğimi almak için tekrar gittim. Dinara’ya Kazakça’ya tercüme edilmiş İnsan denilen Muamma ve Nebiler Silsilesi kitaplarını hediye ettim. Can-ı gönülden edilen dualarla uğurladı beni. Tekrar görüşmek, kitap getirmek ve sohbet etmek için sözleştik.
Cenab-ı Hakk Dinara’ya ummanları aşan rahmetinden ve hidayetinden ihsan eylesin. Âmin.
Feyza Öztürk Allah’ın kudretine bir kez daha hayran kaldı