Dil ve Edebiyat dergisinin Temmuz 2014 tarihli 67. sayısı çıktı. Dergi, bu sayısında Üzeyir İlbak’ın kaleminden modernleşme ve küreselleşme süreciyle belirginleşen kimlik arayışlarını ele alırken; Doğan Hızlan’ın Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği’ndeki konferansından hazırlanan “Edebiyat ve Eleştiri” başlıklı bir metnine de yer veriyor. Ahmet Meral “Eğitim Serüvenimiz”, Yusuf Akçay “Mitolojiden Milliyetçiliğe Dil” başlıklı yazıları ve İbrahim Kaya “Düğün” adlı hikâyesi ile dergide yer alıyorlar.
M. Atilla Maraş’ın Metin Önal Mengüşoğlu biyografisi ile devam eden dizi yazısı ve Prof. Dr. Hikmet Özdemir’in Ramazan üzerine değerlendirmeleri de Temmuz sayısında geniş yer tutuyor. Dil ve Edebiyat dergisinin bu sayıdaki şairlerinden bazıları ise şunlar: Rasim Demirtaş, Hasan Suver, Nevzat Bayhan, Ethem Erdoğan…
Dil ve Edebiyat dergisinin Temmuz sayısında kapağa taşınan ve geniş hacmi ile dikkat çeken “Bir Kimlik Arayışı: İslam ve Müslümanların Dünyasına Kimlik Ekseninde Bakmak ‘Ben Kimim?’ başlıklı yazısında Dil ve Edebiyat dergisi Genel Yayın Yönetmeni Üzeyir İlbak; Türkiye’de kimlik tartışmalarındaki ana kırılma noktalarına değindikten sonra yakın zaman içinde ortaya çıkan karışım/melez kimliklere odaklanıyor.
Doğan Hızlan’ın Haziran ayı içerisinde Türkiye Dil ve Edebiyat Derneğinde yapmış olduğu Edebiyat ve Eleştiri başlıklı konferans da Dil ve Edebiyat dergisinde yer alan önemli metinler arasında yer alıyor. Hızlan, eleştirinin ne olduğu, edebiyat eleştirisine nasıl bakıldığı, eleştiri yöntemlerinin neler olduğu üzerinde genişçe duruyor. Hızlan’ın altını çizdiği konulardan biri de edebiyat eleştirisi ile edebiyat tarihi arasındaki ilişki: “Bir eleştirinin sağlam ve tutarlı olması için, öncelikle eleştirmenin edebiyat tarihini iyi bilmesi gerekiyor. Bizde bazen edebiyat tarihi ile eleştiri birbirine karıştırılıyor. Eleştiri, ne olursa olsun, bugünün bir değerlendirmesini yapar; ama eseri yazanın tarihî süreç içindeki yerini de gösterir.” Doğan Hızlan, eleştirmenin edebiyat tarihi ile kurduğu sıkı ilişki gibi güncel gelişmeleri de takip etmesi popüler yayınları, eğilimleri gündemine alması gerektiğini de söylüyor. Hızlan, çok yönlü ve farklı alanlarla irtibatlı çalışma disipliniyle yapılmış edebiyat eleştirisine ihtiyaç duyulduğunun da altını çiziyor.