Yedi İklim dergisi Sayı 398, Mayıs 2023 çıktı

"Dünyadaki varoluşumuzu doğru yere konumlandırmak, kendimizi ve dünyayı okuyabilmek için doğru düşünmek farzdır" mesajıyla okurlarını selamlıyor!

Yedi İklim dergisi Sayı 398, Mayıs 2023 çıktı

Editörden…

Akıl Oyunları filminin son sahnesi hayata bakış açımız hakkında çok önemli bir fikir verir. Şizofreni hastası olan matematik profesörü John Nash, sanrılar görmektedir. Birçok olay ve tedaviden sonra, gördüğü hayali kişilerden çocuk olanın büyümediğini fark eder. Son sahnede yine aynı çocuğu görür ancak bu sefer ona tebessüm edip yoluna devam eder.

Epistemoloji, bilginin iki kaynağının olduğunu söyler. Gerçekte de beş duyu organımız, varlık hakkında bilgi edinmemizi sağlayan en belirgin bilgi kaynağıdır. Gazzali, El- Munkizu Mine'd Dalâl (Sapıklıktan Kurtuluşa] kitabında güneşin bir demir para kadar göründüğünü ancak gerçekte dünyadan çok daha büyük olduğunu söyler. O zaman bizim bilgilerimizin kaynağı olarak gördüğümüz duyularımız, çoğu zaman bizi yanıltmaktadır. Bilgiye epistemolojik olarak duyu kaynaklı baktığımızda yanılırız. Bilginin ikinci kaynağı olarak da akıl gösterilir. Arapçada aklın kelime anlamı, "deveyi bir yere bağlayan ip" ya da "nesneleri birbirine bağlamaktır. Buradan hareketle modern bilimin zannettiği gibi aklın bizatihi kendisi bir bilgi üretme mekanizması değil ancak mevcut bilgiler arasındaki nispeti ortaya koyan, tabiri caizse bir değirmen gibi içine atılan malzemeyi öğüten bir mekanizmadır. Akıl Oyunları filmindeki gibi duyular ve akıl insanı yanıltabilir. Duyuların ve aklın ürettiği bilginin sağlamasını yapacak üçüncü bir kaynağa ihtiyaç vardır, o da Kuran'dır. Ancak duyular ve akılla ulaştığımız bilgiyi nakille doğrulayarak hakikat bilgisine ulaşabiliriz.

Gazzali, bir otobiyografi sayılabilecek bu eserinde bize şüphelerinden yola çıkarak gerçek bilgiye ulaşma ªyolunu anlatır. Ünlü “Düşünüyorum öyleyse varım" sözünün sahibi Descartes'in bazı kaynaklara göre Gazzali'yi okuduktan sonra aklın/düşünmenin ilkelerini ortaya koyduğu Metod Üzerine Konuşma kitabını yazdığı söylenir.

Neden, onca eskimiş bu iki kitap üzerine yazma gereği duyduk? Aslında eski ya da eskimiş değil, kadim iki eser. Kadim, yürürlükte olan; eskimiş olan ise yürürlükte olmayan, güncelliğini yitirmiş anlamına gelir. O zaman bu kitaplar günceldir. Ve sorduğumuz sorunun cevabı onlardadır. Öncelikle düşünemiyoruz ya da doğru düşünemiyoruz. Birileri ya da bir şeyler, sürekli, doğru düşünmemize engel oluyor. Sosyal medya, troller, yanlış bilgilendirmeler, bilgi kirliliği, manipülasyon vb. pek çok etken doğru düşünmemizi engelliyor. Corona sonrasında birçok insanda foggybrain (sisli beyin) hastalığı ortaya çıktı. İnsanlar berrak bir akılla meselelere yaklaşamıyor veya düşünmeye tahammül edemiyor. Oysa büyük düşünür Gazzali, durup dinlenmeksizin iki yıl felsefe çalışıp bir yıl da bu konular üzerinde tefekkür ederek geçirdikten sonra felsefe hakkında fikir beyan etmeye başlamıştır.

Atalarımız "Vusulsüzlüğümüz usulsüzlüğümüzdendir" demişler. Amaçlarımıza ulaşamıyorsak yöntemlerimiz hatalıdır. Yol yordam, yöntem bilmediğimiz için gitmek istediğimiz yere ulaşamıyoruz. "Usul, esasa mukaddemdir" (Yöntem, esas konudan önce gelir) ilkesi, son dönem Osmanlı anayasası olan Mecelle'de düşünmenin ve karar vermenin temel ilkelerinden biri olarak gösterilir. Birçok hukuki dava, usulden kaybedilir. Çünkü usul, esastan önce gelir. Mecelle'nin hemen her hükmü düşünmenin ilkeleri ile ilgilidir. "Şekk ile yakin zail olmaz" (Kuşku duymak, kesin bilginin hükmünü ortadan kaldırmaz) ya da "Def'-i mefasid celb-i menafiden evladır" (Zararlı olanı yok etmek, fayda sağlamaktan önce gelir) hükümleri bugün de kullanılır.

Vusül, kavuşma anlamına gelirken, tersi de ayrılık, kavuşamamaktır. Eğer sevdiğimiz bir şeye kavuşamıyorsak bir yerde usulsüzlük vardır. Dünyadaki varoluşumuzu doğru yere konumlandırmak, kendimizi ve dünyayı okuyabilmek için doğru düşünmek farzdır.

İçindekiler

01- Yedi İklim / Açlık Oyunları

04- Hasan Aycın / Çizgi

05- Ali Haydar Haksal / Paris’e Giden Müslüman Gençler III

07- Arif Ay / Her Bahar Bir Mektup

11- Nurettin Duman / Vesselam

14- Yunus Karadağ / Devrimden Önceki Sabah

16- Mehmet Özger / Yamalı Naat

17- Osman Koca / Kara Gün

18- Yeprem Türk / Olmuş

21- Yusuf Turan Günaydın / Sabahattin Ali’den Nâzım Hikmet’e Mektup

24- İsmail Demirel / Işığın Etrafında Kelebekler: Mehmet Akif Ersoy’un Yakın Çevresi II

26- Sulhi Ceylan / Ötelerin Ötesi

29- Ali Haydar Haksal / Geleceğin Habercisi

32- Aykağan Yüce / İyiliğin Eğrisi

35- Abdullah Yalın / Umursamaz Kuru Dallar

36- Dr. Cengiz Karagöz / Özgürlük Ekseninde Biz ve Batı Sanatı

38- Burhan Özdin / İp

40- Mukadder Uçar Beyoğlu / Araf

43- Mükerrem Mert / Bumerang

44- M. Ali Özdoğan / Dua

45- Şifanur Şahintepe / Gittiler ve.

46- Yasemin Kapusuz / Arada Bir

47- Rabia Hıtay / İzlenimcilik

49- Ahmet Karpınar / Çekimsiz Eylemler

50- Ebru Kazan / İyi ki Geceler

51- Irmak Güneş / Göğü Tutan Adam

53- İmam Şafiî / Divanından Şiirler: Allah’tan Gelen Kolaylık Yakındır / Kurtuluş Ne Kadarda Yakındır / Yüce Ahlâk / Para Harcamayı Gerektirir / İslâm’ın Gerçekleri Türkçesi: Dr. Ali Tülü / Abdülaziz Duman

54- Büşra Tektaş / Tezatlar Ülkesinde Yağmur

55- Azimenur Ayaz / Anı Çiçeği

56- Semiha Nur Mıhçıoğlu / Bitmekte Olanın Başlangıcı

57- Meryem Dua Kadğa / Bir Gencin Gözünden Gençlik

58- Fatma Kaya / Sokrates ve Aristoteles’in İyi Yaşam Felsefeleri

59- Merve Nur Çokol / De ki

60- Melek Ninovaoğlu / Askıda İnsanlık

61- Sezer Taş / Rapor

62- M.Ali Özdoğan / Kuşların Bizi Nereye Götürdüğü Sorusu Üzerinden Nevzat Akyar Hikâyesinde Modernite ve Geleneğin Konumu

64- Yusuf Çınar / Kuyu’dan Ben Çıkmak İstemezdim Bu Şehre Beni Zorla Sultan Yaptılar

YORUM EKLE