Yazarlık için bir giriş kapısıdır günlük tutmak

Hece dergisinin 30. özel sayısı 'Günlük Özel Sayısı' olarak çıktı. Günlükler ve Necip Tosun’un 'Bir Yaşam Grafiği: Günlükler' yazısı hakkında Mustafa Uçurum yazdı.

Yazarlık için bir giriş kapısıdır günlük tutmak

Günlük, bir edebi tür olarak en çok rağbet gören türlerdir biridir. İç dökme, ruhunu kendiyle dinlendirip arındırma, sırlarına kendini sırdaş etme gibi birçok sebeple günlükler yazılır.

Edebi tür olarak karşımıza çıkan günlükler, aynı zamanda edebiyat tarihimizin gün yüzüne çıkmamış gizli tarihini ifade etmesi bağlamında da çok önemli belge niteliğindedir. Şair olsun yazar olsun; tuttuğu günlüklerinde kendi iç dünyasının yanında yaşadığı dönemin edebi ortamını da günlüğüne konuk ettiği için, yazılan her cümlenin ayrı bir önemi vardır.

Hece dergisi, özel sayılar serisine bu kez günlükler ile devam etti. Günlük üzerine kuramsal yazılar, yerli günlükler, yabancı günlükler ve seçme günlükler bölümü ile yine adına yakışır bir sayı ile okuyucularına ulaştı dergi. Necip Tosun’un “Bir Yaşam Grafiği: Günlükler” yazısı da bütün dergiyi özetler mahiyette, günlükleri ele alan bir yazı olarak dergide yer alıyor.

Günlükteki muhatap yazarın kendisidir

Edebiyat dünyamızın en köklü türlerinden birisi günlüktür. İnsanlar yazının yaşına denk düşecek bir zamandan bu yana yaşadıklarını not etmeye başlamışlardır. Bazen yazıyla, bazen şiirle, hatta resimlerle; yaşadıkları olayları bir köşeye not etme gereğini hissetmişlerdir. Bunun çeşitli sebepleri olsa da görünen sebep şudur ki günlük yazan kişi tarihe bir not düşmek istemiştir.

Necip Tosun, bir yaşam grafiği olarak günlükleri ele aldığı yazısında aslında günlüklerin derin tarihine de uzun soluklu bir yolculuk yapıyor. Günlük yazma sebepleri, günlüklerde yazılanlar, günlük yazanların ruh halleri gibi birçok konuyu derinlemesine anlatırken, günlük yazarlarının aslında asıl muhatap olarak kendilerini gördüklerini söylüyor. Yani günlük yazarı, kendisini anlatıyor günlüğünde. Kendisinden başlayan bir dünyayı yazarak genişletiyor ve bu dünyaya sonra okurları da davet ediyor.

Günlükler, bir sırlar defteri olsa da aslında günlük yazan herkesin aklının bir köşesinde şu gizli his vardır: “Bu yazdıklarım günün birinde okunacak.” Bunun bilinciyle günlüklerin yazıldığını söylüyor Necip Tosun. Bu yüzden günlükteki muhatap öncelikle yazarın kendisiyken daha sonra buna okuyucu da ortak ediliyor.

Yazarlığın giriş kapısıdır günlük

Yazarlık bir çalışma işidir. Zihni, sözcükleri, kalemi çalıştırarak ortaya çıkan ince işçiliktir yazmak. Çalışmanın temelinde de alıştırma gelmektedir. “Günü gününe tutulan günlükler bir bakıma yazarlık için bir giriş kapısıdır.” diyor Necip Tosun. Yani yazar olma temrinleri olarak görüyor günlükleri. Günü gününe tutulan günlükler, yazmanın bir alışkanlık haline gelmesi için en doğru seçimdir. Zihin, yazmaya hazır halde olduğu için cümleler her an hazırdır yeni bir öykünün, denemenin kapısını aralamaya. Yazarlığa karşı ilgisi olan gençlere yapılacak en önemli tavsiyelerden birisi, deneme tutmaya başlamaları olmalı. “Günlük tutma disiplini, içinde yazarlık tutkusu ve yeteneği olan kişileri edebiyata, sanata, felsefeye yaklaştırır. Bu nedenle günlükler yazarlığın başlangıcı gibidir.” diyor Necip Tosun ve burada yazarlık disiplinine dikkat çekiyor. Yazmak bir disiplin işidir sözünün giriş kapısı olarak da günlükleri gösteriyor.

Günlük türlerinden, günlüğün edebiyata katkılarından, birçok yazarın günlüklerle olan yakınlıklardan bahsediyor Necip Tosun. Oğuz Atay’ın günlüklere bakış açısını anlatıyor, Stefan Zweig’in günlükleri ileride beslenebileceği bir kaynak olarak gördüğünü aktarıyor.

Günlük tutmak belki ilk aşamada çocukça bir hevesle başlamış olsa da insanın zihni gelişimi için çok önemli bir uğraştır. İnsanı disipline eden, hafızasını canlı tutan ve cümlelerle olan dostluğuna zemin hazırlayan günlükler, insanın bir yaşam grafiğidir.

Günlük türünün belki edebi ortamlarda eskisi kadar kabul görmediğini fakat facebook, twitter gibi yeni ortamlarda yaşadığını, insanların paylaşımlarının da birer günlük örneği olduğunu, böylelikle günlüklerin önümüzdeki yıllarda tekrar önem kazanacağını sözlerine ekleyerek bir temenni ile yazısını noktalıyor Necip Tosun.

Yazarlık için bir giriş kapısı arayanlara günlük tutmak çok iyi bir tercih olacaktır. Hece dergisinin bu özel sayısını okuyunca, günlüklerin edebiyatımızdaki ve hayatımızdaki yeri de zihinlerde daha netleşecek ve günlük deyip geçmeyecek yazmaya karşı ilgisi olanlar.

Mustafa Uçurum yazdı

YORUM EKLE