Karabatak 64. sayısını yayımladı

Karabatak Eylül-Ekim sayısı, “Türk Dil Kurumu’nun 90. Yılında Türkçenin Dünü Bugünü Yarını” dosyasıyla okur karşısına çıkıyor.

Karabatak 64. sayısını yayımladı

Bu yıl Türk Dil Kurumu’nun kuruluşunun 90. yılı. Dil, yalnızca iletişim değil, düşünme, hayal kurma, tahayyül ve tasavvur etme; yeniyi, ileriyi, geleceği görme aracımız. İnsan olarak varlık kazandığımız alan. Kavramları, eşyayı, nesneleri, duyguları ve dahasını tanımladığımız; aralarında ilişkiler kurarak yeni biçimler oluşturduğumuz, yaşamımızı, varlığımızı anlamlandırdığımız ve şekillendirdiğimiz araçtır dil. Cumhuriyet dönemine geçişle birlikte dil üzerine resmî düzeyde ilgilenmek, geliştirmek, zenginleştirmek amacıyla kurulan kurum, kimi zaman yanlış uygulamalara yönelse de günümüze kadar çalışmalarını sürdürmüştür. Bu çalışmaları derinlemesine inceleyip okurlarımıza sunmak üzere Karabatak 64. Sayıda, Türkçeyi korumak ve güçlendirmek için çalışan akademisyen ve edebiyatçılarımıza sahneyi bırakıyor. “Türk Dil Kurumu’nun 90. Yılında Türkçenin Dünü Bugünü Yarını” dosyasıyla okur karşısına çıkıyor. Türkçeyi kendine dert edinmiş, gelişimi için ömrünü, birikimini vakfetmiş edebiyatçı ve akademisyenlerimiz çok kıymetli yazılarıyla bu sayımızda hem Türkçenin sorunlarına hem kurumun uygulamalarına hem dönemin edebiyatçılarının yorum ve görüşlerine değindiler. Günümüzde neler yapılabilir, yanlış uygulamaların sonuçları nelerdir, günümüze olumsuz etkileri nasıl giderilir, günümüzde dil nasıl korunur ve geliştirilir gibi pek çok soruya da yanıt bulmaya çalıştılar. Bu konuda çok önemli çalışmaları bulunan D. Mehmet Doğan, dil ve bağımsızlık arasındaki ilişkiyi tarihî boyutlarıyla ele alan yazısıyla Karabatak 64. sayısında yer alıyor. Yine ilgiliyle okunacağını düşündüğümüz Prof. Dr. Hasan Akay, Doç. Dr. Şahap Bulak, Asım Öz, Mustafa Uçurum’un yazıları da 64. sayımızın dosya yazılarından bazıları.

Bu sayımızda röportajımızı da dil üzerine çok kıymetli çalışmaları olan Prof. Dr. Hayati Develi hocamızla gerçekleştirdik. “Yüksek edebiyat, ‘medeniyet’ kavramı içinde mümkün olur,” diyen hocamız; çocukluğundan Evliya Çelebi Seyahatnamesi’ne, dilin toplumdaki yeri ve karşılığından teknoloji dilinin konuşma diline yerleşmesine çok önemli konulara değindi. Dil Devrimi, Harf İnkılabı, Türk Dil Kurumu’nun kurulması süreci ve tarihî altyapısını, topluma etkisini ve bu çalışmaların sonuçlarını açık bir dille ifade etti röportajında.

Bu sayımızın projektör bölümü konuğu Betül Barış Baig. Farklı tür ve konuları ustalıkla ele alan ve yetkin eserler ortaya koyan Baig, “Çılgınca uyduramazsam mantıklı da uyduramam,” diyerek edebiyatın uydurmayla olan ilişkisine, öykünün kurmaca yönüne eğiliyor.

F. Hande Topbaş, bu sayının gezi yazısında Cezayir’i anlatıyor. Fransız sömürgeciliği, Cezayir’in Osmanlı dönemindeki izleri, toplum yaşamını canlı bir dille anlatıyor. Tiyatro bölümündeyse bütün zamanların sorusu nu “ben”i merkeze alarak soruyor Derya Özer, “Beni de mi Brutus!” William Shakespeare’in tarihte ilk darbe olarak görebileceğimiz Cezar’ın suikastını kaleme aldığı Julius Caesar eserinin bir incelemesi “Beni de mi Brutus!” yazısı. İlgiyle okunacağını düşünüyoruz. Ömer Lekesiz, Ayşegül Genç’in Dünya Atı kitabını değerlendiriyor eleştiri bölümümüzde.

Birbirinden kıymetli şairler, öykücüler, çocuk edebiyatı yazarları, görsel sanatlar, deneme ve poetika yazarlarımızın eşsiz eserleriyle bu sayı da dikkatlerden kaçmaması gereken bir sayı olarak raflarda yerini alıyor.

Karabatak, 64. sayısını, Türdeb’in “2022 En İyi Dosya Dergiciliği” ve DERGİBİR’in “Yılın Dosya Konusu” ödüllerine değer görülmesinin gururuyla karşılıyor.

Okurun gözünde uçuşun daim olsun…

YORUM EKLE