Düğün sezonunun açılmasıyla birbirleri ile yarışan gelinler ve masalsı düğünler mevsimi de başladı. Nihayet dergisinin bu ayki kapak konusu da eğlenmek uğruna evlenenler!
Teknolojinin ve sosyal medyanın gölgesinde değişen yaşam kültürümüzün esir aldığı unsurlardan biri düğünler! "Halbuki eskiden böyle miydi" diyemeyeceğimiz nadir öykünmelerden biri evlilik merasimleri. Zira kırk gün kırk gece süren düğünler kültürümüzün bir parçası... Ancak eşi dostu bir araya getirip fakiri fukarayı doyurmak, büyüklerin hayır duasını almak üzere kurulan düğünlerin geldiği nokta evliliğin manasından oldukça uzak!
"Hayalindeki düğünü gerçekleştirecek eşi arayan gelin kızlarımız" için evlilik; düğün hazırlıkları, balayı ardından mutlu aile fotoğraflarının paylaşımından ibaret bir müessese sanıldığından, anneannelerimizden dinlediğimiz aile olma hikayelerine yenileri eklenemiyor.
Damatsız düğünler!
Derginin çıkış noktası yakın tarihlerde gazete ve televizyonlara yansıyan iki haber... Bir öğretmenin tüm ritüelleri ile hazırlandığı düğün töreninde damadın olmayışı... Diğeri ise down sendromlu kızın en büyük hayalini gerçekleştirerek ona bir düğün hazırlayan anne... Bu iki haberden yola çıkarak anlıyoruz ki düğünler artık gelinlerin hayallerini tatmin etme aracı. Osman Bülent Manav da "Düğün keyfi yaşamak için evlenmek zorunda değilsiniz" başlıklı yazısında tam da bu meseleye dikkat çekiyor.
Derginin sayfalarını çevirdikçe bu durum daha da netleşiyor. Zira Beyza Karakaya'nın imzasını taşıyan "Moda ve sosyal medya kıskacında gelin başı" başlıklı röportajda tasarımcı Melike Özen'in sözleri durumu özetliyor. Sayısız gelin ve ailesi ile muhatap olan Özen, “tüm gelinler en güzel ve en farklı olma peşinde ve en çok fotoğraflarda nasıl görüneceklerini düşünüyorlar” diyor.
Gelinler, gelinliklerinin üzerlerinde nasıl duracağını düşünerek değil, fotoğrafta nasıl çıkacağına göre tercih etmeye başladığından bu yana düğün albümleri üç beş anı fotoğrafından oluşan albümler değil artık! Her biri bir film kurgusunu andıran alt yapısı ve farklı konseptleri ile birer prodüksiyon çalışması.
Ancak israfın haram olduğunu unutarak yapılan düğünlere atıflar yapan derginin, tam sayfa şaşaalı salonlarını ve menülerini tanıtan bir mekanın reklamını sayfalarına taşımış olması, camianın yaman çelişkisine bir örnek olarak kayıtlara geçmiş.
Tekrar konuya dönmek gerekirse en farklı düğün için çabalayan gelin adaylarına İsmail Kılıçarslan'ın kötü bir haberi var. Yazının başlığı ise "Bu düğün daha önce yapıldı". Gelin adaylarına tavsiyem, düğünlerini planlamadan yazıya bir gözatmaları...
Seda Şennik Ateş yazdı