Bir yazar neyi değiştirir?

Anlayış dergisinin Ocak sayısında çok dikkat çekici dosyalar mevcut..

Bir yazar neyi değiştirir?

Sen bir İslamcısın Oğlum10571

Mehmet Efe’nin "İslamcılık" şiiriyle noktalanmış bir Mustafa Özel yazısıyla yüzleşiyorum: "Kimlik, Medeniyet Ve Siyaset"

“Sen bir İslamcısın oğlum.” diye başlayan şiiri hatırlamamak mümkün mü?

 

“Kitabın sapasağlam duruyor başucunda.

“Kalk ayağa, yükü ağırdır devin”!

Komşunu ziyaret et, yere düşeni kaldır, geçtiğin yerde iz bırak,

sözlerinin sahibi ol, sahici ol.

Yüzünü yıka ve caddeye çık oğlum.

Sallanma.”

10572Memleketimizde son zamanlarda Kürt- Türk gerilimi yaşanırken diğer taraftan Türkiye'nin jeopolitik konumu gereği İslam dünyası ve Avrupa’yla ilişkiler açısından merkezileştiği bir dönemdeyken; Mustafa Özel işte kritik bir soru yöneltiyor:

"Bir yazar olarak neyi değiştirebilirim?”

Bir şeyleri elimizle düzeltemeyince dilimizle meydan okumaya çalıştığımız ve hatta sırf kalbimizle buğz edebilecek duruma düştüğümüz bir çağda; eylemimizin ne kadar etkili olup olamadığını çözemiyoruz çoğu zaman. Kavramların arenasındayız nereye adım atsak kaybolan, buharlaşan milyonlarca düşünce ve muammalı bir gidişat...

“Miskin değiliz suskunuz!” diyor Üstad Sezai Karakoç. Suskunluklarımızla neyin nasıl bir iz bırakacağını elbette tarih gösterecektir. 

Anlayış dergisinin işte bu ayki kapsamlı sayısında Mustafa Özel yine düşündürüyor. "Evrensel devlet" sorgusunda bulunuyor. Medeniyet tarihçilerinin ( Toynbee, Spengler gibi) ciddiye alınmadığından dem vuruyor. Özellikle de Batı tarafından...

Bir de Mustafa Özel'in 17 yıl öncesinde yazdığı bir kitabı var: “Amerikan Yüzyılının Sonu”

Özel; bu kitabın odak noktasının çarptırıldığını belirterek, "Kitap, Amerika’nın değil, Amerikan hegemonyasının sonuna dairdi." açıklamasında bulunuyor. “Kitaptaki denemelerin önemli bir iddiası, önümüzdeki yarım yüzyılın Soğuk Savaş yıllarına nispetle çok daha çatışmacı geçeceğidir.” diyor.

Çünkü hepimiz biliyoruz ki; Soğuk Savaş sonrası çatışmanın ekseni değişti. Ekonomik savaşla büyüyen kaos ve güçlerin çoğalması; sömürge imparatorluğunun kendi askeri gücünü devreye sokması durumunu tetikledi. Bu da kendi besledikleri kapitalist sistemin mantığına aykırı. Mesela Amerika’nın bu noktada Mustafa Özel’in deyimiyle; “evrensel devlet” değil, “evrensel kabadayılık” rolünü üstlendiği apaçık.10573

Toynbee'nin ifadesiyle “Durdurulmuş medeniyettir Osmanlı.” Özel; artık medeniyetimizin durdurulamadığını, gittikçe ihya edildiğini belirterek; Türkiye’nin Orta Asya’ya stratejik girişimlerini takdirle değerlendiriyor.

Baş belamız uluşçuluk

Özel, iki çözüm sunuyor; hem müşterek hem de kapsamlı bir kimliğe ihtiyacımızı vurguluyarak:

“1. Ulus-devlet anlayışını sürdürmek, fakat “Türkiyelilik” veya benzeri bir kavram üreterek alt kimliklerin kendilerini ifade etmesine imkan vermek. Yani daha demokrat, çoğulcu, grup haklarına saygılı vb. olmak.

2. Bu kozmopolit demokratlıkla yetinmeyip, tarihin derinliklerinden süzülüp gelen ortak bir kimliği yeniden üretmek; tarihdaşlığı ete kemiğe büründürmek.”

10574Tam bu esnada İhsan Fazlıoğlu’nun Tîn ile dîn” başlıklı makalesi okunmaya değer. Dünyanın her neresinde olursa olsun insanların çatışmalarının sebebini ‘sınırı aşma’ ve buna bağlı olarak ‘mülkiyet hırsı’na bağlayan Fazlıoğlu:

 “İnsan,Yeryüzüne değil kendi nefsine sınır koymayı öncelemelidir. Yeryüzüne sınır koyarak, kendisini korumayı düşünen insan, kendi nefsine sınır koyarak,Yeryüzünü, kendisinden korumalıdır.” diyerek sekülerleşmenin önüne geçmeyi hedefleyen bir idraki inşa etmeye çalışıyor makalesinde...

Önemli bir dosya

Dergideki Mustafa Özel’in ile İhsan Fazlıoğlu’nun diriltici yazılarının yanısıra “Açılımda Son Nokta” gündeme alınmış.

10578Mücahit Eker’in Kemal Karpat ile gerçekleştirdiği bir söyleşi var; Türklük kimliğinin tarihi sorgulamalar bağlamında kavranıldığı ve isabetli analizlerin mevcut olduğu...

Ali Aslan da Mesut Yeğen ile ‘Siyasal Şiddet ve Kürt meselesi’ne ilişin bir röportaj yapmış.

Ayrıca Anlayış dergisi “Siyasal Şiddet” dosyası ile Türkiye’nin sicilini çıkartmış. İzmir Suikasti’nden ( 1926) tutun, Hrant Dink Suikasti’ne (2007) kadar incelemelerin bulunduğu bir dosya.

Dikkatleri çekecek iki söyleşi

Biri Fatma Karabıyık Barbarasoğlu’nun Murat Menteş ile yeni kitabı “Korkma! Ben Varım!” söyleşisi, diğeri de Fatmanur Altun’nun “Türkiye’de Siyasal Katılım” kitabının yazarı M. Mücahit Küçükyılmaz ile söyleşisi...

10576Yönetmenin şerefli olanı

İhsan Kabil’in Ahmet Uluçay’ı anlattığı yazıyı okuduğunuzda bir an elinizi şakağınıza dayayıp düşünüyorsunuz: Her türlü zorluğa rağmen nasıl şerefli bir mücadeledir bu!

Sinemanın gerçekten çilesini çekmiş ve metafizik bir yalınlıkla sinema ahlakını oluşturmuş, imkânsızlıkları imkâna dönüştürerek kendi sinema sentezini kurabilmiş bir yönetmen duruyor karşınızda...  Uluçay’ın ardından Derviş Zaim, Gökhan Yorgancıgil, Kamil Koç, Fuat Er de bir şeyler söylemiş. “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” filmi gibi konuşulmaya değer eserler veren yönetmenimizi tekrardan rahmetle yâd ediyoruz.

Hatice Algın “Anlayış’sız kalmayın” diyor 

YORUM EKLE
YORUMLAR
bir başka okur
bir başka okur - 13 yıl Önce

dergiyi temin etme ihtimali olmayanlar için bir de internet sitesi var derginin. faydalanmakta yarar var. ayrıca mustafa özel'in okuru mehmet efe şiiriyle selamlaması klas bir duruş oldu bu ay. internet adresi nedir diyenler var biliyorum. herşeyi devletten beklememek lazım sevgili okur. google orada. emek verin azcık.

İbrahim Ethem Hanoğlu
İbrahim Ethem Hanoğlu - 13 yıl Önce

Aslında meramımı izah için başlık kafi. Anlayış gazete bayilerine verilmez oldu. İlgililerin alakasına arz ederim...