88. Sayısından. Derginin 89. Sayısı (Haziran) çıktığı ve hatta tanıtıldığı halde, bu 88. Sayı, yani “At”a mahsus nüsha nedense pek bir yerde görülmedi, gösterilmedi. Anlaşılan, iş bize düştü…
“At” edebiyatımızın zengin imgesi…
Edebiyatımızda at üzerine özel bir çalışma yapılmış mıdır, hatırlamıyorum. Fakat at üzerine yazılmış kitapların peşine düşmüş olan isimler biliyorum. Şimdi bu koleksiyoncu arkadaşların isimlerini ifşa ederek işlerini zorlaştırmak istemem. Hatta, işbu yazıyla, onları muhtemeldir ki haberdar olmadıkları bir “at” özel sayısından haberdar da etmiş olacağım.
Bu arada, “at”ın edebiyatımızda zengin bir imgeye sahip olduğunu bilmeyenler varsa, “M. S.” imzalı ve “Bir Nokta’dan” başlıklı önsözden iktibas yapabiliriz:
“At denilince kanatlanan imgelem alıp başını gider: Tarihe, barış ve savaş sahnelerine, insandan; ona yol arkadaşlığı yapmış en yakın hayvana, göçlere, ayrılıklara, kavuşmalara, bir hayvanla acıyı ve sevinci paylaşmaya, ‘Mekke-Medine Hicret Hattı’na, Düldül’e, Kerbelâ Meydanı’ndan Malazgirt Ovası’na, Konstantiniyye surlarının önünde bir şahlanışa, Tuna kıyılarına, rûyâda at görmeyi murat sayan halk bilgeliğine, daha nice görüntülere, sahnelere ve anlara.”
Tadımlık “at sözlüğü”…
“Tadımlık”, evet. Çünkü kelimeler, tamlamalar, deyimler, atasözleri, öyle çoktur ki “at”la ilgili; bunların tamamını bir derginin sayfalarına sığdıramazsınız. Cemal Kılınç’ın “At Sözlüğü”ne bu yüzdendir ki “tadımlık” kelimesi de eklenmiştir. Peki “at”la ilgili lügatin zenginliği, buna rağmen yerin dar olması Bir Nokta’daki “tadımlık” metni zayıf mı kılmıştır? Hayır, çünkü Cemal Kılınç, sözlüğün hazırlayıcısı olarak, damıtılmış bir seçki takdim etmiştir bize.
Dergide Ali Ulvi Birkardeşler’in “Atlı Anılar”ı “At Sözlüğü”nü tamamlar niteliğe sahiptir. Burada kişisel “anı”dan ziyade İslâm medeniyetine ait bir birikimin aktarımı söz konusudur. Örnek: “Es-Sekb: Peygamber –Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in-, yağan yağmur süratli bineği. Allah Rasulü’nün gaza için beslediği atlardan biri. Kıdemlidir; Peygamber’in hizmetine kavuşma öncelinden. Taşıdığı sevinci bir Allah bir de bastığı toprak bilir”
“Nuri Pakdil’in Atları”
N. Halil Atlıhan’ın yazısından bahsetmeden geçemeyiz. Nuri Pakdil’in eserleri üzerinde yaptığı bir incelemeyi, yorumsuz bir şekilde bizlere sunuyor N. Halil Atlıhan. İktibaslarla örülü olan metin bize, Nuri Pakdil’in “at”ı ne kadar önemsediğini göstermesi bakımından hayli değerli. Bu bağlamda, Pakdil’den yapılmış iktibaslardan bir örnek sunmak istiyoruz:
“Ama, atınızın başını bir Kudüs’e çevirdiniz, bir İstanbul’a çevirdiniz. Birden, atınızın yelesi, Ayasofya’nın kubbesine takıldı; nasıl da umutlandınız.”
Nuri Pakdil’in bu ve benzeri diriltici cümleleri, derginin diğer metinleriyle de destekleniyor. Mesela, Halil İbrdahim Polat’ın “Bir Aşka Koşmak… Gülsarı…” adlı yazısında Cengiz Aytmatov’un “Elveda Gülsarı”sı anlatılıyor. Mehmet Kurtoğlu ise “At ve Meydan Yiğit ve Nam” yazısıyla atın kutsallığı üzerinde duruyor. Cemal Kılınç’ın “Tay Üstünde Taytay”. Resul Tamgüç’ün “Sahibinin Bedenidir At”, Aliye Akan’ın “İçinden At Geçen Türküler” başlıkları yazılarını da bu bağlamda saymak gerekir…
Şairler At Üstünde…
Murat Soyak, Rasim Demirtaş, Alpaslan Durmuş, Ali Hakkoymaz, Mahmut Avcı, Bir Nokta’nın “At” özel sayısında şiirleri bulunan, diğer bir ifade ile, hazırlanacak bir “At Şiirleri Antolojisi”ne eserleri alınacak şairler. Murat Soyak’ın “Rahş” başlıklı şiirinin son dörtlüğü şöyle:
“alnında şavkıyan yeni gül akı
kavga günü gelip çattığında durulmaz
çiçeklense de badem dalları ey
durulmaz gayrı dört nala bir koşu”
“Koşan Atlar”
Sâre Çermik’in yazısıyla nihayete ermiş Bir Nokta. Arka kapaktaki yazı hatıralar, tanıklıklar, küçük iktibaslar ve tespitlerle örülmüş bir metin. Yazı, “Âdiyât, koşan atlar demektir.” Cümlesiyle bitiyor. Bundan önce ise, Âdiyât Suresi’nin ilk yedi ayetini takdim ediyor:
“Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu duana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Hiç şüphesiz buna kendisi de şahittir.”
Evet, “Âdiyât, koşan atlar demektir.” Bir Nokta, bize işte o atları hatırlatıyor. Dikkat kesilelim…
Cevat Akkanat yazdı.