"Birazdan Güneş doğacak ve bizler beşinci mevsime uyanacağız.’’ ilkesiyle ses getiren Beşinci Mevsim Dergisi’nin 16. yumruğu raflardaki yerini aldı. Hoş gelmiş. Okuru bol olsun.
Beşinci Mevsim, 2015 Haziran’ında üç öğretmen arkadaşın girişimleriyle edebiyat dünyasına merhaba diyen bir fanzin. Mekânları Sultanbeyli... Maksat okumaya, yazmaya hevesi olan öğrencilerin yollarına ışık tutmak. Bizim mahallenin çocukları bunlar. Derginin Genel Yayın Yönetmenliğini Burhan Temel, Yayın Koordinatörlüğünü Mustafa Şahin, Yazı İşleri Müdürlüğünü ise Hasan Sarıbaş yapıyor.
Bir müddet düzenli olarak çıkmaya devam eden Beşinci Mevsim gelen olumlu dönütler çerçevesinde çekirdek kadrosundaki öğretmen ve öğrencilerin katkılarıyla matbu olarak raflarda yerini almaya başlamış. Kapaklarındaki sırtı dönük siluetlerle çağın yıpratıcı akışına tepki olarak yayın hayatına devam ediyor. Dergi üç ayda bir etkili yumruklar atmakta... Türkiye’nin farklı bölgelerinden yazar ve şairlere ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyor.
Beşinci Mevsim’in sanat anlayışını, dünya görüşünü ortaya koyduğu ‘’Edebiyatın On Emri’’ bildirisi ise şöyle:
1-Gökle barışık yaşamak.
2-Hiçbir ticari kaygı gütmeden modern çağın hızlı akışına farklı bir ses getirerek, nereden geldiğimizin ve nereye gittiğimizin farkına var(dır)mak.
3-Düşüncenin namusunu koruyacak kelimeler aramak/bulmak.
4-Kalemi hür nesiller yetiştirerek edebiyatı emin ellere emanet etmek.
5-Kelimeleri tozlu raflardan indirmek.
6-Hanzala'nın suretinde tüm mazlumların yüzünü görmek/göstermek.
7-Duanın gücüne inanıp duayı eylemle buluşturma derdinde olmak ve bu eylemin kalemle mümkün olduğunu göstermek.
8-Hayatın, bir derbi müsabakasından yahut bitmiş bir oje kutusundan fazla olduğunu haykırmak.
9-Allah bütün dilleri bilir.
10-Sanat bizim içindir.
Derginin 16. yumruğu Burhan Temel'in “Yola Düşerken” adlı selamlama yazısıyla başlıyor. Buradan Beşinci Mevsim ekibinin 'uzak denizlere açılmayı göze alamayan, fakat açıldıktan sonra da tufandan korkmayan'lar olduğunu öğreniyoruz. Sayfaları karıştırdıkça birbirinden güzel şiir, hikâye ve denemeler karşımıza çıkıyor. Az ama öz yazılar bunlar.
Mustafa Şahin; Yeniden İman Ettim Temmuz Gecesine ve Aradığım Deniz, Yunus Öksüz; Çiviye Tutunan Âh, Seda Öztürk Bildiri, Muhammed Yusuf Aktekin; Soy Atların Gururu Kırılmaz Bunun Adı "Kimlik Bunalımı", Nurullah Öksüz; İnsana Dair, Tahsin Çakmak Susuz, Ayşe Nur Çetinkaya; Süveyda şiirleriyle dergideki yerlerini almışlar.
"...
Aradığım burada da yok,
Hangi yer altı kitapçısının tozlu raflarındadır bulamadığım,
Askıya asılmış ilahi bir kitabın,
Hangi ayetlerinde gizlenmiştir yaşayamadıklarım.
..."
(Aradığım Deniz/Mustafa Şahin)
"...
Biriktikçe birikiyor gölgeler
Göğsüme vuran taş susuz
Kavuşmaya varmıyor yönler
Gözyaşımdaki acı susuz
..."
(Susuz/Tahsin Çakmak)
Nirengi Noktası'yla Hasan Sarıbaş, Üsküdar'ı Çizmek'le Canan Avcı, Kabuğuna Razı Gelmeyen Yara: İnsan'la Burhan Temel, Kahvehane'yle Muhammed Koç, Ne Kadarımız İnsandı'yla Ezgi Özge Abi, Aile'yle Hatice Özmen, Bir Kitaba Mırıldanmalarım: "Bu Ülke"yle İrem Yeşilyurt, Dili Vardır Türkülerin'le Semanur Kaya dergiye çalışmalarıyla destek olan diğer kalemler.
"Birazdan Güneş doğacak ve bizler" bir öncekinden daha etkili olacağını düşündüğümüz 17. yumruğuyla "beşinci mevsime uyanacağız." Heyecanla, daima.
İbrahim KAYA