Dergâh, Ekim sayısında yakın dönem edebiyat tarihimize dair üç önemli yazıya yer veriyor:
Mustafa Koç, Cemalettin Server Revnakoğlu arşivinden bu kez de Şeyhülislâm Musa Kâzım Efendi’nin hayatına dair bilgiler aktarıyor. Yazıda Musa Kâzım Efendi hakkında şaşırtıcı bilgiler var.
Ömer Özcan, Sabahattin Ali’ye ait iki belgeyi gün yüzüne çıkarıyor.
Ali Birinci ve Yusuf Turan Günaydın’ın birlikte kaleme aldıkları Refik Halit Karay’ın okuduğu, tanıttığı ya da bahsettiği kitaplara dair metnin ikinci ve son bölümü paylaşılıyor okuyucuyla.
Ufuk Aksoy, Kadir Korkut, İsmail Aykanat, Gökmen Yener, İbrahim Yolalan, Selma Yıldırım Kıldan, Cafer Keklikçi ve Cengizhan Orakçı Ekim ayının şairleri.
‘Derkenar’ sütunlarında Betül Yeşil Çelik’in, Ayfer Tunç’un son romanı, “Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura”; Mukadder Gemici’nin ise Mehmet Kahraman’ın son kitabı “Babamı Öldüren Şeyler” üzerine birer yazısı bulunuyor.
Selenay Usta ve Selim Baki Ekim sayısının hikâyecileri.
İnci Enginün, kısa denemesinde eski eşyaların ve antika malzemenin korunmasına odaklanıyor.
Mustafa Sarı, denemesinde babaannesinin sözcükleriyle örülmüş çocukluk günlerini anlatıyor.
İsmail Güleç, tartışılmakta olan bir konuya kendi cephesinden yaklaşıyor: Victor Hugo naat yazabilir mi?
Merve Yalçın’ın çevirdiği, Ben Bollig imzalı metin ilginç bir soruya odaklanıyor: Neruda bugün hâlâ okunmaya değer mi?
Ekim ayının ‘Orta Sayfa’ konuğu iktisatçı Mustafa Özel. Özel’in son dönemlerde romanlardan hareketle kaleme aldığı siyaset-iktisat analizleri okuyucuların dikkatini çekmişti. Söyleşide romanlara bakışımızı genişletip derinleştirecek tespitlerde bulunuyor.
Ertuğrul Aydın, Yahya Kemal Beyatlı’nın İspanya’daki elçilik günlerine ayna tutuyor.
Arka kapakta Mustafa Kutlu’nun ‘Bir Zamanlar Taşra’ başlıklı denemesi var.