Musibet, âfet, felâket, belâ… Başımıza gelmesini istemediğimiz olaylar. Bunlar etimolojik olarak ne anlama geliyor?
Rabbim ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar ve geride kalanlara da sabırlar versin. Bu tür olaylar, birer imtihandır. Bakara suresi 156. âyette buyrulduğu gibi, “Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, ‘Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz’ derler.” hükmüne tabi olmaktan başka içimizdeki yarayı hafifletecek bir merhem yoktur.
Musibet, “ansızın bastıran yağmur” anlamındaki “savb” kökünden türeyen ve “bir şeyin hedefine ulaşması, birinin payına düşmesi, birine isabet etmesi” gibi anlamlara geliyor.
Âfet, genel olarak insan müdahalesi bulunmadan meydana gelen musibeti belirtiyor.
Belâ, “musibet, sıkıntı” gibi anlamlara geldiği gibi “sınav, imtihan” anlamına da gelir. Aslında her belâ içinde imtihanı da barındırmaktadır. Allah’ın kendisini imtihan ettiği kulun sınavını geçmesi, belâyı dönüştürür, güzelleştirir. Örneğin, Enfâl Suresi 17. âyette, Bedir Gazvesi ve sonucunda kazanılan zafer, “güzel bir belâ” yani başarıyla verilmiş bir imtihan olarak nitelendirilmiştir.
Felâket, Arapça “felek” kelimesinden Türkçe’de türetilmiştir. İlm-i felek veya felekiyyât, “astronomi” anlamına gelmektedir. Feleğin, “gökyüzü; dünya; gök katlarında yer alan yıldızların insan kaderi üzerinde yaptığı kabul edilen etki” gibi astronomik ve astrolojik anlamları bulunuyor. Felek, astronomik olarak “yıldızların döndüğü yer” anlamını taşır. Eski kozmolojide “yıldızları taşıdığına ve hareket ettirdiğine inanılan şeffaf gökküre” olarak da yorumlanmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de “Ne güneş aya yetişebilir ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir felekte yüzerler” âyeti bulunmaktadır. Bu âyette geçen felek kelimesiyle “gök cisimlerinin üzerinde döndüğü yer” veya “yörünge”lerinin kastedildiği yorumları yapılmıştır. Yüzme boyutuyla uzay ile denizler arasında kurulan bu ilişki, dilimizde “uzay gemisi” ve “hava limanı” gibi tamlamalara da yansımıştır. Çarkıfelek ise, feleğin/göğün çarkı/tekerleği anlamına gelir. Mecazen “talih, baht” anlamında kullanılmaktadır. Eski kozmoloji anlayışına göre merkezde duran Dünya’nın etrafını soğan zarı gibi çevreleyen felekler tekerlek gibi dönmekte, üzerinde bulunan gezegenler talih üzerinde etkili olarak, kötü talihe yol açmaktadır. İngilizce “fortune” kelimesi de “talih, baht, şans, servet, zenginlik” gibi anlamlara gelmekte olup, antik felsefedeki Rota Fortunae’ye (Fortuna’nın çarkı) dayanır. Roma mitolojisindeki talih tanrıçası Fortuna, çarkı çevirerek çarktakilerin pozisyonlarını değiştirmektedir.