Kutadgu Bilig Türklerin Müslüman olduktan sonra ortaya koyduğu ilk kültürel verimlerden biridir. ‘Kut’ kelimesinin hem maddi hem de manevi bir anlamı vardır. Maddi anlamı devlettir, manevi anlamda ise saadet olarak karşılamak yanlış olmayacaktır. Böylece kitabın ismi “saadet veren bilgi” ya da “devlet bilgisi” olarak ifade edilebilir.
Kutadgu Bilig günümüzden on asır önce kaleme alınmış bir eserdir. Hem içeriği hem de söyleyiş kudreti bakımından tam bir şaheserdir. Türklerin yeni bir kültür atmosferine girmeleriyle birlikte ilişki içerisindeki toplumlarla ve İslam dininin vokabüleriyle şekillenmiş bir dili vardır. Ve Türklerin Arap alfabesinden sonra en uzun süre kullandıkları Uygur alfabesiyle yazılmış bir eserdir.
Hal böyle olunca Kutadgu Bilig’i aslından okumak hem alfabe farklılığı yüzünden hem de on asır öncesinin dilinin verdiği ağırlıkla güçleşmiştir. Günümüz Türkçesine çevirileri olsa da Kutadgu Bilig’i aslından okumak bambaşka bir tad vermektedir. Aynı zamanda esere nüfuz etmek bakımından da oldukça faydalıdır.
Ülkemizin önde gelen Türkoloji hocalarından Prof. Dr. Mustafa Kaçalin Hocanın Atatürk Kitaplığı'nda ayda bir verdiği Kutadgu Bilig okumaları seminerleri işte bu noktada oldukça önemli. Bu okumaları Mustafa Kaçalin gibi nitelikli, Türkiye standartlarının çok üstünde bir bilim adamının yapıyor olması ise çok daha önemli! Kutadgu Bilig okumalarında Kaçalin Hoca metni aslından okuyarak kelimelerin anlamlarını dinleyicilere veriyor. Bu süreçte bazı kelimelerin gösterdiği değişimleri ve kelimeler arasındaki nüansları da onun canlı, ufuk açıcı anlatımıyla "görmüş" oluyorsunuz.
![]() |
Kül Tigin ve Prof. Mustafa Kaçalin |
Müellif mi, muharrir mi, musannif mi?
Yusuf Has Hacip kitabının giriş bölümünde Kutadgu Bilig’in musannifi olduğunu söylüyor. Peki neden muharriri ya da müellifi demiyor? Bugün olsa kitabın yazarı deyip geçiyoruz. Halbuki bu üç kelime arasında bir fark vardır. Muharriri, günlük gazete yazarı gibi düşünebiliriz. Müellif dağınık, küçük, kırıntı bilgileri toplayıp yeni bir kitap yazan kişidir. Musannif ise sistematik kitap yazan kişiye denir. Yani bir alandaki bilgileri derleyip o alanla ilgili bir kitap yazan kişidir musannif… Böyle metin okumaları nasıl fakirleştiğimizi fark etmeye de yarıyor.
Türkistan mı Orta Asya mı?
Bunun gibi daha bir çok anekdota da ulaşmış oluyorsunuz Kaçalin Hocanın okumasında. Yine Kutadgu Bilig’de geçen Türkistan ifadesini görünce bugün bu kelimenin niçin kullanılmadığını söylüyor Kaçalin Hoca. Çünkü bugün Türkistan yerine Orta Asya ifadesini kullanıyoruz. Halbuki Türkistan dersek o halde şöyle bir soru çıkacak karşımıza: Türkistan’da Rusların işi ne? Aynı şekilde Arabistan içinde bu durum geçerli. O bölgeye de Orta Doğu diyoruz…
Hoca ‘deniz’in Türklerde tuzlu değil tatlı olduğunu da ekledi metin okunurken. Irmaklara, göllere Türklerin deniz dediğini söyledi. Biz de bu seminerde kendimizi çok tatlı bir kelime denizinde bulduk dersek abartmış olmayız emin olunuz.
Şubat ayında gerçekleştirilen Kutadgu Bilig okumaları önümüzdeki aylarda da sürecek. Mart ayında gerçekleşecek okumada katılımcılara hem Uygur alfabesiyle hem de latin alfabesiyle metin sunulacak. Kutadgu Bilig gibi bir şaheserden haberdar olmak onunla bir irtibat kurmak isteyenlerin kesinlikle takip etmesi gereken bir program Kutadgu Bilig Okumaları…
Besim Bal bayat atı birle sözüg başladı
GYY'nin notu: Dille irtibata geçmek isteyenler için Mustafa Kaçalin çok iyi bir imkan. Benim sözlük merakımın, kelimeler ülkesine düşkünlüğümü tetikleyen en değerli isimlerden biri Mustafa Kaçalin diğeri Rasim Özdenören'dir. Kaçırmak kimisi için ise kaderdir. Martta, Nisanda olacak olsa bile...