15. 08. 2012 tarihinde dünyabizim’de Yusuf Turan Günaydın “Güneysu’dan hangi şair ve yazarlar geçti?” haberinde ele alındığı üzere dergi konusunda muallakta kalan bazı noktalar vardı. Güneysu’nun öneminin, dönemlerinin ve son sayısının ele alındığı bu yazıyla derginin biraz daha tanınacağı aşikârdır.

Güneysu dergisi, taşrada çıkan en uzun ömürlü dergilerden biridir. Osmaniye’den sadece yurtiçi okurlara ulaşmamış, Türkçe konuşanın olduğu birçok ülkeye gitmiş ve hatırı sayılır bir yurtdışı okuru da olmuştur. Dolayısıyla Azerbaycan’ın milli şairi Bahtiyar Vahabzade başta olmak üzere Kübra Guliyeva, Şahnaz Azertürk, Algayd… gibi Azeri şairlere de sayfasında yer vermiştir. Bunun yanı sıra Bulgaristan’dan Naci Ferhadov, Batı Trakya’dan Rahmi Ali, Gümülcüne’den Raşit Salim gibi şairlere de yer vererek taşradan uluslararası bir vizyona kavuşmuştur. Öyle ki Ebulfez Elçibey ve Rauf Denktaş’tan teşekkür mektupları almıştır.

Güneysu, 28 yıla ulaşan geçmişiyle bir edebi mektep olmuştur. Güneysu’da yazmaya başlayan bazı isimler, artık ülke çapında tanınmış edebiyatçılardır. Mektebin kurucusu rahmetli Ahmet Neşet Dinçer, emekli olunca kendisini edebiyata vakfetmiş, derginin bir mektep olması için edebiyat sevdalılarını başına toplamıştır. Dergide mümkün olduğunca fazla isme yer vermiş, kalabalık bir kadroyla herkesin elini taşın altına koymasını arzu etmiştir. Bu durumu ikinci döneme başlarken takdim yazısında vurgular; derginin birinci yılında 170, ikinci yılında 167 sanatçıya yer verdiğini özellikle belirtir. Yeni isimlere yer verme, Anadolu insanın misafirperverliğini dergi sayfalarında da sergilemesi olarak görülebilir.

Güneysu dergisinin diğer önemli bir yönü, hem geleneksel edebiyatı hem de modern edebiyatı bir arada sunabilmiş; her iki alandaki çalışmalara da yer verebilmiştir. Bunun yanı sıra Osmaniye ve Çukurova yöresindeki halkiyat çalışmalarını desteklemiş, yayınlamış ve bu alandaki çalışmaları öne çıkarmıştır.
Birinci sayıGüneysu’nun Dönemleri

Birinci Dönem

Edebiyat sevdalısı, emekli Albay Ahmet Neşet Dinçer’in önderliğinde Güneysu dergisi, ilk sayısını Şubat 1985 yılında okurlarına sunar. Adana’ya bağlı bir ilçe olan Osmaniye’deki kıt imkânlarla yayınlanan Güneysu, bir ekip çalışmasının üründür. Kurucu ve yazı işleri müdürü Ahmet Neşet Dinçer’in yanında, yayın yönetmenleri olarak Osman Karataş, Bestami Yazgan ve Tayyip Atmaca görülür. Dergi ilk yıl aylık çıkar, ikinci yılında ise iki ayda bir çıkmaya başlar.  Dergi 24. sayı çıkar, bu Güneysu dergisinin ilk dönemdir. Dergi, 1988 ve 1989 yıllarında yayına ara verir.

İkinci Dönemikinci iki aylık dönem

1990 yılında başlar ve 25. sayıyla Güneysu, tekrar okuruyla buluşur. Bu dönemde iki aylık olan yayın aralığı devam ettirilir. Bunun yanında bazı zamanlar üç aylık olarak da yayınlandığı görülür. 1991 yılında Osmaniye Kültür ve Turizm Derneğince çıkarılan derginin dernek adına sahibi ve yazı işleri müdürü yine Ahmet Neşet Dinçer’dir. Bu, Temmuz 1997’ye kadar devam eder. Derginin adına çıktığı Osmaniye Kültür ve Turizm Derneği kapanır ve derginin ikinci dönemi sona erer.

ikinci üç aylık dönemÜçüncü Dönem

Yeni Güneysu adıyla dergi, üçüncü döneme Eylül Ekim 1997’de 1. sayıyla başlar. Bu dönemde derginin kurucusu Ahmet Neşet Dinçer, sahibi Mahmut Sekni, yazı işleri müdürü Av. Lütfü Özkan, genel yayın yönetmeni Bestami Yazgan, yayın yönetmenleri Osman Karataş ve Musa Serin olarak karşımıza çıkar. 17 sayı süren bu dönem, Mart Nisan 2001’de son bulur.

Dördüncü Dönem

Sade Güneysu adıyla dergi, dördüncü dönemde Sanat Adamları Derneği(SADE) yayın organı olarak çıkar. Bu dönemde, sadece 3 sayı çıkarılmış, üçüncü sayıdan sonra derginin yayınına son verilmiş, dernek de feshedilmiştir.

Beşinci Dönem

Güneysu adıyla yayın hayatına yeniden başlayan Güneysu, 101. Sayıyla Bahar 2012’de okurlarına yeniden “merhaba” der. Kurucusu Ahmet Neşet Dinçer, sahibi Ali Cihangir, yazı işleri müdürü Şükrü Tozluklu ve genel yayın yönetmeni Ahmet Doğru’dur. Derginin yarıdan fazlası akademisyen 7 kişilik bir yayın kurulu ve önceki yayın yönetmenlerinin de olduğu 5 kişilik bir danışma kurulu bulunuyor. Uzun soluklu bir dergi olma yolunda Güneysu’nun devam ettiği görülüyor. 28. yılında 104. sayıyla okurlarına söz ırmağının tatlı serinliğini sunmayı sürdürmektedir.

104. Sayı, Kış 2013

“Allah’ın selamı ile…” başlayan takdim yazısından sonra Söz Ustaları bölümüne geçilir ve “Bir Mezar Taşı İçin Yazılmış” şiiriyle Mehmet Akif, “Dünyada Tükenmez Murat Var İmiş” koşmasıyla Âşık Veysel ve “Aşkın Odu Ciğerimi” ilahisiyle Eşrefoğlu Rumi yer alır. “Gül Kokuyor Gözlerin”le Bestami Yazgan, “Türkü Denince”yle Yusuf Dursun, “Şu Lacivert Harfiyatı Gecemizin”le Çağatay Telli, “Ölüm Günü Şiiri”yle Mehmet Aycı,  “Çiçeklenen Bir Gün”le M. Alper Taş, “Misafir”le Ahmet Doğru, “Yakarış”la Ercan Sağlam, “Kara Kurdela Şiiri”yle Bülent Gündoğan, “Yar Beni”yle Ziya Paşa Akyürek, “Göç Türküsü”yle Celalettin Kurt, “Kemik Sokağı Güzeli”yle Mehmet Açıkgöz, “Tutunmuşum Bir Mısraa Ruhumda Geziyorum”la Hasan Ejderha, “Yazgı”yla Nazım Kocabozdoğan, “Cuma Günleri”yle Eşref Sarıkaya, “Şiir”le Mehmet Gözükara derginin diğer şairleridir.

Veli Aba, Mehmet Akif’in son yıllarını anlattığı “Mehmet Akif’in Hastalığı ve Ölümü” makalesiyle milli şairimiz hakkında öğrenmemiz gereken daha çok ayrıntının olduğunu gözler önüne serer. Muhammet Erdevir, “Bakış” hikâyesiyle bizi 80’li yıllara götürüp yaşananları yeniden gözden geçirmemizi ister. Hakan Şen, Cahit Sıtkı’nın “35 Yaş”ına farklı yaklaşır ve “Yaş Otuz Beş Yolun Yarısı (mı) Eder” tahliliyle bazı ayrıntıları bizlere gösterir. Ahmet Doğru, “ân”ı sonsuzlaştırmak için yakaladığı bir görüntüyü “Bir Ân Sonsuzluk” denemesinde bizlerle paylaşır. Orta sayfa mülakatı “Recep Şükrü Güngör’le Hikâyeciliği ve Hikâyeleri” üzerine yapılmıştır. Yaşar Beçene, yol hâllerini “Yol Hali” hikâyesinde dile getirir. Hasan Çağlayan, Baki Asıltürk’ün “Türk Şiirinin Poetikası” adlı eserinden hareketle “Şiirin 1980 Kuşağı ve Şiir Irmakları” eleştirel denemesiyle günümüz şiirine değinir. Fahri Ayhan, “Hayatın Rengi” hikâyesiyle çocukluk yıllarının hatıralarına uzanır. Osmaniyeli Şairler bölümünde Ahmet Neşet Dinçer’in kısa biyografisi ve bir şiiri vardır. Fidanlık bölümünde ilk ve orta öğrenimdeki üç öğrencinin şiirine yer verilmiştir.

 

Ahmet Doğru haber verdi