1936'da Victor Hugo Green adlı bir postacı, postacı arkadaşlarından siyah ailelerin kaygı duymadan hizmet alabileceği yerler hakkında bilgi istemeyi düşündü. Ve bununla ilgili bir rehber hazırlandı: Yeşil Rehber…
Yeşil Rehber'de; oteller, restoranlar, barlar ve mola yerleri listeleniyordu. Victor Green'e göre liste "Zenci gezginlerin, zorluklar ve rahatsızlıklar yaşamasını önleyecek bilgiler " veriyordu.
Tarihçi Gretchen Sulluvan Sorin'e göre, kitap hızla "1950'ler ve 1960'lı yılların başlarında otoyollarda gezen her zencinin kutsal kitabı" oldu.
Alvin Hall, ırk ayrımcılığı dönemindeki Amerika'da seyahat eden siyah Amerikalıların "açık düşmanlık ve fiziksel tehlikeyle" karşı karşıya olduğunu söylüyor ve "Yeşil Rehber, düşmanca ve hoşgörüsüz bir dünyadaki sığınakların ve hoşgörünün kataloğu oldu." diyor.
Smithsonian dergisine göre Yeşil Rehber, her yıl Nisan ve Mayıs aylarında basılıyordu. Her baskısı 15 bin dolayında satıyordu.
Victor H. Green, 1948 baskısını umut dolu bir önsözle başlatmış ve "Yakın gelecekte bu rehberin basılmasının gerekmediği bir gün gelecek. İşte o gün ırkımız, ABD'de eşit fırsatlar ve ayrıcalıklara sahip olacak" demişti.
Green 1962'de öldü ve Yeşil Kitap 1967'ye dek, ABD Vatandaşlık Hakları Yasasını geçirdikten üç yıl sonrasına kadar basıldı.
Peki, kitabın basımına çok mu erken son verilmişti?
Alvin Hall "Siyahların yoldayken hâlâ ihtiyatlı olması önemli. Yeşil Kitap'ın basımı 1967'de dursa da Victor Green'in kitaba koyduğu tavsiyeler bugün için hâlâ geçerli" diyor.
Nihayetinde hâlâ Amerika’da siyahilere karşı aynı tutumun devam ettiği hepimizin malumu.
2018 yapımı Yeşil Rehber adlı film işte bu rehberden yola çıkılarak çekilmiş oldukça etkileyici bir film.
Tony Lip, Bronx’taki bir İtalyan Amerikan mahallesinde yaşamaktadır.
Ünlü Afro-Amerikalı piyanist Dr. Don Shirley ise konser turu için hazırlanmaktadır.
Ünlü müzisyen tur kapsamında Manhattan’dan güneye doğru birçok yere gidecektir.
Kendisi ile şehir şehir gezecek bir şoför arayışında olan Shirley, bir süredir işsiz olan Tony’yi işe alır. Tony, yolculuk sırasında Afro-Amerikalılar için güvenli olan güzergâhları kullanabilmek için “The Green Book” isimli kılavuzdan yardım alır.
Filmin ismi de bu rehberden gelmektedir.
Dr Shirley ve Tony çıktıkları bu yolculukta ırkçılıkla, tehlikeyle ve beklenmedik nezaketle karşılaşır. İkili bu zorlu yolculuklarında farklılıklarını bir kenara bırakmak zorundadır. En İyi Film Oscar'ının sahibi olan Viggo Mortensen ile Ay Işığı filmi ile Oscar’ı kazanan Mahershala Ali’nin başrolünü üstlendiği dram türündeki filmin yönetmeni ise Peter Farrelly.
Film, gerçek bir hikâyeden esinlenilerek beyaz perdeye taşınmış.
Yolları kesişen iki adamın nasıl birbirlerini etkiledikleri, olaylar karşısında birbirlerine yeni ve onlar için alışılmadık bakış açıları kazandırdıklarını ve arkadaş oluşlarını anlatıyor film.
En iyi film, en iyi yardımcı erkek oyuncu ve en iyi orijinal senaryo Oscar’ı dahil birçok ödül kazanan “Yeşil Rehber” aynı zamanda sayısız ödül almış.
Filme bakıldığında oldukça başarılı bir piyanist olan ve birden çok alanda doktora eğitimi görmüş bir siyahi adamın, yaşadığı kuzey kesimden ırkçılık görüşünün adeta sokakları, evleri sardığı güney bölgeye doğru yapacağı turnesi için kendisine bir şoför ve uşak aramasıyla yolları kesişen İtalyan kökenli ve gazinolarda garsonluk yaparak parasını kazanan, ağzı bozuk ama kendi değerleri olan bir adam ile yıllar sürecek olan arkadaşlıklarının başlangıcı anlatılıyor.
Şoför Tony’nin de (Viggo Mortensen) başlarda ırkçı bir yaklaşımı olduğunu söyleyebiliriz.
Kendi evine gelmiş olan siyahi tamircilere karşı olan tutumu ve limonata içtikleri bardakları çöpe attığı sahne de bunu kanıtlar nitelikte.
Ancak Mr. Shirley ile başladıkları yolculuk onun için bir dönüm noktası olacaktır. Yaşanılan bu üzücü ayrımcılığa kendi gözleriyle şahit olması ve ‘empati kurarak’ durumun ciddiyetini fark etmesi, tüm yaşananların gereksiz ve yanlış olduğunu, şoföre fark ettiriyor.
Sahne aldığı yerlerde, sahneye çıkana kadar ve sahneden indikten sonraki zamanlarda piyanistimize karşı yapılan ayrımcılıklar, kendisini insan olarak hissetmesini zorlaştırıyor.
Etrafındaki beyazlar Mr. Shirley’i bir ‘sahne objesi’ olarak görüyor ve bu durum o zamanlardaki acı durumu gözler önüne seriyor.
İki karakterin birbirlerini değiştirme ya da en azından etkileme çabaları filme hem eğlence katıyor hem de neyin doğru neyin yanlış olduğunu bizlere de sorgulatıyor.
Örnek olarak Tony’nin kaba olarak değerlendirilebilecek davranışları, Mr. Shirley tarafından her fırsatta düzeltilmeye çalışılıyor.
Diğer bir taraftan, Tony de Mr. Shirley’i belli kalıplardan çıkarmaya çalışıyor. Yemeğin sadece çatal ve bıçak ile değil de elle de yenebileceğini ve hatta kimi yerlerde bunun bir samimiyet göstergesi olduğunu kanıtlıyor ona.
Bu karşılıklı bilgi alışverişi ikisine de çok şey katıyor ve bakış açıları genişliyor.
Film de konuşarak her şeyin üstesinden gelebileceğimizi ve bizden farklı bakış açısına, dine, ırka, sahip insanların bizim için kendimizi geliştirmek ve ufkumuzu genişletmek adına iyi bir fırsat olduğunu anlatıyor.
Yeşil Rehber her yönüyle başarılı bir film…
İzlenmeye değer filmler arasında olan film için ajandanızda yer açmalısınız…