103.2 frekansında yayın yapan Özel Fm’de yaklaşık 5 yıldır “Papatyalar Açarken” programının yapımcılığı ve sunuculuğunu yürütüyor Halil Tuzan… Aynı zamanda aylık Vuslat dergisinde de yazılarıyla yer alan Halil Tuzan ile çocuk programcılığı ve çocuklar üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
“Papatyalar Açarken” programının hedefi nedir?
“Papatyalar Açarken” programının gayesi, çocuklara verdiğimiz önemi ve değeri göstermektir. Onları sadece sevilecek, mıncıklanacak birer varlık olarak görmekten ziyade, onların ufuklarında güven verici etkiler yapabilirsek çocuklar kendilerinde özgüveni hissedecekler. Çocuk olmalarına rağmen kendilerine özel bir değer verildiğini hissedecekler. Bu güvenle büyüyecekler. Bu güvenle okuyacaklar. Bizler de onlara değer verdiğimizi, yayın akışında onlara ayırdığımız yayınla onlara hissettirmeye çalışıyoruz.
Gözlemlediğim kadarıyla programa katılan çekingen çocukların bu hallerini kolayca aştıklarını görüyorum. Toparlayacak olursak çocuklarla neşeli bir şekilde de eğitim yapılabileceğini, TV ve sanal oyunların dışında onları eğlendirmenin ve mutlu etmenin bir yolu olduğunu da göstermiş oluyoruz. Hedefimiz çocukların özgüvenlerini sağlamaktır. Onların, yaşadıkları toplumlara faydalı birer insan olmalarına yardımcı olmaktır.
“Papatyalar Açarken” programına çocuk kulüplerinden konuk alıyor musunuz?
Evet, programımıza konuk olarak çocuk kulüplerini, anaokullarını ya da ailelerin özel olarak getirdiği çocukları konuk alıyoruz. Konuk almayla ilgili ailelerde ve hocalarda hep şu tedirginlik var; ne yapalım ne hazırlayalım… Tedirginliğe ve telaşa gerek yok. Çünkü çocuk doğallığıyla gelmeli. Akademik bir hava vermenin ya da içinde olmayanı zorla söyletmenin, sıkıştırıp yapmacık hareketlere zorlamanın anlamı yok. Adı üstünde, çocuk; ve o kendi halini yansıtmalı yani onun doğal hali güzel… Özel yeteneği varsa ve rahat olursa çocuk, çok keyifli oluyor programımız. Eğer çocuklar sessiz bir yapıya ya da çekingen bir yapıya sahipseler bunu kolayca bu tür programlarda aşabilirler. Anaokullarına, çocuk kulüplerine ailelere buradan sesleniyorum; bu tür çocuk programlarına çocuklarınızı gönderiniz. Bu programlar çocukların özgüveninin gelişmesi için fırsattır.
Çocuk programının sunumu zor mu?
Evet, zor yanları var. Çocuğun iç dünyasına ulaşmak için iletişimi iyi kurmalısınız, her çocuk da aynı psikolojiye sahip değil. Yorucu olabiliyor bazen… Tabi tam olarak söylemek istediklerini anlatamayabilirler, bunu sizin anlamanız lazım ki gerekeni yapabilesiniz. Yaptığımız programda ya da sunum yaptığımız etkinliklerde bunu gözlemliyoruz. Çocuklar programda hiç ummadığınız şeyler söyleyebilirler, bunlara hazır olmak gerekiyor. Bazen çocukları canlı yayında kontrol etmek çok zor oluyor. Yine de biz işimizi severek yapıyoruz. Mutlaka her işin bir zorluğu var. Aynı zamanda kolaylığı da vardır. Bize düşen görev, o kolaylığı bulmaktır.
Çocuk programı sunmak nasıl bir duygu?
Çocuk programı sunmak çok hoş bir duygu ama tarifi zor, yaşamak lazım… Tabii hepimizin çocukları var, düşünün onunla vakit geçirdiğinizi, bir de çocuk kendini programda hissettiği zaman çok hayret verici anlar da yaşıyoruz… Keyifli geçtiği gibi bir o kadar da tatlı bir yorgunluk oluyor. Ama neşelenmek yorgunluğunuzun önüne geçiyor. Bir de çocukların sizi şaşırtmak için hazırladığı sorular ve sizin bilemeyip ardından beklediğiniz cevap da ayrı bir heyecan, ayrı bir duygu… O anın kelimelerle ifade edilmesi zor … Çocuğun ayrıca kendini dinleyenlerin olduğunu hissetmesi ona profesyonel bir programcı havası veriyor ki onu stüdyoda görmeniz gerekir. Tabi ki program devam ettikçe, kendini çok iyi geliştiren ve buna hazırlanan dinleyicilerimizin olması da bizi çok mutlu ediyor.
Her programı heyecanla bekliyorum. Ama biraz “acaba bu program nasıl geçecek” duygusu da hâkim oluyor insanda program öncesi… Tabii, tatlı bir telaş oluyor ister istemez. Program yaparken hep kendi çocukluğumu gözönünde tutuyorum. Bu, işimi kolaylaştırıyor. Yani kendime yapılmamasını istediğim davranışlar yada istemediğim davranışlar bir empati kurmakla bana yol gösteriyor. Ayrıca ortamda değişik bir hareketlenme oluyor. Her çocuğun ortamı gibi yayında da aynı canlılık oluyor. Bu da bana yansıyor. Böylece program da hareketleniyor.
Yeni yayın dönemi başlarken çocuklar hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Öncelikle çocuklar bizim yarınımız, neşe kaynağımız, mutluluk vesilemizdir. Yeni yayın dönemini de bekliyorum özlemle çünkü çocukları çok özledim. Çocukları iyi yönlendirebilirseniz, ekilmiş toprak misali verim alırsınız. Yaptığımız çocuk programı, umarım bugünün çocuklarının, yarının büyükleri olarak topluma faydalı birer ferd olmalarına vesile olur. Çocuklara dünyamızda, hayallerimizde yer varsa hayat devam ediyor demektir.
Aile ve çocuklar üzerindeki izlenimleriniz nelerdir?
Aile ve çocuklar arasındaki iletişim ne yazık ki bugün çok zayıf bir durumda. Nedenine gelince, çocuğun yeterince oyalanacağı çokça eylem var. Dolaysıyla sanki bu durum ailelerin işine geliyor. Çünkü çocukla ilgilenmektense “yeter ki oyalansın” mantığı var maalesef… İyi bir çocuk eğitimi için iyi bir dinîeğitim almak şart… Maalesef ailelerimizde çocuk eğitiminin yetersiz olduğunu düşünüyorum.
Peki, çocukların dünyasına nasıl inmeliyiz?
Çocukların dünyasına inmek için onlar gibi doğal olmak gerekir. Çünkü çocukların yapmacık hareketleri sezdiklerini fark ediyorum. Onlar yapmacık hareketleri anında anlıyorlar. Böylece enerji alamayan çocuğun tepkisi soğuk oluyor. Yalnız çocuklara gönülden dostça yaklaşırsanız dostça karşılık alırsınız. Elbette çocuklar biraz çekingen olurlar yapıları itibari ile ama onlara yaklaşmayı bilirseniz çok çabuk gönül kapılarından içeri girersiniz. Çocuklar için büyükler, aslında yaptıklarıyla özenilen karakterlerdir. Büyükler olarak onlara örnek olurken hareketlerimize çok dikkat etmemiz gerekmekte… Karşımızda bizim hareketlerimizi kendi hayatına uygulamak için bekleyen bir çocuk var. Onların dünyasına, onlara değer verdiğimizi hissettirerek çok rahatça inebiliriz…
Çocuklara tavsiyeleriniz nelerdir?
Çocuklara tavsiyeden önce ailelere tavsiyede bulunmak isterim. Çünkü çocuğun kendisi bir yön bulamaz. Bunu ilk aileden öğrenir, ya da bu yönlendirmeyi ailenin yapması gerekir. Bu yönlendirmeyle de çocuk kendi hareketlerini yapar, uygular. Bunun yanısıra onlara iyi bir model olma yolunda bize düşen bazı şeyler var. Bizler kendimizi ne kadar iyi yetiştirirsek çocuklar da o kadar iyi yetişir. Bunun da yolunun Kur’an ve Sünnet’e her daim bağlılık olduğunu düşünüyorum.
Çocuk programcılığı haricinde neler yapıyorsunuz?
Çocuk programcılığının haricinde, çocuklarla alakalı olarak bir araya geldiğimiz zöel organizasyonlar ve özel sohbetlerimiz oluyor. Ayrıca Vuslat Gençlik Kulübü’nün yönetim kurulu üyesiyim. Gençlerle ilgili projeler hazırlıyoruz. Çocuk dedik ya, onların yetişkinliğe geçmiş oldukları gençlikle de ilgilenmemiz gerekiyor. Gençler için neler yapabiliriz, bunların çalışmalarını sürdürüyoruz. Gençlerle de ilgili çalışmalarımız ve projelerimiz var. Bunun yanısıra kendimizin de yetişmesi açısından eğitim çalışmalarımız var. Bunlara devam edip hepsini birleştirmeye çalışıyoruz.
Ziya Gündüz sordu