Haziran ayının ikinci haftası akademik okullar kapanır, bir hafta sonra manevi okullar açılır. (Kadim eğitim sistemimizde hepsi birlikteydi.) Yedi yaşındaki oğlum Hüseyin Cemil ve beş yaşındaki kızım Meryem Sena bu yıl planlı manevi eğitim yolculuğuna başlıyor. Evde aldıkları ilk eğitimin ardından bundan sonra nasip olursa farklı hocalardan beslenerek manevi eğitim yolculuklarına devam edecekler. Rabbim, çocuklarımızın karşısına her daim onları hakikate yaklaştıracak iyi hocalar çıkar. Amin.

Mahalle camisi imamı ile çocuklarımın manevi eğitimi hakkında istişare yaptım. Görüşmemizde yaz Kur'an kursları açılış töreninden bahsetti ve beni de açılışa davet etti. Müsait olduğumu ve memnuniyetle katılacağımı ifade ettim. Oğlum ve arkadaşları ile el ele programın yapılacağı Taşdelen merkez camisine doğru yürüyüşe geçtiğimizde, geleneğimizin örnek değerlerinden "Besmele Alayı (Amin Alayı)" aklıma geldi. Bu yazıyı hem o besmele alaylarını yad etmek hem de çocuklarımızın manevi eğitim yolculuğunu birlikte tefekkür etmek için yazmaya karar verdim.

Yaz Kur'an kurslarında güzel değişiklikler var

"Besmele Alayı" bilindiği gibi okula yeni başlayan çocuklar için düzenlenen bir törendir. Geleneğimizde "Oku" kelimesinin ve eğitimin önemini kısaca anlat deseler, hemen besmele alayı törenlerini örnek verirdim. Diğer medeniyetlerde buna karşılık gelecek bir etkinlik bildiğim kadarıyla yok. O çok somurtkan gösterilen geleneğimiz, eğitim başlangıcını bir şenlik havasına dönüştürmüş, tefekkür sahiplerine bu bakış açısı yeterlidir.

Etkinlik Kur'an Kursu hocasının konuşmasıyla başladı. Ardından Alemdağ Kur'an Kursu'ndan genç okuyucu, güzel bir Kur'an ziyafeti çekti. İşe yetişmek için erken ayrılmak durumunda kaldığım böyle bir etkinliğin yapılma düşüncesi bile takdire şayan. Besmele alaylarından ilham alarak böyle etkinlikleri, çıtasını da yükselterek çoğaltmalıyız. Çekmeköy ilçesi Taşdelen mahallesinde; belediye ve müftülük işbirliğiyle yapılan bu organizasyon için emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.

Diyanet kurumunun geçmişe göre kendini yenileme içinde olduğu dikkatli gözlerden kaçmıyor. Yaz Kur'an kurslarına son yıllarda kur sistemi getirilmesi, programlı çalışma başlatılması, kitapların yenilenmesi ilk göze çarpan değişiklikler. Eğitim sürecindeki bu gelişimin devam etmesini temenni ediyoruz. Bir çok vakıf ve derneğin yaz Kur'an kursları adı altında güzel faaliyetleri var, her yıl geçmiş yılların tecrübesinin üstüne bir şeyler eklenirse daha iyi işler ortaya çıkacaktır. İzci kampları, doğa kampları gibi farklı faaliyetleri de sevinerek takip ediyoruz. Geleceğimize yatırım yapan tüm girişimcileri/ öncüleri/ grupları/ cemaatleri/ tarikatleri sonsuz şükranla selamlıyoruz; Rabbimiz gayretlerini daim, işlerini hayra vesile eylesin. Amin.

Yeni nesil ile güzel dinimiz arasında makas her gün biraz daha açılıyor

Şimdi hep birlikte düşünelim. Çocuklara güzel dinimizi nasıl sevdirebiliriz, gönüllerine ibadet aşkı nasıl yerleşir? Bu gibi sorulara acil cevaplar aramalıyız. Yoksa yeni nesil ile güzel dinimiz arasında makas her gün biraz daha açılıyor! Çocuklarımızı meşgul eden oyuncakların çeşitliliği ve albenisi karşısında neredeyse elimiz kolumuz bağlı durumdayız. Büyükleri bile ciddi anlamda oyalayan bu cazip ve renkli çeşitlilikle nasıl baş edeceğini bilmeyen müflis tüccarlardan farkımız yok. Komşu esnaf camekanı süslerken, biz ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Acaba rekabet için aynı şeyleri mi yapalım yoksa geçmişte nasıl olmuşsa öyle mi bırakalım?

Bir görüşe göre hastalık virüsleri sürekli kendini yenilerken, biz kendi yöntem ve tekniklerimizi yenileyip hastalıklar karşısında direnemiyorsak kayıptayız. Bağışıklık sistemi sağlam olursa yani maya iyi olursa virüs bize ne yapsın diyenler de çıkacaktır. Belli ki iki yüz yıllık mesele aynı soru(n)larla karşımızda duruyor. Yenildik, onların silahlarını alalım ve kendimize uyduralım. Bu yol iyi olsaydı yenilmezdik, kadim olan her şeyi atalım. Hayır yenilsek de haklıydık, aynı duruşu yenilenerek, kendimizle yarışarak koruyalım.

Büyükler tartışa dursun, çocuklar kolay yolu bulup hayata akıyor. Ve bir gün geliyor onları korunaklı yuvamızda tutamıyoruz. Dua ediyoruz, kuş yuvasına dönsün. Ya yuvaya dönüyor ya da artık o kuş çıktığı yuvayı beğenmiyor. Yuvaya dönenler mi yuvadan uçanlar mı fazla? Acizane olarak gördüğüm kadarıyla uçanlar daha fazla!

"Çocuk seninle vakit geçirmeyi sevecek ki sevdiklerini de sevsin." Kuşların yuvaya bağlı kalarak istikamette uçması için bence bütün sır bu cümlede saklı. Bu cümleyi, teravih sonrası dostum Hüseyin Cemil ile yürüyüş yaptıktan sonra cami bahçesinde çayımızı yudumlarken kurdum. Çok keyifli oturmuştu, öyle güzel bir hali vardı ki, bu ortamdan, bugün birlikte yaptığımız işlerden mutlu olmuş görünüyordu. Her zaman iyi şeyleri sevdirmek bu kadar kolay olmuyor; çünkü güzeli ve iyiyi sevdirmek zor iştir, sabır ve mücadele ister.

Başlıyoruz ritmik hareketler eşliğinde şarkımızı/ zikrimizi söylemeye

Çocuklarla yaşantımızdan son bir örnek vererek yazımı bitirmek istiyorum.

Oğlum geçen gün, kelime-i şehadeti duyunca, baba "Allah'ın şarkısı!" dediğinde önce irkildim, sonra bu cümle kulağıma hoş geldi. Allah'ın boyasını biliyoruz; fakat Allah'ın şarkısı ifadesini ilk defa duymuştum.

O saf çocuklar gibi Allah'ın şarkısını duyabiliyor muyuz?

Çocuklar hayatı ritmik olarak algılıyor. Çocuklarımla en güzel oyunumuz, birlikte namaz sonrası yaptığımız zikir. Bağdaş kurup oturuyorum, hemen iki ufaklık dizlerimde yerlerini alıyor, başlıyoruz ritmik hareketler eşliğinde şarkımızı/ zikrimizi söylemeye... Arada onları dizimden düşürüyorum ve yer kapmaca oynayarak tekrar başlıyoruz zikre!

Kainat orkestrasına eşlik edebilecek bir ruhun yetişmesine vesile olmalıyız. Çocuklar estetiği, kültürü, iyiliği, değerlerimizi tanımalı ve sevmeli ki kadim medeniyetin geleceğe uzanan köprüsü olabilsinler. Üzerinde çalıştığımız "Külliye Eğitim Modeli" bu anlamda önemlidir. Tek yönlü değil, kökü değerlerimizde çok dilli ve renkli bir eğitim modelini el birliğiyle geliştirmeliyiz.



Cihad Meriç yazdı