Çocuklar ihmale gelmeyecek kadar hassas yaratılışa sahipler. Özellikle yaşadığımız çağ, çocuklar ve gençler için hazırlanmış göz boyayan tuzaklarla dolu. Bunları bir komplo teorisi olarak algılamamak gerek. Yaşananlar gözümüzün önünde cereyan ediyor. Her gün yeni bir tehlike, çocuk yaştaki avlarını ağına düşürmek için fırsat kolluyor.

Özellikle yaz ayları çocuklar için tehlikeye daha açık zamanlar. Bir uğraşı olmayan,  başıboş bırakılan çocuklar vakit geçirmek için aradıkları çareleri bazen tehlikeli mecralarda bulabiliyorlar. Bu da onların bazen önü alınamayan felaketlere sürüklenmesine zemin hazırlamış oluyor. Çocukların çeşitli etkinliklerle tatilde meşgul edilmesi, zihinlerinin meşgul olması ve gönüllerinin hoşnut edilmesi verimli geçirilecek bir tatili de beraberinde getirmektedir.

Okullar artık hep açık

Yaz tatillerinde camilerde Kuran Kursları, vakıf ve derneklerin açtığı çeşitli etkinlikleri de içine alan kurslar son yıllarda ailelerin ve çocukların ilgi odağı olmaya başladı. Dini, ahlâki eğitimin yanında çeşitli etkinliklerle çocukların da severek katıldığı bu tür kurslar bir yaz boyunca devam ederek çocuklar için de farklı yönlerini ortaya çıkarabilecekleri olanaklar sağlamakta. 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Okullar Hayat Olsun” projesi aktif olarak birkaç yıldır okullarda uygulanmakta. Okulun okul saatleri dışında da öğrencilere ve çevre halkına hizmet etmesini amaçlayan bu proje, etkin olarak kullanıldığında işlevini de sağlıklı bir şekilde yerine getiren bir proje. 

Bu yıl da okullarda bu proje kapsamında Kuran Kursları açıldı. Usta öğreticiler eşliğinde hem Kuran Kursu hem de Temel Dini Bilgiler Kursu verilerek çocukların okullarında Kuran eğitimi almaları da sağlanmış oldu. Vakıf ve dernekler de okulları kursları için kullanarak eğitim öğretimin okullarda aralıksız olarak yapıldığını göstermiş oldular.

Camiler de hayat oluyor

Okullar bu denli canlı faaliyetlerle çocuklara kucak açmışken kafalarda yer eden cami imajının artık değişme zamanı da geldi. Sadece namazların kılındığı, diğer zamanlar derin bir sessizliğe bürünen camilerin hayatın içinde olması gerek. Yaz kursları bunun için en büyük olanaktır. Bazı hocaların kursa gelen çocuklarla Kuran eğitimin yanında çeşitli oyunlar oynamaları, projeksiyon ile çeşitli filmleri izletmeleri bazı çevrelerce yadırgansa da olması gereken budur aslında.

Heybetli ve görkemli camilerimizin sadece namaz vakitlerinde kullanılması ve diğer vakitlerde terk edildiği yalnızlık, dinimizin cami ve mescit anlayışına da aykırıdır. Asr-ı Saadet’te mescit, meclis, divan görevini gören mescitlerin günümüzde de daha işlevsel olarak kullanılması gerekir. Tabii ki bu algının topluma yerleştirilmesi şartı ile. Çünkü namaz vakitleri dışında camiye girip sohbet etmek isteseniz size yadırgayan gözlerle bakan özellikle hacı amcalardan kendinizi sakınıp sohbet etmeniz şimdilik zor görünüyor. Ayrıca camilerde yazan “Camide dünya kelamı konuşmak günahtır.” gibi kaynağı olmayan bir günah da zabıta gibi gözümüzün önünde durmakta.

Okullar da camiler de hayat olsun. Çocuk cıvıltısı her ikisinin içinden de eksik olmasın. Yaşadığımız çağ bize böyle imkânlar sunmuşsa, geleceğimizi inşa edecek çocuklarımızın en iyi terbiye olan Kuran terbiyesi alacağı bu tür mekânların çoğalmasını istemek, imkânları her fırsatta kullanmak biz büyüklerin yönlendirmesiyle olacak güzelliklerdendir. Vakit geçmeden çocuklarımızı böyle faydalı etkinliklerin olduğu kurslara gönderelim ki “Boşta kalan aklın ne yapacağı belli olmaz.” sözüne çocuklarımız muhatap olmasınlar.

Mustafa Uçurum okulda, kursiyerlerin arasında yazdı.