Deneme okumaya belli bir süre ara vermişken, daha önce hiç okumamış olduğum (okumakta geciktiğim) Gökhan Özcan’la tekrar başladım. Ruh Yordamı kendinizi sorgulamanıza vesile olacak, aradan geçen bunca zamana rağmen ümmetin aynı sorunlarının hâlâ daha devam ettiğini gördükçe ruhunuzun huzurunu kaçıracak ve tam da bunun için okunacak bir kitap.
1997 yılında Vadi Yayınları tarafından yayınlanmış olan kitap, neredeyse 20 yıl öncesi ile şimdiki hali karşılaştırma imkânı sunuyor. Ne yazıktır ki o zaman çözülememiş olan problemlerimiz hâlâ daha devam ediyor. Özellikle birey olmak, istatistik ayrıntılara verdiğiMiz gereğinden fazla önem, şimdilerde kutsallaştırılmış “istikrar” konuları üzerine yazılmış denemeler dikkate, okunmaya ve üzerlerine düşünmeye değer.
“Ya sen?”
Yazar denemelerinin bir kısmında ben dilini kullanıyor ve her cümleden sonra ister istemez okuyucunun kendisine “ya sen?” sorusunu yöneltmesini sağlıyor. Böylelikle daimi bir iç muhasebesi ile okumanıza vesile oluyor. Müslümanlar olarak üzerinde düşünmemiz gerekenler olduğunu biliyor ancak nereden başlamamız gerektiğimizi soruyorsak bu kitap iyi bir başlangıç olacaktır. Sonrasında ise topluca düşünelim: “Ya biz?”
Karakoç çağrışımları
Sezai Karakoç’a olan özel ilgimden mi bilinmez ama okurken denemelerin içindeki bazı cümleler bende bu yönde çağrışımlar yaptı. Böyle olması ise dikkatimi ve ilgimi iyice kitapta topladı. Sanki birbiri ardına yazıldığında tek bir metin çıkarılabilirmiş veya Karakoç’a atıf yapılırmış gibi. “Siz gerçekten hiç duymuyorsunuz!” diyen Özcan’ı, Karakoç ise “Bir gülün açılış hışırtısını durmayan kulak sağırdır.” diyerek destekliyor mesela.
Gösterişli ama maneviyatsız camiler
Gerçi tartışma konusu olup ülke gündemine taşınması yeni ama üzerinde çokça durulan cami projelerine belki de bir de Özcan’nın bu değerlendirme cümleleri ile bakılmalı: “Çevresini sarsmayacak manevi iklim oluşturamayan camiler inşa etmenin zerre kadar anlamı olduğuna inanmıyorum. Camileri yapan cemaatlere bakmalı yakından. Canımız acıyıncaya kadar hem de…”
Bu kitabı bir an önce okumalıyız çünkü gerçekten buradaki modern zaman eleştirilerini bir şekilde duymak ve bunların üzerine çokça düşünmek gerekiyor.
Şehbal Erenay yazdı