Epeydir okuma niyetinde olduğum kitaplardan birisi de Mustafa Muharrem’in dikkat köpük’ü idi. Mustafa Muharrem, beşinci şiir kitabı ile farklı bir yayınevinden okurları selamladı. Okur Kitaplığı’nı şiir kitapları arasında Mustafa Muharrem’e yer verdiği için de hassaten tebrik ediyoruz.
dikkat köpük, 13 şiiri içeriyor. Mustafa Muharrem imge ile konuşan bir şair. Sözü eğip bükmeden düzü düzüne söylüyorum diyen şairlere karşı, sözü asla eğmeden kendi ilmeğinden geçirerek söylüyor. En azından yalana başvurmuyor şiirinde ayetle çatışmamak için. Şiiri yalanla çatışıyor ve hakikatin mecazlığıyla birebir örtüşüyor. Sözleri, insanı kendinde çaresiz bıraktığı için insan, mecazından korkuyor Mustafa Muharrem’in. Onun sözleri, mecazdan kaçanlar için değildir. Mecazın sularında ben yüzmekten korkmam diyenlerin şiiridir. Korkaklar şairi değildir Mustafa Muharrem.
Sahteliğin köpükleri
İlk şiir “dikkat köpük” yalanı işaret ediyor, sahteyi imliyor. İnsanın sahteye imanına dikkat çekiyor. Sahtelikte “Hırkalarımız küstah/ kaşıkladığımız çorba sinsi”, insanlar ise “su tabancı kadar ciddi..” Sahtelikler, insana büyümek denen acıyı unutturuyor. Büyümek hep gidebilsek diye beklenen bir ümide hasret yaşıyor, hem de gitmenin imkânsız olduğunu bilmesine rağmen. Sahtelik, “imge haydutu”nun kendisidir ve çalıntı kavramlarla konuşur insanla. Aynı hareketi yapmaktan, tekrardan usanmış bir tüfek gibidir. Sahtelik, Yusuf’tan söz açmaz asla. Sahtelik o kadar çoktur ki hayatın içinde gelincik siretliler kuş cıvıltılarını sürebilir masaya insan olmaya inat… Bu sahtelik içinde sadece melek-simaların nefesleri, o da seherde olmak şartıyla, ağrıyan sabahı keser.
Hatalar doğrular insanı
Sahteliklere karşı duran ilk cümlelerden biridir: “Varsın bizi hatalarımız doğrulasın”. Sahtelik giydiğimiz ceketlerde gizli aslında. Sahteliğe karşı duruşa şehir yani insan inanmaz. Sahteler diyarından bazı bahçeler yasaklanmıştır ve bizler Yakup’u unutarak yaşayanlarız. dikkat köpük, Yusuf’un yani saf olanın, cefa çekenin modern yüzüdür, dilidir, söz dizgesidir.
İmgelerle konuşan şair, bir mecburiyet burcunda kalmış demektir. Çünkü bugün sahtelik insanın imgesiz konuşmasına yaşam hakkı tanımamaktadır. Ya insan susacak ya da imge ile fincancı katırlarını ürkütürken görünmeyen el olacaktır. Mustafa Muharrem de şiiri ile bunu yapmaktadır. Ahlakındaki tertemiz isyan, şiirinde imgeye dönüşerek fincanların sahiplerine açıktan savaş ilan etmektedir. Mustafa Muharrem’in şiiri, insanın sahte ile kavgasının şiiridir.
Sahtelik, insanı, yeleli siyah at gibi plastik bir sandalyeye yularından bağlama çabasındadır. Bilse ki yeleli siyah at yemez bu numaraları. Sadece edebinden sessiz kalır, zamanı bekler. Açıktan saldırmayan sahtelik için açık dil kullanmak ideologların işidir, şair işi değildir ve Mustafa Muharrem de bunu en iyi bilenlerdendir.
Eğer hâlâ sahtelik insanı duymayacaksa yapılacak tek şey kalmıştır: “ben gider/ yakası yırtık seherlerden/ silerim sesimin ikametini” Sahtelik’le derdi olanlar için Mustafa Muharrem okunmalı, derim.
Zeki Dursun keyifle yazdı