Yakın doğunun en görkemli mimari eserlerinden olan Bakü'deki Şirvanşah Sarayı, yüzlerce yıllık bir maziye sahip. Saray, Azerbaycan tarihinde yaşanan acı günlerin de tanığı. Saray, Şirvanşahlar Hanedanı'nın şahı İbrahim Halilullah döneminden miras.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan İçeri Şehir'in gözdesi olan ve 15. yüzyıla tarihlenen, Ortaçağ’da Azerbaycan yönetici hanedanının oturduğu ve kum taşından inşa edilen saray 11 yıl önce restore edildi. Yapıda mescit, türbe ve hamam gibi bölümler de bulunuyor.
Büyük bir külliyenin içindeki saray iki katlı. Kubbeleri ve kemerleri aslına uygun olarak restore edilen saray özenle korunduğu dikkat çekiyor. Bir dönem hastane ve kışla olarak da kullanılan yapı 1964'te müzeye dönüştürüldü.
Resmi törenlerin düzenlendiği ve devlet şurasının toplandığı bölümse divanhane olarak adlandırılıyor. Şah ve devlet adamları burada sekiz köşeli ve yuvarlak kubbeli alanda bir araya geliyordu.
3. Murad’ın göremediği Murad Kapısı
Şirvanşahlar Sarayı'nın ikinci bölümündeki tarihi kapı, 1500'lü yıllarda Sultan 3. Murad için yapılmış. Ancak kapı o tarihlerde tamamlanamaz ve Sultan Murad da gittiği savaşta şehit düşer. Sarayın ikinci bölümündeki bu kapı Murad Kapısı olarak olarak adlandırılır. Kapıda "Bu bina ulu Racab Bakuvi'nin 994. yılda siparişi esasında büyük ve adaletli Sultan 3. Murad'ın devrinde inşa edilmiştir" yazıyor.
Kubbesi yıldızlarla süslü bölüm şahın ve hanedan üyelerinin türbelerini barındırırken, yanıbaşında da saray camii yükseliyor. Türbelere söğüt gülleri işlenmiş. O güllerin içinde iki adet armutvari madalyon bulunuyor. Damla ve gözyaşını da andıran madalyonlar, temsili olarak şahın ailesinden rahmete gidenlere ağlıyorlar. Damlaların içinde Allah, Muhammed (s.a.s) ve Ali (r.a) sözleri yazılı.
Mezarların bulunduğu odada sağ ve sol tarafta bulunan iki küçük bölümde Cuma akşamları ölenlerin ruhuna Yasin suresi ve dualar okunuyor.
Tuğçe Özerdem haber verdi