Üzerimdeki hakkını yok saymak nankörlük olur benim için.
İlk defa Kudüs gecesi için Denizli’ye Dilipak ile geldiklerinde görmüştüm ve ortaokuldaydım. Programa izin verilmemiş, arbede çıkmış, ağabeyimizingömleği yırtılmıştı. Bugün gibi hatırlıyorum. Daha sonra izin verildiğinde mikrofonu eline almış, ‘kusura bakmayın, yedek gömleğimiz olmadığı için..’ diyerek konuşmasına başlamıştı.
Bu Meydan ve Hüner dergileri!
Önce Bu Meydan dergisine abone oldum okudum sonra Hüner dergisine.
Üniversitede ise Vakit'te okudum yazılarını. Bir gün Vakit'i okumuş, kantine bırakmıştık. Tarih 10 Nisan 1994. Yazısının başlığı ‘Sistem yeni kurbanlar istiyor’ idi ve ülkücü gençliğe yönelik uyarıcı, düşündürücü kaliteli bir yazıydı. Bir müddet sonra kantine tekrar gittiğimde gördüm ki gazetenin ilgili sayfası yok edilmişti.
O yazıyı arşivime koymak için 5-6 km yol yürümüştüm.
Kitaplarını imzalarken ‘Hocam bir kitabını alacağız, hangisini alalım’ diye sorduğumda ‘Devrim ve Terbiye’yi alın cevabını almıştım. Kitabı şöyle imzalamıştı. ‘Sevgili Şevket Şimşek için okumanın hakkını vermeleri dileğiyle’ Az, öz ve etkileyici…
Bana göre büyük sanatçı kitaplarını okuyup bitirdikten sonra zihnimizde orijinal cümleleri kalan sanatçıdır. İşte benim zihnimde ondan kalan ve güvenle yürüyebileceğimiz sağlam bir düşünce koridoru oluşturduğunu düşündüğüm cümleler…
Unutamadığım cümleleri
"Bütün fanatikler düşünceden korkar."
"Mücadelesinin üslubunu önemsemeyenler davasını önemsemeyenlerdir."
"‘Daha İslami’liğin önemli belirleyicilerinden birisi ise, düşüncelerin çarpışmasından ve zamana karşı verilen mücadeleden sonra ayakta kalabilmektir."
"Bazı Müslümanlar, meseleyi hiç kavramamış gibi, niçin düşmanı bırakıp da kendimizle uğraşıyoruz diye soruyorlar. Oysa dine yıkıcı darbeler indirenler düşmanlarımız değil, biziz.
"Birliği sağlamanın tek yolu, bağnazlıkla savaşmaktan ve aydın kişiler yetiştirmekten geçmektedir."
"İslamı anlamış olmanın da, İslamı yaşamaya başlamış olmanın da ilk belirtisi, mü’minlere bütün kusur ve yanlışlarına rağmen (gereken yerde gerektiği kadar eleştiri ve uyarı hakkımız mahfuz olmak üzere) Allahın hatırı için muhabbet duymaktır."
"Yazarlar ikiye ayrılır. Sistematik yazanlar, yazdıkları birbirinden kopuk olanlar. Derin düşünenler, sığ düşünenler. Okuyucusunu sürekli geliştirenler, okuyucusunu yerinde saydıranlar. Yazmayı hak edenler, henüz iyi bir okuyucu bile olamamış yazarlar."
"Hakkın söylenmesinden bütün saltanat heveslileri rahatsız olurlar."
Kardeşi İbrahim ile üniversitedeyken, babası ile kendi evinde tanışmıştım. Babası, ilerleyen yaşına rağmen diri bir İslami bilince sahipti. Tırafik kazasında vefat ettiklerinde cenazesine katılamamış olmasına çok üzülmüştüm.
Şimdi yurtdışındaymış
Haber kaynağım beni yanıltmıyorsa değerli ağabeyim şimdi yurtdışında ekonomik işlerle uğraşıyormuş. Kendini iyi yetiştirmiş bir mütefekkirin ekomik işlerle uğraşıyor ya da uğraşmak zorunda kalıyor olması benim canımı acıtıyor.
Hemen hemen bütün kitapları kütüphanemde yerini almış durumda. Bir şeyler yapmak isteyenlerin Yaşar Kaplan’ın kitaplarını okumalarında fayda var diye düşünüyorum.
Düşüncenin Temel Dinamikleri 1’i elde etmek için epey uğraşmıştım. 2.’sini hararetle bekliyorum.
Yaşar Kaplan'ın yine yazıya dönmesini istemek, Müslümanların ondan istifadesini sağlamak mümkün olsa keşke.
Bunları ilgili yayın organlarının yöneticilerinin ve Yaşar Kaplan'ın duyması için bağırmış olmak niyetiyle yazdım…
Şevket Şimşek