25 Mayıs 1983-İstanbul-Sanayi Mahallesi

Sabahleyin 3.saatte felsefe dersimize giren İhsan Toksarı hocamız selam verip sınıf defterini imzaladıktan sonra iki elini masaya yaslayarak bir müddet öylece durdu. İlk önce konuya giriş faslı zannetmiştik. Önce bize davamızı hatırlatacak, sonra ne kadar çalışmamız gerektiğini vurgulayacak ve ondan sonra da o an anlatacağı konuyu neden can kulağı ile dinlememiz gerektiğini söyleyecekti. Yok, bu sefer öyle yapmadı. Uzak bir yere bakıyormuş gibi bakışlarını arka sıralara doğru dikerek: “Sevgili gençler bugün çok önemli bir insanımızı kaybettik” dedi. “Allah’ın belası anarşi yine mi bir güzel insanı aramızdan aldı?” diye düşünürken İhsan Hoca titreyen sesiyle cümlesini tamamlayıverdi: “Gençler Necip Fazıl Kısakürek bugün ebedi âleme irtihal etti.” Kendi zamanımızda yaşayan bir şairin aramızdan ayrılışına tanıklık ettik. Hoca neredeyse dersin hepsini Necip Fazıl’a ayırdı. Şu sözü bir kenara yazdım: “Şayet Necip Fazıl ayarında biri statükocu, kendi değerlerine ve inançlarına yabancılaşmış olsaydı emin olun devlet onu yere göğe sığdıramaz, devlet töreni ile uğurlardı.” Bu İhsan Hoca ne güzel öğretmen, bir zamanlar Adalet Partisi’nden birkaç dönem milletvekilliği yapmış, hukukçu, çevirmen, vaiz, eğitimci… Hayatın her kanadında hizmet eden biri. Mevdudi’nin “İslam’da Kadın” kitabını kapağında tercüme edenin İhsan Toksarı olduğunu görünce ne çok sevinmiştim. Nurettin Topçu ismini de onun sayesinde öğrendik. Radyodan duyduğuma göre Necip Fazıl’ın cenazesine Anavatan Partisi Genel Başkanı Turgut Özal da katılacakmış. Allah rahmet eylesin.