Yanında yürürken dünyada yağıdan çaşıttan, müfsitten münafıktan korku duymayacağınız bir güven eşlik eder size…
Yanında dururken, yüce bir dağın, o vakurluğunu bağırmayan, kendi haliyle vakur duldasında hissedersiniz kendinizi…
Yanında otururken, on altıncı yüz yıl akıncı beyine tebdil olmuş bir Kür Şad’ın biraz sonra abdest alıp, aklanıp ve dahi atlanıp doğuya ve batıya ve güneye ve kuzeye sefere çıkma öncesinde halleşmek ve helalleşmek için yanınıza oturması gibi bir hisse kapılırsınız.
Adamlığı ölçüye tartıya gelmez.
Haydar meşrepliği Hamza meşrepliğine mani değildir.
Bir zamanlar uzun saçları vardı, kestirdi; gönlünün, hayallerinin, bilme ve öğretme aşkının saçları uzamaya devam ediyor.
Yanı ve yöresi olanlarımızdandır.
Yürürken bir dağı titretir gibi, yeryüzünü kendine getirir gibi yürüdüğünde, üzerine arada çamur sıçradığı, bataklıklardan paçaları lekelendiği olur.
Bakarken göz bebeklerinin ihanet ettiği görülmemiştir. Halkbilimcidir. Olmasaydı da halka göz ve gönül hizasından bakardı.
Pek ortalıkta görünmez. “Çok varıp gelirsen vardığın yere/ Ya muhabbet kalkar ya bir hal olur”un hikmetinin idrakindedir. Çok daralırsa Palandöken’i yanına çağırır; halleşir. Hayalindeki Palandöken de abdaldır.
Kedileri sadece Ebu Hureyre’nin hatırına affetmiştir. Eliyle besleyip büyüttüğü güvercinlerin ahının mahşere kalmasını zor da olsa kabullenmiştir.
Rahmetli Yetik Ozan’a en fazla Fatiha okuyanımızdır.
Âşıklık geleneğinin, hassaten Erzurum âşıklık geleneğinin lamı da cimi de ondan sorulur.
Kopuz dâhil bütün halk çalgılarının tellerine kimseye söyleyemediği bir şeyler söylemiştir.
Yeni günde gönlü de, penceresi önüne koyduğu toprak saksılara özenle diktiği tohumlar da yeşerir.
Bozkır’da boz atlı Hızır’ın izini sürenlerden…
Metin Özarslan bu…
Halkbilimi doçenti… Oyundan ve ayinden insan oluşumuza dipnotlar düşen adam… Faruk Nafiz’in Sanat şiirindeki yapaylık onda bir mahalle düğününde doksanlık bir dedenin oynarken çizdiği figürlerin ırmaklarında yıkanarak sahicileşir.
Yüzü elyazması bir menakıp kitabından müellifince istinsah edilmiştir.
Gönlünün yüzü ise o kitabın kendisidir.
Mehmet Aycı yazdı