"Gel seni bir yere götüreceğim. Ama soru sormayacaksın. ‘Nereye?’ demeyeceksin" diyor. Takılıyorum peşine...
Doğancılar yokuşunu çıkıyoruz, Doğancılar parkından geçiyoruz. Karşıda bir cami... İçeriye giriyoruz: Sebil Yayınevi yazıyor bir tabelada. Kıvrılıyoruz binanın duvarları eksenince. Büyük, ahşap bir kapı. "Yavaş kapatınız!" yazısı üstünde. Bir görevli. "Üstad ile görüşüp dergimizi hediye edeceğiz" diyor. "Üstad şuanda kitap yazıyor ama" cevabı... "Bizim için her koşulda zamanı vardır" diyerek merdivenleri tırmanmaya başlıyor, ardından da ben...
Tarihin durduğu yer
İki kişi, tashih ediyorlar üstadın metinlerini. Ağır ahşap ve kitap kokusu... Duvarlarda yüz yıllardır buradaymış gibi asılı durduğunu haykırırcasına vakur bir edayla tablolar, hat sanatının nadide örnekleri... Kapıyı çalıyoruz. Sanki yüz yıl öncesine gittik o kapı açılınca, kapı değil, zaman perdesi. Düyun-u Umumiye Nazırlığı başkatibi karşımızda...
Büyük bir kütüphane, makamın arkasında yine büyük bir Osmanlı İmparatorluğu arması, kütüphaneye sığmamış, yere istif edilmiş belki yüzlerce kitap, dosyalar, ülke ülke, mesele mesele tashih edilmişler...
İslamcı kelimesi değil!
Karşımızdaki, Üstad Kadir Mısıroğlu. "Hoş geldiniz evlatlarım diyor" bize. Selam verip giriyoruz. Altınoluk ve Genç Dergisi hediye ediyoruz. Mesud oluyor. Sigarasından bir nefes daha alıp, biz birşey söylemeden anlatıyor, anlatıyor... "Bu zamanda yaptığınız fiillere dikkat edin. Allah'ın tecellilerinin aksini gittikçe daha çok almaya başladığımız bir dönemdir bu dönem." diyor. "En küçük bir hatanızın karşılığını alma ihtimaliniz çok yüksektir. Ve bu gayet güzel bir hadisedir. Çünkü, Rabbiniz sizi unutmamıştır." diyerek sürdürüyor sözlerini.
Bir ara, bir sual sormak maksadıyla konuşmaya başlıyorum. Cümlemin içinde "içerik" kelimesi geçiyor. Üstad hemen sözümü kesiyor ve bu kelimeyi kullandığımdan dolayı bana bir saatlik bir ders veriyor. "Sen bu kelimeleri kullandıkça İslamcı değil, ancak kemalist olursun!" diyor. Kendisine söylemedim ama, bu ders, gerçekten bende derin tesirler uyandırmıştır.
Mısıroğlu’nu ziyaret etmeli
Bizleri davamızdan vazgeçirmeye çalışanlara inat, yumuşadığımız bu döneme inat, gidip Üstadı ziyaret etmemiz gerekiyor. 79 yaşındaki bu ulu İmparatorluk çınarının dizinin dibinde bir süre gölgelenmek gerekir.
Ha unutmadan, giderken bana "Doğru Türkçe Rehberi Yahud Bin Uydurma Kelimeyi Boykot" kitabını hediye etti. Bir daha içerik demeyeceğim. Ve bir liste var kitapta. Şimdi onu ezberliyorum.
Taha Süren bir ziyareti anlattı
GYY notu: Bazı büyükleri dikenleri ile sevmek de mümkündür. Her sözleri dua olmayabilir.