Yollar insanı nereye sürükler bilinmez. Maksudu ne ise ona vasıl olur aslında insan. Bizim de niyetimiz yol üzerindeki Allah dostlarına vefa borcumuzu ödemek, ruhaniyetlerinden feyz alabilmek, niyazlar edip huzurlarına sığınmaktı. İstanbul’dan giderken ve dönerken Abant kavşağına çok yakın bir noktada bir tabela İstanbul’dan Anadolu’ya seyahat eden herkesin gözüne muhakkak çarpmıştır. O tabelada ismi yazılan zat-ı muhteremin davetini aldıysanız yolunuz oraya düşer, almadıysanız kimdir aceb bu Hayreddin Tokadî (ks) der ve geçersiniz…
Bu yoldan her geçişimde bu tabelayı kollardım, lakin hep iyice yaklaşınca görür ve o hızla girmenin imkansızlığıyla nasip bir dahaki sefere imiş der, boyun bükerdim. Şükür ki daveti nihayetinde aldık ve huzuruna doğru yola girdik. Abant kavşağına çok yakın yerdeki tabeladan içeri girip yaklaşık 3 km boyunca türbesine doğru ilerliyorsunuz. Araba ormanın içine ve ıssız yerlere doğru ilerleyince acaba yanlış yolda mıyız, geri mi dönsek diyen nefsinizin sesine aldırmadan yola devam edin…
Allah dostunun ziyaretine gidiyor olmanın huzuruyla doluyoruz
Tabelalarla huzuruna yaklaştık, aracımızı durdurduk. Ve bizi karşılayan taç kapıda yazılı “edeb ya hu” desturuyla ilerliyoruz. Ağaçlar arasında cıvıldayan kuşların sesine bir süre sonra dağdan gelen su sesleri eklenince bu saklı kalmış cennete kavuşmanın, Allah dostunun ziyaretine gidiyor olmanın huzuruyla doluyor vücudumuz. Ayrı bir iklim var burada… Bir süre sonra ağaçlar arasında beliren iki tane ahşap bina ve büyükçe çeşme bizleri karşılamakta. Küçük bir minaresi olan yapıya doğru yöneldiğimizde Hayreddin Tokadî hazretleri’ne ait olan yeşil şebekeyi ve diğer mezar taşlarını görüyoruz. Bu yeşil şebekenin içinde halefleri; 1976’da vefat eden Sürmeli Hacı Muhyiddin Palazoğlu Efendi ve 2008’de rahmeti Rahman’a kavuşan Sürmeli Hacı Ahmed Palazoğlu Efendi’nin kabirleri de bulunmakta.
Bizleri huzurla huzuruna davet eden, bu mekan ve manevi atmosferle müşerref kılan Allah’ımıza ve O’nun dostu Hayreddin Tokadî’ye niyazımızı ederken, Hayreddin Tokadî kimdir sorumuza cevap arayalım.
Cemaleddin Aksarayî hazretlerinin halifesidir Hayreddin Tokadî hazretleri
Hayatı hakkında çok mahdud bilgilere sahip olduğumuz Hayreddin Efendi hazretleriyle ilgili yazılan pek çok bilgi de kusurludur. Lemezat müellifi Cemaleddin Hulvi ve Sefine-i Evliya müellifi Hüseyin Vassaf Efendi hazretleri, Hayreddin Tokadî’yi aynı isimli bir başka Halveti şeyhi ile karıştırdığından elimizdeki sahih bilgi azdır.
Hayreddin Tokadî, şeyh Cemaleddin Aksarayî hazretlerinin halifesidir. Kendisine Amasya’da biat etmiş ve efendisiyle beraber İstanbul’a Koca Mustafa Paşa dergahına gelmiştir. Şeyh Cemaleddin Efendi’den sonra Halveti tarikatının 28. halkasını temsil eder. Şeyh Cemaleddin Efendi’den hilafet alan Hayreddin Tokadî, pirdaşı Sünbül Sinan Efendi hazretlerinin postnişini olduğu Koca Mustafa Paşa Dergahı’nda bir süre daha hizmet ettikten sonra Bolu’da irşad ile vazifelendirilerek Elmalık Köyü civarına yerleşmiş, tekkesini kurmuştur.
Hz. Şeyh, Bolu ve Düzce’de uzun yıllar irşadına devam etmiş, cehri zikir olarak yaptırdığı devranlara katılanlar vecde gelerek cezbelerle kendilerini Allah’ta kaybetmişlerdir. İstanbul’da medreselerde eğitimini tamamlayıp icazetnamesini alan Şaban-ı Veli bir gece rüyasında memleketi Kastamonu’ya dönmesi hitabını işitti. Bu hitaba uymak için yola revan olup da Bolu mevkiine geldiğinde namını İstanbul’dan duyduğu Hayreddin Tokadî hazretlerini de ziyaret etmek için 1519’da dergahına vardı. Ve bu feyzin menbaına biat ederek maddi ve manevi herşeyini Şeyh Hayreddin hazretlerine teslim ederek tam 12 sene onun hizmetinde bulunup seyrü sülukunu tamamladı. 1530-31 tarihlerinde de şeyhi tarafından Kastamonu civarını irşad ile vazifelendirilince memleketinden bütün bir Anadolu coğrafyasına mürşidler yetiştirdi, büyük hizmetler yaptı. Şeyh Şaban-ı Veli ile birlikte başka halifeler de yetiştirmiş ve mirası devralan halifeleri, Anadolu’ya Şeyh Hayreddin Tokadî hazretlerinin nefesini üfleyip irşada devam etmişlerdir. Bunun yanı sıra Konrapalı Muslihiddin ve Mahmud Kürevi gibi çok kıymetli halifeler yetiştirmiştir.
Seyyid Osman Hulusi Efendi hazretleri de şeyh Hayreddin Tokadî için şu dörtlüğü zikretmişler: “Ey şeyh-i şüyûh pîr-i Halvetî/ Cenâb-ı Hayreddîn-i Tokâdî/ Perde-i hafâda bunda kurdu Celvetî/ Kaddesa’llâhü sırrahü’l-Hâdî”
Vefat tarihi de tıpkı doğum tarihi gibi net olmayan Hayreddin Tokadî hazretlerinin 1530 yılından sonra vefat etmiş olduğu kabul edilmektedir.
Bu yazıdan maksat, yolu düşenlerin bu menzile uğramaları değil, özellikle buraya yollarını düşürüp Allah’ın nuruyla nurlanan bu büyük veliye dualar edip Rabb Teala’dan afvü mağfiret dilenmektir.
Ömer Faruk Deliktaş yazdı