2013 yılında Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti oldu. Başta Eskişehir olmak üzere Türkiye ve bütün Türk dünyasının büyük ümitler beslediği bu süreçte, birkaç konser, sergi ve şiir programının dışında ne yazık ki şu ana kadar kayda değer bir şeyler yapıldığı söylenemez. Süreci yönetecek olan valinin değişmesiyle bundan sonraki günlerde olumlu işlere tanık olmak hepimizin beklentisidir.
Kültür başkenti olan bir şehirde en başta gelen beklentilerden biri de kitap yayınlarıydı. Zira kalıcı olan faaliyet bu idi ve diğer Türk cumhuriyetlerine de hitap edebilecek yayınların yapılması ve bu sayede ortaya ciddi anlamda bir külliyatın çıkması önemliydi. Bu noktada Eskişehir’in önemli bir avantajı vardı. Türk dünyasında da ortak kabul gören tarih ve kültürümüzün üç büyük ismi Eskişehir topraklarında yaşamış isimlerdi.
Kimdi bu üç büyük isim? Bunlardan ilki Anadolu tasavvuf şiirinin kurucu şairi ve en büyük temsilcisi olan Yunus Emre, yine Türk mizahının en büyük ismi Nasreddin Hoca ve Türk kahramanlık ruhunun kendisinde cisimleştiği Battal Gazi. Dolayısıyla kitap yayınlarının bu üç ismi en başta içine alması gerekiyordu. Nitekim öyle de oldu. İlgili birimler, hiç değilse Yunus Emre adına birkaç kitap çalışmasını gerçekleştirdiler.
Yunus Emre’nin Divan’ı ve Risalet’ün Nushiyye’si yayınlandı
Kültür Başkenti ajansı ilk olarak bir Yunus Emre Divanı yayımladı. Bu eser, yeni bir çalışma olmasa da yine de mevcutları arasında en iyilerinden biri olan ve Dergah Yayınları’nca daha önceden hazırlanan Divan’dı. Ajans, kapak değiştirerek bu eseri Valilik adına yayımlamış oldu. Malum, biz Yunus Emre’yi birkaç şiiriyle tanıyan bir toplumuz. Onun şiirlerini bir bütün olarak okumak Yunus’u tanımada çok önemlidir. Divan yayınında bu kitabın seçilmesi bu anlamda faydalı olmuştur. Fakat, bu kitabın yanında bir de akademik anlamda hazırlanmış bir Divan’ın basılması elbette yerinde olacaktır.
Yunus Emre, her ne kadar Divan’ındaki şiirleriyle bilinse de ona ait olduğunu kesin olarak bildiğimiz bir eseri daha vardır. Risalet’ün Nushiyye adını taşıyan bu eser, Yunus’un bilgelik yönünü göstermesi açısından bir hayli önemlidir. Eskişehir Valililiği Divan’dan sonra bu eseri de yayımladı. Eserin daha geniş kitlelerce tanınması için orijinal metin olarak değil, “dil içi çeviri” olarak basıldı. Bu yüzden de “Nasihatlar kitabı” adıyla sunuldu okurlara. Bu eserin “öğrenci versiyonu”nun Eskişehir’deki bütün okullara dağıtılması da şüphesiz çok faydalı olmuştur.
Eskişehir Valiliğinin bu seride yayımladığı bir kitap da Mehmet Demirci Hoca’nın önceden başka yayınevlerince de basılan Yunus’ta Hak ve Halk Sevgisi isimli eseri oldu. Yunus Emre biyografisinin ve menkıbelerinin de yorumlarıyla birlikte yer aldığı bu eser okurun Yunus Emre’yi daha yakın planda tanıması açısından bir kılavuz kitap niteliği taşımaktadır.
Kültür başkenti ajansı anlaşıldığı kadarıyla Yunus kitaplarını piyasada var olan kitaplardan seçmeyi tercih etmektedir. Yunus Emre ile ilgili kitap basan yayınevlerinin desteklenmesi anlamına da gelecek olan bu projenin başka kitaplarla da devam ettirilmesi uygun olacaktır. Mesela Sezai Karakoç’un Yunus Emre’si, Faruk Kadri Timurtaş’ın hazırladığı Yunus Emre Divanı bu seri içinde yer alması uygun olan kitaplar olarak hatırlanmalıdır.
Mustafa Özçelik yazdı