Ernest Hemingway’in otuzdan fazla kedisi vardı. James Joyce çocuklar için iki hikâye yazdı ve ikisi de kedilerle ilgiliydi. Charles Dickens’ın evinde kitaplık görünümündeki gizli odada ‘Kedinin Yaşamı’ başlığında dokuz kitaplık bir seri vardı. Sylivia Plath’ın Daddy’si, Hermann Hesse’in Narciss’i, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Murakami’ninkiyle aynı adı taşıyan kedisi Kafka okurları nezdinde epey şöhret kazandı.

Kedi sever yazarlar açısından Türk edebiyatında da bir zenginlikten bahsetmek mümkün. Enis Batur’un Kediler Krallara Bakabilir, Haydar Ergülen’in Üzgün Kediler Gazeli, Bilge Karasu’nun Göçmüş Kediler Bahçesi en önemlileri.

Gündüz Vassaf’ın geçen yıllarda yazdığı İstanbul’da Kedi de mutlaka okunması gereken, ‘bizim kedilerimiz’ üzerine bir eserken, Schrödinger’in Kedisi’nin bilimde açtığı çığır malumunuz.

Bugünlerde Çınar Yayınları etiketiyle çıkan Âşık Kedi, Özlem Anar’ın sıcacık kaleminden ulaşıyor okuyucuya. Schrödinger’in Kedisi olmayı istemeyen bir kahramanımız var. İstemiyor çünkü “Adam için değeriniz bir ihtimalden öteye gitmez” diyor. Özlem Anar, kitabı edebiyatımızın kıymetlilerinden, eşi İhsan Oktay Anar’a ithaf etmiş.

Roman, bir kasım günü bir kedinin yaşadıklarıyla başlıyor. Yoldan vızır vızır arabalar geçerken… İnsan seli sokağı bezemişken bir aylık bir kediciğin gözünden anlatıyor bize olan biteni. Karşıya geçmeye kalkarsa ezilebilir… Geçmezse iki gündür hiçbir şey yememiş yavrucak, açlıktan ölebilir… E bir bebek tabii sevilmek, koklanmak istiyor, belki bir ana kucağı…

Kediler çocuk yanımızdır

O bir kedi ve elbet iç sesini dinliyor. Bir yandan da etrafından akan insanların yüzlerini okuyor. Yorgunluklarını, kederlerini, kalbini kıran acıları… Kitap, dünya halini bize bir kedinin gözünden anlatırken ayna da tutuyor yüzümüze, ruhumuza… Bir kedinin biz insanlar için ne düşündüğünü merak ediyor musunuz? Büyüdüğümüzde nasıl evrildiğimizi düşünüyorlar. Çocukluk günlerimizin saf hayallerini nasıl geride bıraktığımızı… Nasıl da katılaştığımızı… Kalbimizin yerine zihnimiz konuşmaya başladığında sevginin yerine kaygıyı, korkuyu koyduğumuzu… Üst üste dizilmiş binaların içinde yalnız başımıza nasıl acı çektiğimizi…

Kedilerle ortak yanlarımız da var ama… Mesela keder, hayal kırıklığı, üzüntü yalnızca bize özgü duygular değil. Açlıktan ve evsiz kalmaktan çok daha acı olan terk edilme duygusuyla adeta çöküveriyorlar. Mesela onlar da karınları biraz doyduğunda dünyayı o kadar da kötü görmemeye başlıyorlar. Bir iyimserlik hali geliveriyor, bizim gibi…

He bir de şu konu bildiğiniz gibi değil sevgili okur! Kendini beğenmiş, kibirli ve nankör olmak kedinin karakter özelliği falan değil! Konuşkan kedimiz bize olayı gayet net anlatıyor: “Bunlar, insanların kendinde olanları bizlere yansıtmalarından başka şey değildir. Tıpkı bir ayna gibiyizdir. Bize baktıklarında kendilerini görürler. Hoşlanmadıkları benlikleri onlara irade dışı tepkiler verdirir.” Kendini insan gibi algılamayan, tersine bizleri gereksiz yere irileşmiş bir kedi gibi gören kahramanımızın söylediklerini okur ve üzerine biraz düşünürseniz kendinize çeki düzen vermeniz gerekebilir. Hemingway, Dickens, Shaw, Poe ve niceleri…

Kedilerinin fısıldadıkları hikâyelerle geçimlerini sağladılar. Şimdi bir başka kedi, yine bir ‘kahraman’ olarak Anar’ın evinden sesleniyor bizlere. Ben burada ünlü isimleri sıralayıp duruyorum ama kedimizin bana da bir çift sözü var: “Kediye olan sevgi, eğitimle, sanatçı ruhlu olmakla çok da bağlantılı bir şey değil. Öyle eğitimsiz ve sıradan insanlar vardır ki sokak hayvanlarına acırlar ve onlara sahip çıkarlar. Ancak Einstein’ın kedi sevgisi sıradan basit bir dükkânı işleten amcanın kedi sevgisinden neredeyse daha üstün tutulur. Bizleri elit gibi görün insanlar onlara bakanları da öyle görme eğilimindedirler.”

Bir de iddiası var, unutmadan yazalım: Henri Matisse, Gustav Klimt, Fikret Mualla, Abidin Dino, Picasso ya da Frida Kahlo gibi ressamlar belki de bizim verdiğimiz ilham olmasa çöp adamdan fazlasını çizemeyeceklerdi.

Yazı bitti, yoksa sizin hâlâ bir kediniz yok mu?

Pelin Alpaslan “Birbirimize Yardım Etmezsek Hayatta Kalamayız”, Bilimevi Kitabın Ortası dergisi, Nisan 2017, Sayı 1.