Bazı filmlerin senaryolarının basılmış hâlini kitapçılarda görüyoruz. Bu tür kitaplar senaryonun birebir aynısını ve son hâlini yansıtır. İlgisi olanlar bir tiyatro metni gibi okur bu kitapları. “Evvel Zaman” ise bu kitaplardan çok daha farklı bir şekilde, Nuri Bilge Ceylan’ın “Bir Zamanlar Anadolu’da” filminin perde arkasını yansıtıyor, filmin hikâyesine sahip olan ve filmde de muhtar rolünü oynayan Ercan Kesal tarafından.

“Evvel Zaman” daha önce İthaki Yayınları’ndan özel bir baskıyla neşredilmişti. İki baskı yapmasına rağmen pek de bilinen bir kitap olmadı. Hatta Ercan Kesal’ın kitaplarını sayarken bile bu kitabı diğer kitaplarının yanına koymayanları gördüm. İletişim Yayınları’ndan neşredildikten sonra ve Ercan Kesal’ın da gerek dizi oyunculuğu gerek diğer kitaplarının başarısı sebebiyle bu kitabın da artık daha çok göz önünde olacağını söyleyebilirim.

Sunuş yazısında “Elinizdeki kitap, bir film güncesidir. Bir Zamanlar Anadolu’da filminin hikâyesini konuşmaya başladığımız günden setin sona erdiği güne kadar tüm yaşadıklarımı, gözlemlerimi ve duygularımı yazdığım notlardan oluşmaktadır. Filmin senaristlerinden biri olarak, bir film senaryosunun nasıl başlayıp değişerek evrildiğini ve yönetmen için nasıl bir kılavuz haline dönüştüğünü de göstermeye çalıştığım özgün bir yol hikâyesidir” diyerek kitabın çerçevesini çizen Kesal, sadece filmle ilgili durumları, olayları değil; kendi duygularını, Anadolu insanının üzerinden memleket hikâyelerini geçmişiyle beraber anlatıyor.

Filmin çekildiği mekânlardan biri olan Kırıkkale-Keskin’deki hastanede, yirmi beş yıl öncesine dönüyor Kesal. Yani ilk hekimlik yaptığı yıllara… Yirmi beş yıl önce doktorluk yapıp hayatını devam ettirdiği mekânlara bu kez film yapmak için dönen Ercan Kesal, duygudan başka bir şeye de kolay kolay değinemezdi zaten. Hatta bunun bile filmi yapılabilir: Bir doktorun yirmi beş yıl sonra ilk görev yaptığı yerlere senarist olarak dönmesi.

Film süreci üstünden kitabı oluşturmak

Beş ana bölümden oluşuyor “Evvel Zaman”. İlk olarak “Bir Zamanlar Anadolu’da” filminin oluşum süreciyle başlayan yazar, bu bölümde Nuri Bilge Ceylan ile yaptığı toplantıları, fikir teatilerini vs. anlatıyor. Aynı zamanda sinema ve bellek kavramları hakkında da Kesal’ın fikirlerini görüyoruz.

Daha sonra “Hikaye”, “Oyuncu Seçimi”, “Mekânlar”, “Setteyiz” bölümleri geliyor sırayla. Yer yer fotoğraflarla desteklenen kitap, bir film sürecinin bütün aşamalarını ve güncesini günü gününe tutuyor. Türk Sineması’nın önemli filmlerinden olan fakat maalesef sinemada hak ettiği değeri çok görmeyen “Bir Zamanlar Anadolu’da” filmine Ercan Kesal’ın verdiği önem, başlarda Nuri Bilge Ceylan’dan bile fazla diyebiliriz. Bunun sebebi belki de Ercan Kesal’ın yirmi beş yıl önce bu hikâyeyi yaşamış olması. Şöyle diyor film hakkında yazar: “Fazlasıyla yerine getirmeliyim görevimi. Görünenin ötesinde kurcalayan, deşen, açan, gösteren bir film. Her katmanın altında bir başka katmanın yer aldığı, palemsest gibi… Kasabanın, bozkırın teşrih masasına yatırılması. İnsanın teşrih masasına yatırılması. Tüm insanlığın…”

Bir duygu filmi

Gerçekten de kitap boyunca Nuri Bilge Ceylan’ın ve Ercan Kesal’ın insan hâlleri üzerine günlerce kafa yorduğunu, oyuncu seçimlerinde buna azami dikkat ettiğini görüyoruz. Kitabı okurken zaman zaman yorulduğumu hissettim çünkü ilk fikir ortaya atıldıktan sonra saatlerce konuşuyor filmin çekirdek ekibi. Ve o kadar ince ayrıntılara değiniliyor ki, bu da olmasa olmaz mı derken buldum kendimi. Özellikle oyuncu seçimlerinde bunu fark ettim. Şu anda Türkiye’de hemen herkesin tanıdığı birçok ünlü oyuncu, bu filmde rol almak için Ercan Kesal ve Nuri Bilge tarafından deneniyor ve filmdeki karaktere ‘gitmeyeceği’ düşünülerek reddediliyor. Ve bu isimler herhangi bir filmde başrol oynayabilecek kişiler. Sanırım bu da Nuri Bilge Ceylan’ın isminden ötürü.

Cin Aynası, Evvel Zaman ve İnsan

“Evvel Zaman”dan sonraki yıllarda “Cin Aynası” adında bir kitabı çıkan Kesal’ın o kitapta da “Bir Zamanlar Anadolu’da” filmiyle ilgili yazdığı kısımlar bulunuyor fakat “Evvel Zaman” çok daha kapsamlı bir kitap. Diğer kitapta daha çok anılara ve bu anıların yazarda bıraktıklarına değinilirken burada daha genel bir durum söz konusu. Fakat odakta her zaman ‘insan’ var. Kesal’ın bütün kitaplarında olduğu gibi.

Film sürecinde yaşanan olumsuzluklardan, aksaklıklardan, hava şartlarından tutun da yazarın ailesiyle ilişkilerine kadar her şeyi görüyoruz. Çünkü bunları bir bütün olarak görüyor Ercan Kesal. Hatta film sürecine başlamadan önce hayatını buna göre düzenlediğini söyleyip bir özeleştiri getiriyor: “Ben biraz da kıyamet gününe hazırlanır gibi hazırlanmıştım filmin çekimlerine, doğrusu abartmışım. Ertelediğim, gündemden kaldırdığım birçok işi geri çağırmaya ve toplamaya başladım. Bu dönemde hastanedeki işleri toparladım. Üniversitedeki kaydımı, ders seçimimi yeniden aktif hale getirdim. İşyeri hekimliği yaptığım yerlerden birinden istifa etmiştim, yanlış yapmışım; neyse diğerlerine daha çok dikkat çekerim artık.”

Önce film, sonra kitap

“Evvel Zaman”ı okuyacaklara tavsiyem, önce filmi seyretmeleri, sonra kitabı okumaları. Perdeye aktarılan birçok kitabın filmi, kitabı okuduktan sonra seyredilmesine rağmen “Evvel Zaman” o kategoride bir kitap değil. Filmi seyrettikten sonra kitabı okurken birçok sahnenin ne şartlarda o noktalara geldiği okurun önüne serilecek ve bu da okura çok daha farklı bir bakış açısı yaşatacaktır.

Kitapta arayıp da bulamadığım bir şeyi söyleyip yazıyı bitirmek istiyorum. “Bir Zamanlar Anadolu’da” filmi Ercan Kesal’ın oynadığı ‘muhtar’ sahnesiyle hafızalara kazınmıştır. Filmin bu sahnesini seyredenler sanki oradaki kişileri perdede görüyor gibi değil de yan taraflarındaymış gibi hissederler. Son derece doğal bir konuşmanın ve yemek yeme durumunun gerçekleştiği o dört beş dakikalık sahnenin metninin nasıl yazıldığını dışardan bakan biri olarak oldukça merak etmiştim fakat bunun cevabını bulamadım kitapta. Buna da nazar boncuğu diyelim.

Ercan Kesal kalemi kuvvetli bir yazar. Güçlü kalemiyle bir filmin arka planını sunduğu bu kitapta da birçok ayrıntı bulacak okur. Filmi seyreden birçok kişinin şaşıracağı bilgiler de bulacağını eklemeliyim.

Mehmet Akif Öztürk

Ercan Kesal, Evvel Zaman