Şehirli çocukları bilmem ama; bir köylü çocuğun sahip olmak istediği en önemli araçlardan biri bisiklettir. (Diğeri de çakı.) Çocukluğu köyde geçmiş biri olarak ben de çok istemişimdir bisikletimin olmasını. Amcamın “ince balon” dediğimiz bir “velespit”i vardı ve hevesimizi onunla gidermeye çalışırdık.
Mavi bisikletim oldu o zaman
Bir bisikletim olduğunda ise ilkokulu bitirmiştim. Kardeşlerim ve mahalle arkadaşlarım bisiklete binmeyi ondan öğrendi. Mavi, tutamak noktalarından rengarenk bayrakların uçuştuğu bir bisikletti. İşimi çok gördü. Sonra onu sattım. Hevesim bittiğinden değil, paraya ihtiyacım olduğundan.
Ankara’da bisiklet yolu da yok zaten
Yıllar sonra şu an elimdeki bisikleti aldım. Manisa’da okula bisiklete binerek gittim üç yıl. Makalelerimi, bazı hikayelerimi bu bisikletin üstünde yazdım hep. Çocuklarımı bisikletle gezdirdim. Sonra onlara da bisiklet aldım. Hayatın içinden bir araç olarak ne zaman bir bisiklet görsem ilgimi çeker. Ama bisikletim artık tavan arasında. Binmeye ne fırsatım var ne de Ankara’da bisiklet yolu.
Yolculuğun hayret verici açılımları var bu şiirde
Şair Ahmet Murat’ın Bir Şair Bisikletle adlı şiir kitabı “Bir Hikayeci Bisikletle” şeklinde okunabilecek bir kitap. Kitabı biraz da böyle okudum. Ve böyle daha çok sevdim bu kitabı. Çünkü şairin bisiklet üzerinde gezerken gördükleri, izlenimleri, yolculuğun hayret verici açılımları, halka özgü bir araçla yine bu topraklarda dolaşması ile kendi bisiklet maceram arasında büyük benzerlikler buldum.
Düşünüyorum ki bu buluşlar sadece bana ait ve benimle sınırlı değildir. Bisiklet binen, bisikletle dolaşan hemen herkesin ortak duyguları. Bisiklet ne tam teknolojidir ne de alet; onların dışında bir şey. “Geçiş dönemi aleti” dense yeridir ona. Enerjisini, hareket gücünü insanın çevirdiği pedaldan alan ama geleneksel araçlara göre daha hızlı ve modern:
yeşil otları diyorum, o tepeyi boyluca
bir yağmuru, bir şiiri ve ikindiyi
sağına soluna çarparak bir şair bisikletle
çarpacak bir şey yoktu, aşıyordu sanki
Gölgeler uzamış ama ömür kısalmıştır
Kitaba adını veren şiir olarak “Bir Şair Bisikletle”, diğer şiirlerde bir leitmotiv olarak karşımıza çıkan “ikindi” imgesini de barındırıyor. Buradaki ikindi bir yönüyle şairin ikindisi; diğer yönüyle ümmetin ikindisi. İkindi olmuşsa akşama ramak kalmış demektir. Gölgeler uzamış ama ömür kısalmıştır. Güneş ferini biraz kaybetmiştir; sık sık batacağını ihtar etmektedir. Asr-ı sânî, biz müslümanlar için temel kavramlardan biri. Ahmet Murat, imgelerini ait olduğu inançtan ve kültürden alarak bir aidiyet ölçüsü koyuyor ortaya. Namaz onu Miraçname’ye yükseltiyor; Beytullah, Cuma, İlk Oruç’la yapılan yeni insana çağırıyor. Sadece insan değil, Bağdat da yeniden kuruluyor şairle.
Çünkü Ahmet Murat bir “diriliş” şairi. Kültürün içinden şiirin eşiğinde insanı da dirilişe çağırıyor:
seni bir kırlarda papatyalarla diriltsem
yüzsen ikindiye değin iki şiirde
…
birkaç isim, atmış dikiş, kırılmış tel gibi
birkaç ikindi, acıdan incelmiş bakışları
Dikkat, bir şair geçiyor bisikletiyle yanınızdan
Ahmet Murat, şiiri imgelerle yormuyor, boğmuyor. Türkçe’ye, yalın söyleyişe yaslanıyor ve zor olanı seçiyor. Çünkü dilin dünyasından çıkmadan ulaşılacak anlam ve sadelik, imge zorlaması ile varılacak anlamdan daha önemli.
o berbat şarkıyı duymazsın artık
o incelmemiş zevki, o tütün saran Türkçe’yi
o kunt lügati, o sakil lehçeyi
Hayata bitişik -özel olarak kendi hayatına bitişik- bir şiiri var Ahmet Murat’ın. “Trafik”, “1981’de ne oldu”, “Filistin’de bahar hazırlıkları” bu duyarlığın en canlı örnekleri. “Atay (Oğuz), “Sinbad”, “Kudüs”, “Tevhid ve tekke”. Şiirin hız kaynakları.
Her şiir, kendi yapısı ve musikisiyle geliyor. Temanın doğasına uygun bir şiir dili kuruyor şair. İşte en tipik örnek olarak “Pastoral” adlı şiirden birkaç örnek:
Gümüş çayda şıpırtı loy
Balık okulu dağıldı
Şiir şiir içinde soy
Kalbim su gibi dumlu
…
Gümüş çayın bekçisi toy
Huysuz çayır balkanı
Kılıç kalkan sezgisi oyy
Gagası duman kanadı.
Tadımlık yazayım derken baktım kitabın hepsini yazmam gerek, bıraktım. Kitapları arasında şiire yer vermekten imtina eden yayınevlerine inat, Profil Yayınları, şiir projektöründen ışıklar tutuyor gözlere. Ne güzel! Bir şair bisikletle karşılıyor şiiri, tabiatı ve insanları. Bisiklette Ahmet Murat. Dikkat! Bir şair geçiyor yanınızdan!
Kâmil Yeşil dizeler arasında kayboldu