Küçük yaşta kimsesiz başlayan bir hayatın cennete giden yolculuğu. Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) doğumundan vefatına kadar yanında, O’na en yakın olan, hüznü ve mutluluğu Allah için olan bir hanım.

Asıl adı Bereke b. Salebe’dir. Miladi 560 yılında Habeşistan’da dünyaya gelmiştir. 11 yaşlarında iken ailesiyle beraber Fil Vakası’na şahit olmuş ve o vakada tüm ailesini kaybetmiştir. Mekke’de kimsesiz kalan Bereke, Abdulmuttaliboğullarının hizmetlerini yapmak için onlarla yaşamaya başlamıştır. Abdulmuttalib, Peygamber Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) babası Abdullah’ın vefatından sonra Bereke’yi Peygamberimizin annesi Amine’ye yardımcı olarak hediye etmiştir.

Küçük anne Bereke

Daha çok Ümmü Eymen künyesi ile anılan Bereke, Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) doğumuyla birlikte artık Amine’nin yanında yardımcı ve bir destek olarak hep var olmuştur. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) altı yaşında iken annesi Amine ve Ümmü Eymen ile beraber Medine’ye akrabalarını ziyaret etmek için yola çıkmışlardır. Bu ziyaretin dönüşünde Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) biricik annesi hastalanmıştır. Ebva denilen yerde annesi hastalığının artmasıyla Resulullah’ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ümmü Eymen’e emanet ederek ruhunu teslim etmiştir. Resulullah’ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) teselli etmeye çalışan Ümmü Eymen, onu almış ve Mekke’ye dönmek için yola çıkmıştır. Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ümmü Eymen’e (Radiyallahu Anha) “küçük anne, annecik” anlamına gelen “Ümeyme” demiştir. Beş gün zorlu yolculuğun ardından Muhammed’i (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dedesi Abdülmuttalib’e teslim etmiştir. Ümmü Eymen (Radiyallahu Anha) , Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dedesinin yanında bulunduğu zamanlarda ve onun vefatından sonra amcası Ebu Talib’in himayesinde iken de Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanında olmuş ve hizmetinde bulunmuştur.[1]

Cennetten bir kadın

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 25 yaşında Hatice (Radiyallahu Anha) ile evlendiğinde Ümmü Eymen’i azad etmiştir. Ümmü Eymen (Radiyallahu Anha) , Ubeyd b. Zeyd el-Hazrecî ile evlenmiş ve Yesrib’e gitmiştir. Bu evlilikten Eymen adında bir evladı olmuştur ve bu sebeple O’nun ismi ile künyelenmiştir. Ümmü Eymen’in (Radiyallahu Anha) mutlu bir evliliği vardır fakat bir tarafı da diğer evladında, Mekke’dedir. Eşi vefat edince hemen oğlu Eymen’i de alıp Mekke’ye geri dönmüştür.

Çocukluğundan beri yanında bulunan, destekçisi ve yardımcısı olan Ümmü Eymen (Radiyallahu Anha) , Resulullah’a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nübüvvet gelince de tereddütsüz ilk iman edenlerden olmuştur. İman etmenin beraberinde ödenmesi gereken bedelleri ödemiş Resulullah’ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zor zamanlarında yalnız bırakmamıştır.

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine yıllardır annelik yapan, zor günlerinde de yanında olan Ümeyme’si hakkında bir gün ashabına hitaben şöyle buyurmuştur: “Cennet ehlinden bir kadınla evlenmek isteyen Ümmü Eymen’le evlensin.” Bunu duyan Zeyd bin Harise yaşı daha küçük olmasına rağmen Ümmü Eymen’e (Radiyallahu Anha) talip olmuş ve evlenmiştir. Bu evlilikten nice ordularda komutanlık yapacak Peygamberin kendi torunlarından ayırmadığı ve Allah’ın sevmesi için dua ettiği Üsame bin Harise dünyaya gelmiştir. Müşriklerin işkenceleri artınca ilk olarak Habeşistan’a sonrasında da Medine’ye hicret etmişlerdir. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gerçek anne desteği gibi hissettiği Ümmü Eymen’i (Radiyallahu Anha) Medinelileri de şahit kılarak “Ümmü Eymen! Ümmi ba’de Ümmî/Ümmü Eymen annemden sonra annemdir.” buyurmuştur.

Anne olmak

Özel bir hanımdır Ümmü Eymen. Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) evine teklifsiz gelebilen kişilerden biridir. O’nun evi de Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rahatlıkla gittiği bir evdir. Enes (Radiyallahu Anha) zaman zaman Allah Resulü’nün (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ümmü Eymen’i ziyarete gittiğini ve her zaman bir şeyler ikram ettiğini söylemiştir. Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oruçlu olduğunda ya da bir şey yemek istemediğinde tam bir anne gibi ısrar ettiğini ve kızdığını aktarmıştır. Aralarında yaşanan bu durumu Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gülerek karşıladığını da eklemiştir. Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ümmü Eymen’e çokça şaka yaptığı, Fatıma’nın (Radiyallahu Anha) ve diğer kızların düğün hazırlığından kızlarının vefatına kadar her zaman yanlarında olduğu bilinmektedir. Mutluluğu ve hüznü hep Allah Resulu (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile ve Allah için olmuştur.

Neden ağlanır?

Bir gün teselli bulmak adına Resulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yaptığı gibi Ebu Bekir ve Ömer (Radiyallahu Anhün) Ümmü Eymen’in evine gitmiştir. Ebu Bekir’in ve Ömer’in (Radiyallahu Anhün) evine doğru geldiklerini görünce gözleri Resulullah’ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aramış ve ağlamaya başlamıştır. Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) “Niye ağlıyorsun? Ölümün hak olduğunu, Rasulullah’ın Allah nezdinde bulacağı mükafatların daha hayırlı olduğunu bilmiyor musun?” demiştir. Ümmü Eymen (Radiyallahu Anha) “Elbette ölümün hak olduğunu, Allah Resulü’ne isabet edeceğini biliyordum, vefatına üzülüyorum ama asıl o varken Rabbimiz yanlış yaptığımızda ayetlerle bizi doğrultuyor, güzel işler yaptığımızda tasdikliyordu. Şimdi Resulullah vefat etti ve vahiy kesildi. Ben esas Allah artık bizimle o şekilde konuşmayacak, ona ağlıyorum.” demiş ve bu sözleri ile Ebu Bekir ve Ömer’i (Radiyallahu Anhün) de ağlatmıştır. Resulullah’a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) olan sev gisini ve özlemini vefatından sonra kendi şiirinde bizlere şöyle aktarmıştır:

Ey gözüm! Cömertçe davran ve çokça ağla.

Doldur gözlerini, ayrılığa şifa olan yaşlarla

Bugün Peygamber aramızdan ayrıldı

Olmadığı için gecenin karanlığı üzerimize yayıldı.

Onun ayrılığı imtihanların en şiddetlisi

Sabır göstermek, yüreklerin en ağır meselesi

Ağlayın, kaybettiğimiz en hayırlı beşere

Vahiy ile desteklenen, o en güzel

Resule Bugünden sonra gözlerimizden yaşlar kurumayacak,

Bu hâlimiz hayırlı akıbetlerle O’na ulaşana kadar baki olacak

Karanlık zamanlarda yaşarken kavuştum ben Sana

Vuslatınla rahmete ve nura eriştim, oldum Sana Ana

Ey tertemiz nesebin en son halkası

Sensin bu güzel yürüyüşün en hoş sedası[2]

Ebu Bekir ve Ömer’in (Radiyallahu Anhün) hilafet dönemlerinde de yaşamış, Osman’ın (Radiyallahu Anh) hilafetinden kısa bir süre sonra vefat etmiştir. Ümmü Eymen en değerlinin hayatında baştan sona var olan, bizlere Kur’an’a bakış, cihat, sevgi, fedakarlık, annelik ve sayılamayacak değerler öğreten bir “Anne”dir. Allah O’ndan razı olsun.

Esma Nur ALTAN

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi

DİPNOTLAR:


[1] Bünyamin Erul, “Ümmü Eymen”, TDV İslam Ansiklopedisi

[2] Muhammed Emin Yıldırım, Hz. Ümmü Eymen Bint Sa’lebe (r.a) Küçük Anne, https://www. youtube.com/watch?v=UroTJJ0V2rs&t=2s