Hüseyin Atlansoy, Hece Yayınları arasında çıkan yeni şiir kitabı Gösteri Uçuşu ile okuyucularının karşısına çıktı. Bu, Hüseyin Atlansoy okurlarını elbette ziyadesiyle memnun etti.

Bir şairin şiirlerini dergilerde okumak önemlidir. Bu okuyucuya ayrı bir keyif verir. Sabırsızlıkla beklediği derginin yeni sayısında şairinin şiirleriyle karşılaşması o dergiyi daha bir anlamlı kılar. Hüseyin Atlansoy, bu anlamda adresi belli şairlerimizdendir. Okuyucu onu nerede bulacağını bilir, vaktinde ve yerinde, şiiriyle kucaklaşır.

Dergilerin yanında bir şairin şiirlerini derli toplu el altında tutmak da önemlidir. Bu anlamda şiir kitapları farklı bir yere sahiptir. Yayınevlerinin her zaman temkinli yaklaşmaları, şiir kitaplarına olan ilginin azlığından yakınılması da şairleri kitap çıkarma noktasında oldukça zorlayan görünmez setler arasındadır.Hüseyin Atlansoy, Kaçak Yolcu

Şiirlerini kitaplaştırma konusunda çok da hızlı davranmadı

Hüseyin Atlansoy, şiirlerini kitaplaştırma konusunda çok da hızlı davranan şairlerimizden değildir. Genelde durumu akışına bırakmayı tercih etmektedir. 1998’deki Kaçak Yolcu’dan sonra yedi yıl bekleyip Karşılama Töreni’ni çıkarması, altı yıl sonra da Yarın Bekleyebilir’i okurlarla buluşturması okurlarının alıştığı bir durum olsa da, arzulanan durum, okuyucunun beklemek istememesiydi.

Bir zamanların en çok satan hatta basılıp tükenen ve bir daha ortalarda görünmeyen kitaplarının şairi Atlansoy, Su Burcu ile ilk beş kitabını da bir araya getirerek bütün şiirlerini başucumuzda tutmamızı da sağlamıştı. Elbette bütün bu çalışmalarda Hece Yayınları’nın emeğini de göz ardı etmemek gerek.

Yarın Bekleyebilir’in ardından bu kez bir yıl sonra Gösteri Uçuşu’yla Hüseyin Atlansoy okuyucularıyla buluştu. “İşte buna sevinilir.” denecek kadar bir mutluluk yaşandı desem abartmış olmam. Karşımızda ‘80 kuşağı diye bir adlandırmada adı ilk sıraları hak eden bir şair var ve bizler onun yeni bir kitabına ulaşmak için artık uzun yıllar beklemek zorunda kalmadık.

Mısra-ı bercestesi yoğun bir şairdir Atlansoy

Hüseyin Atlansoy şiirlerine aşina olanlar bilirler. Bu şiirlerde sizi her an bir sürpriz karşılayabilir, karşınıza her an sizi alaşağı edecek bir dize çıkabilir. Şiir soluksuz okunduğu müddetçe diridir. Atlansoy şiiri son dizesine kadar diri bir şiirdir. Son dize sizi alır ve esmer bir duruşla metropollerin arasından savurarak kanayan bir yara ile kalbinize dokunmaya çağırır.

İki bölümden ve yirmi altı şiirden oluşan Gösteri Uçuşu’nda ikinci bölüm “Köşk”, birbiri ardına sıralı şiirlerden oluşuyor. İç içe geçmiş bir dünyanın sevmelerden, hayretlerden ve zenci gözlerinden nasıl geçtiğini şair “naklen” aktarıyor: “Haydi şimdi – Kasırga – Naklen”

Hüseyin Atlansoy’la özdeşleşmiş ve şairin kimliği niteliğinde imgeleri vardır. Şair bu kitabında da imgelerine yer veriyor. “Esmer” duruş, hayata karşı esmer bir iç geçirme Atlansoy imgelerinin vazgeçilmezi olmayı sürdürüyor: “İşte böyledir esmerliğim gökyüzün kadar kara

Hüseyin Atlansoy, Gösteri UçuşuMısra-ı bercestesi yoğun bir şairdir Atlansoy. Öyle dizeleri vardır ki bir şiirin bütün yükünü bile yüklenebilir. Özellikle şiirlerin son dizeleri bu özellikte dizelerdir. “Gidip uyku çalışalım belki bir rüya kazanırız” bu tür dizelere örnek olabilir.

Şair kalbini göklere açtı

Gösteri Uçuşu’nda harflerin şiirdeki ritmini yakalamak mümkün. Şair harflerin dünyasından seslenerek harfleri şiirinde vücuda getiriyor. Bir sesin ne kadar büyük anlamlar ifade ettiğini şiirleri okuyunca daha iyi anlıyoruz. A’dan B’ye, oradan da C’ye uzanan bir çizgide “Harfler” şiiri çağrışımı bol bir şiir olarak karşımıza çıkıyor.

Şair harfler kadar sözcüklerin de ritmini şiirinde bol çağrışımlı olarak kullanıyor. Sözcüklere kendi penceresinden bakarak yeni anlamlar yükleyerek şiirini zenginleştiriyor. Kitabın ilk şiiri “Lehlik”, bu anlamda bir şiir. Şiirin başlığından çıkarılacak her anlam, ancak şiirin ilk dizesi okununca anlama bürünüyor: “Lehime değil hiçbir şey

Hüseyin Atlansoy’u dergilerden, kitaplardan takip etmek; bir yanını bu çağın girdabına kaptırmış kalpler için bir şifa kaynağı olacaktır. Gösteri Uçuşu, şairin kalbini göklere açtığı, bir iç geçirme olarak kanatlanmış sözcüklerle alıştığımız bir ritmi bizlere sunuyor. Radikal aşklarla sevenler, gökyüzüne kanat çırpanlar ve hayat denen bu yokuşta attığı her adıma gösteri uçuşu havası verenler var olsun diye bir kez daha haykırıyor şair; hayat devam ediyor; “Naklen! Haydi”

Mustafa Uçurum yazdı