Bir eğitimci mottosu: “Açılın Ben Öğretmenim!”

Öğretmenliği ile yıllarını, hayatını birleştirmiş insanların, tecrübelerini başkalarının fayda ve beğenisine sunmaları önemlidir. Eğer güzel noktalara varılmış, iyi çığırlar açılmış ve değerli sonuçlar elde edilmişse neden başkaları için paylaşım yoluna gidilmesin ki! İşte Müjdat Ataman isimli yazar-öğretmen-idareci, “Açılın Ben Öğretmenim” kitabında bunu yapmış, cimri davranmamış, bir erdemlilik örneğini ortaya koymuş.

Yazdığı bütün örnekleri uygulamış olması, eserin etki alanını büyütüyor. Yani hayali sözlerle değil de tamamen yerine getirilmişliklerle karşı karşıya kalıyoruz kitapta. Müellif, eserinde, öğretmenlik ve daha sonra da idarecilik hayatı boyunca etki uyandırması, kalıcı olması için öğretmenlik alanına yönelik geliştirilmiş pek çok yöntem, teknik ve stratejiyi hayata geçirmiş. Diğer tecrübelerden de yararlanmayı ihmal etmemiş. Deyim yerindeyse, eğitim ve öğretim ile alakalı, geçerli, önemli, değerli olan bütün güçleri birleştirmeye azmetmiş.

Eserde, kimi ezberlerimizin bozulduğunu görüyoruz; hem de hiç istifimizi bozmadan. Mesela derse başlarken bir önceki dersin konusunu hatırlatmayı, ders sonunda ödev vermeyi çok anlamlı ve gerekli görmüyor yazar. Sırayla bütün öğrencilere söz hakkı vermenin de doğru olmadığını; çünkü otuz öğrencinin bulunduğu bir sınıfta ilk cevap veren ile son cevap veren arasındaki zaman aralığında önceki öğrencilerin dersten kopma durumlarının olacağını ve hatta olduğunu belirtiyor. Soru-cevaplı ders işlendiğinde, her zaman ilk söz hakkı isteyenlere yönelmek yerine biraz zaman verip herkesin düşünmesini sağlamanın ve cevapları tüm öğrencilerden almanın daha isabetli olduğunu vurguluyor. Çünkü hızlı düşünen öğrenciler olduğu gibi yavaş düşünen öğrenciler de sınıfta mevcuttur. Geçerli bir sınıf yönetimi ve adaletli bir ders için, bunu yerine getirmek gerekir.

Dersleri, öğrencilere çekici ve çekici olduğu kadar da etkileyici kılmak için kırk dereden su getirmiş yıllar yılı yazar. Teknik namına ne varsa hepsinin kapısını çalmış. Hem öğrenmiş hem de bizzat uygulamış. Mesela ders boyunca öğrencilerin dikkatlerini diri tutmak için, dersin başında “ders boyunca kuracağım cümleler içerisinde bir kelime geçecek ama dersimizle tamamen alakasız” diyerek bu sözcüğü kimlerin bulup bulamayacağını ders sonunda görmek istediğini belirtir. Hal böyle olunca bütün sınıf, dersin sonuna kadar öğretmenlerinin dilinden dökülen sözcüklere dikkat kesilir.

Derse giriş cümlelerinin ne kadar önemli olduğuna, ara değerlendirmelerin kaçınılmazlığına, grup çalışmalarına, etkinliklerin vazgeçilmezliğine, dikkat çekici, dikkat toparlayıcı etkinliklere, dersi ve dersin öğretmenini sevdirici, dersin sonunun gelmesini hiç istetmeyici renkliliklere ve daha nicesine değinmiş yazar. Hepsini, örnek olsun, fayda versin, katkı sağlasın için yapmış. Hâlihazırdaki öğretmenlere ve öğretmen adaylarına ışık tutacak çok büyük, çok ciddi ve çok nitelikli örneklikler var eserde.

Derslerini verimli hale getirmek isteyen, öğrencilerinin hafızalarında silinmez izler bırakmak, onlar tarafından hayırla yâd edilmek isteyen her bir öğretmen ve öğretmen adayı için başucu niteliğindeki kitap çalışmasını bitirirken, asıl yapılması gerekenlerin kitabı bitirdikten sonra başlayacağını ifade eden Ataman, bu yola koyulmuş bütün arkadaşlarını göreve davet ediyor.

Yazar ve dahi eğitimci Müjdat Ataman’a teşekkür ederken, böylesi etkin ve seçkin örneklikleri yerine getirmeyi ve daha güzellerini ortaya koymayı/yazmayı, Müslüman şahsiyetimizle aktif ve yetkin öğretmenler olmayı, Yüce Rabbimiz’den niyaz ediyoruz.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Abdullah
Abdullah - 2 yıl Önce

Muallim olarak çok hoşuma gitti emeğine sağlık en kısa zamanda alıp okuyacağım

banner36