Bir Ankara güzergâhı: Telgrafhane’den Cebeci’ye giden yol

Yabancı bir turist Ankara’yı ziyaret etmeden önce şehri tanımak isteyebilir. Bir gezi rehberi kitabı satın almak istiyorsa, satın alabileceği doğru dürüst bir gezi rehberi yoktur. Bu vaziyet birçok şehrimiz için böyledir. Dorling Kindersley’in Eyewitness serisi seviyesinde rehberler hazırlanmalıdır.

Bürokraside kültür endüstrileri nazariyesini Avrupa’dan 15 yıl sonra takip etmeye başladık. Sosyal medyayı memleket tanıtımında kullanabileceğimizi Facebook, Twitter, YouTube çıktıktan seneler sonra fark ettik. Mahalli idarelerin turizm hizmetleriyle fazla ilgilenmedik. Hâlbuki şehirler bizim turizmdeki temellerimizdir. Bogota ve Medellin dünyanın en tehlikeli şehirleri arasındayken Kolombiya’da turizmi, idaresinin müşküllüğü gibi bağları görmek lazımdır.

Ankara’da uluslararası mahiyette markalaşma sağlayacak bir nevi “guggenheim etkisi” inşası mümkündür. Yeni gelişen mahalleleri bir yana koyalım, Emek, Balgat, Demetevler, Dikmen, Ümitköy vb. yerlerin kültür, sanat, mimari muhtevaları yok denecek kadar azdır. Buralarda üst seviye mimari dokunuşlar, mekânlar, müze, sokak, park, galeriler inşa etmek gerekir. Bilhassa Avrupa şehirlerinde merkezi yerlerin bir kısmının trafiğe kapalı olduğunu görmek gerekir. Orta vadede Ulus’tan Kızılay’a trafiğe kapalı bir mekân ve bir tramvay şebekesi lazımdır. Doğru bir turizm perspektifi şehirleri geliştirmek için bize imkânlar vermektedir.

Hacıbayram’daki İlim Yayma Cemiyeti’nin kapısını inceleyiniz. Geredeli Hacı İbrahim Mutlu’nun yaptığı bu tür kapılar, işlemeler, tavan göbeklerinin motifleri Ankara sathına yayılmalıdır. Giderek tekdüzeleşen bina cephelerine bu motiflerde seramik süslemelerin yerleştirilmesi ve bu hususta bir Ankara üslubu oluşturulması desteklenmelidir. Binaların birbiriyle uyumlu renklere sahip olması, reklam tabelalarının estetiği üzerinde daha fazla durmalıyız. Apartmanların balkon çiçekleriyle süslenmesi teşvik edilmelidir. İçinde Seymenlerin ve mahalli halkoyunlarının bulunduğu bir Ankara şenliği tasarlanmalıdır. Kalıcı olacak üst düzey bir edebiyat festivali geliştirilmelidir.

Önceden Hukuk Fakültesi, Ankara’da şimdi yıkılmış olan Telgrafhane Binası’ndaydı. Sonra bugün Vakıf Eserleri Müzesi olarak kullanılan binaya, oradan da Cebeci kampüsündeki binaya geçti. Bu binaların hepsinin mimari mânâsı vardır. Bugün Ankara’da bir fakülte açılmasına izin verildiğinde binasının mimari bir değeri olmasına dikkat edilmelidir. Apartman-fakülte, altı market üstü fakülte, bahçesi olmayan fakülte anlayışları terk edilmelidir. Ülkede ortaokul görünümlü fakülte olmamalıdır.

Ankara’nın köylerinde yeni gençlik kampları, doğa yürüyüşü güzergâhları tesis edilmelidir. Gençlik kamplarının gö­nüllü çalışma kampları gibi uluslararası düzeyde ele alınması yerinde olur. Bu kamplarda öncelikle agroturizm faaliyetleri planlanmalıdır.

Ankara için mevcuttan daha iyi gezi programları hazırlanmalıdır. İngiliz eski bakan Michael Portillo’nun bir seyahat programı var. 1913 tarihli bir gezi rehberi eşliğinde tren güzergahları ana fikri etrafında Avrupa’yı dolaşıyor. Bizim de eski bir bakanımız gezi programı yapıyor. Güzel iş çıkarıyor ama bir seyahat programında resmi dairelere fazla uğranmaması ve bazen bir cümle içinde iki defa “sayın bakanım” ifadesinin işitilmemesi gerek.

YORUM EKLE